23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Mustafa Nazlıer: Analiz gerekli değil…

Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarı ve Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, 2017 senesini sigorta sektörünün kayıp yılı olarak olarak nitelendiriyor. Nazlıer, konuyla ilgili görüşlerine sorularla dikkat çekiyor.

Nazlıer’in “Analiz Gerekli Değil” başlıklı yazısı şöyle:

mustafa nazlier
Hayatımız Sigortalı (Aralık, 2017)

Sigorta sektörünün 2017 yılını kayıp yıl olarak görmesi gerektiğini daha önce köşemizden gerekçeleriyle duyurmuştuk. Geçen süre, durumun daha kötüleştiğini ve iyileştirilemez olduğunu gösteriyor.

Küresel katastrofik hasar etkileri, reasürans pazarlarında daralmalar, fiyatlama sorunları ve iletişim başta olmak üzere artan bir dizi sorunun yanı sıra iç pazarda yasal alt yapı, hukuk sisteminin yarattığı kaos ve tutarsızlık, otoritenin haftalık düzenleme değişikliği ve sektör içi çekişmeleri öncelik olarak görmekteydik. Sorunlar yukarıda sayılanlar kadar az değilmiş. Farklı ve etkili başka sorunlarında gündemi fazlasıyla meşgul ettiği gözleniyor. Sürekli basına yansıyan haberler kaygı verici…

  • Sigorta dolandırıcılığı ile milyonları vuran çete çökertildi,
  • Sigorta şirketlerinden milyonları dolandıran çete üyeleri yakalandı,
  • 5 ilde eş zamanlı operasyon,
  • Sigorta şirketlerinden organize şekilde haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 27 kişi gözaltına alındı.

Haberlere konu sigorta sektörü

Tabii ki bu haberler hukuk yolu ile takip edilmeye başlanmış, somut olayları kapsayan ve sadece tek bir tanesi için yapılanlar. Kim bilir bilinmeyen, tespit edilemeyen ve devam eden daha neler vardır..? Eminiz ki haberlere konu yakalananlardan çok daha fazlası halen sigorta sektöründen besleniyordur. Tabii ki bu tür profesyonel bilgi gerektiren dolandırıcılık için konu hakkında iyi bilgiye sahip olmakta gerekir. Aksi halde dolandırıcı başarılı olamaz. Bu durumda olasılıklar neler olabilir:

  • Sigortacı
  • Eksper
  • Hukukçu
  • Aracı
  • Kamu görevlisi v.b

Fraud, tek başına sektör için yeterli sorun kaynağı olacak boyutta. İç pazar sorunları arasında en