22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

Mustafa Nazlıer: Süreci yönetebilecek miyiz?

Hayatımız Sigortalı Dergisi Yazarı Mustafa Nazlıer, yaşanılan süreci sigorta sektörü açısından değerlendirdi. Nazlıer’ın Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin Ekim sayısında yayınlanan, “Yönetebilecek miyiz?” başlıklı makalesi şöyle…

mustafa nazlier 1

Uzun yıllara dayalı tüm tecrübelere rağmen kriz ve kaosun dinamik yapısı takip edilebilir değil. Takip edip öngörüde bulunmak ve strateji yaparak aksiyon almak… Doğru olan basit yöntemler ama bu tür yetenek ve kabiliyetleri hayata geçirmek için SAHİP olmak gerek AİT olmak değil.

Bugünlerde AİT olduğumuz zorunlu hallerin yarattığı sıra dışı kaos ve kriz ortamını yönetebilmeyi çok olanaklı görmüyorum. Akşam farklı bir durum da yatıp sabah bir başka dünyaya uyanıyoruz. Kendi inisiyatifimizde olan konular olduğu gibi olmayan konular daha fazla. İş ve finans dünyası belirleyici ancak stabilite sorunumuz var. Ayrıca yabancı sermayenin etkin ve belirleyici olduğu durum karar almayı doğrudan etkiliyor. Özellikle yabancı sermaye yapısını inceleyerek sigorta sektörünün sorununa göz atabiliriz.

TÜRKİYE’DE YABANCI SERMAYENİN PAZAR PAYI ŞİMDİLİK BÖYLEYMİŞ:

  • Otomotiv: Yüzde 95
  • Kargo-Kurye: Yüzde  75
  • İlaç: Yüzde 70
  • Temizlik maddeleri: Yüzde  70
  • Petrol ürünleri ve akaryakıt: Yüzde  50
  • Bankacılık: Yüzde 44.5
  • Sigortacılık: Yüzde 50
  • Çimento: Yüzde 40
  • Gıda: Yüzde 30
  • Uluslar arası taşımacılık: Yüzde 80
  • Reklamcılık: Yüzde 70
  • İçecekler: Yüzde 70
  • Ambalajlı su: Yüzde 50
  • Bitkisel yağ: Yüzde 20
  • Margarin: Yüzde 45
  • Sıvı yağ: Yüzde 30
  • Kozmetik: Yüzde 50
  • Turizm: Yüzde 50
  • Telekominikasyon: Yüzde 70
  • Borsa: Yüzde 75

(Kaynak: Kapital Dergisi. Mustafa Sönmez)

Hayatımız Sigortalı ve Şemsiye dergileri her an sizinle

Küresel Sermayenin yerel yapılanmasında karşılaşılacak en önemli sorunlardan birisi 12.09.2018 tarihli Kararname ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında değişiklik yapılmasına dair karar Sigorta sektörü için neleri değiştirir,etkiler veya zorlar.

Bu kadar yabancı sermayenin yer aldığı ülkemizde sigortalı olacaklar ise kısa notlar olarak aşağıdaki hususları dikkate almak gerek;

● Teminat üretip satan ülke olmadıkça kural getiremeyiz. Ana reasürörler belirleyicidir. Bu durumda yurt dışından sağlanan reasürans desteği için kural koyucu değiliz. Küresel sermayeye sigortacılık açısından Türk Lirasını korumak adına sınırlama getiremeyiz.

● Kamu kendi girişimi olan yatırımlarda dahi ( nükleer santraller, hızlı trenler, köprüler, enerji sektörü v.b) bu koşulu yerine getiremez. Ayrıca kendi getirmesi zararına da yol açar.

● Zarar ve tazminat kavramları sözleşme kuralları ile belirlenirken genel şart ve uygulamaları evrensel hukuk, sigorta hukuku v.s referans alınarak hazırlanıyor. Uluslar arası yatırım ve finans dolaşımının garantisi olan sigorta sözleşmeleri evrensel güvencenin bilinen en etkin ve tek yolu. Yabancı sermaye girişini sağlamak için kendilerini güvende hissedecekleri sistemi devam ettirmek gerek. O halde sigorta sözleşmelerini Türk Lirasına getirme isteği taraflara fayda sağlamayacağı gibi zarar verecektir.

● Poliçe düzenleme tarihi ile hasar tarihindeki uygulamaların yaratacağı sorunlar sigorta sözleşmesinin asıl amacı olan korunma ilkesine ters düşer. Teminat alma amacı; risklerden korunmak ve yarattığı hasar ile zararı karşılamak olan sözleşmelerin kendisi zarar sebebi olur. Zarara yol açacağı, poliçeyi düzenleyen tarafından bilinir iken TTK bilgi edinme kanunu kapsamında yükümlülüğü sigortacıya vermişken her hangi bir dava anında her zaman kaybeden olacak sigortacılar olacak ve siyasal garantileri dikkate alarak iş yapamazlar. Bu tür dönemsel değişimler uluslararası sisteme tabii yapılanmalarda tepki veremezler, vermemeliler… Kur maliyetleri bakımından bu durum oldukça önem arz eder. Değişken ve dalgalı kur politikalarından etkilenmemek için sözleşme serbestisi olan bir konuda yerel zorlayıcılık adil olmadığı gibi sonuçları bakımından doğrudan soruna sebep olur.

● Sigorta bedeli ve değeri kavramı dışa bağımlı piyasalarda kendilerince belirlenemez. Bedeller olağan biçimde kendi değerlerini taşır. Bu tür yapıdaki ekonomilerde asıl amacı zarardan korumak olan poliçeler için sigortalılara zarar vermek istemiyorsak TÜM POLİÇELERİ ANCAK ABONMAN TÜRK LİRASI POLİÇE ŞEKLİNDE DÜZENLEMEK gerekecek ki kur maliyeti oluştuğunda fark zeyilleri ile dosyalar kapatılabilsin. Bu durumda da eksik ve aşkın sigorta kavramı gereksiz olacağından sigortacılığın temel prensipleri yok sayılacaktır. İstismar edilebileceği gibi uygulanamaz bir durum.

● Amacı korunmak olan, zarar ve hasar ile sonuçlandığında kullanılan, iyi niyet prensibine dayalı sektör olumsuz tarafın parçası değildir.

● Anayasası evrensel olan sektör ve meslekleri yerelleştirerek sürdürmek olanaksızdır.

● Türk lirasının korunmasına kesinlikle destek olmak için sigorta sektörünün yapabileceği en iyi destek ONARIM YÖNTEMLERİNDE YERLİ VE MİLLİ SEÇENEKLER ile hareket etmelerini sağlayacak düzenlemelerdir.

● Başta hukuk olmak üzere sigorta sektöründen intikam alma duygusallığıyla karar verilmesine de artık son verilmelidir. Küresel bir korunma havuzunu yerelde hukuk yolu ile zedelemek fantezidir.

Sonuç olarak; yerli ve milli doktrini mutlak çözüm önerisidir. Sektör için bu tür bir başlangıç yerli ve milli reasürans kapasitesi ile pazarını yaratmaktır. Sonrasında üretim ve hizmet olanaklarına göre hasar giderme veya benzer süreç yönetimlerinde yerli ve milli ön planda tutulmalıdır. Sigorta sözleşmeleri düzenlenirken para birimine kısıt getirilemez ancak uygulamalar ile kısa, orta ve uzun vade de üretilecek çözümler ile şekillenir. Bunları hızlı ve doğru gerçekleştirmenin tek yolu özerk yapıdaki Sigorta Düzenleme ve Denetleme Kurumunu bir an önce hayata geçirebilmektir. Sigorta sektörünün penetrasyonun son 20 yıldır değiştirilemeyişini avantaja çevirmek gerek.

Bugüne kadar doğru ve iyi olan şeylerin yapılamamış olmasını bugün “İyi ki yapmamış (Yapamamış)” diyerek fayda olarak görmeliyiz. Yapıldığı sanılan şeylerin yarattığı izleri silmek için daha çok uğraşıyoruz. Bu yüzden YERLİ VE MİLLİ ama bilgi ile yeniden yapmak güzel ve anlamlı olacaktır. Sigorta sektörü bu kriz ve kaostan güçlü çıkacaktır. Bu konulardaki en yüksek bilgi ve tecrübeye sahip tek sektördür.

Süreci yöneteceğiz…

İşimiz bu.

https://sigortamedya.com.tr/kategori/mustafa-nazlier

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER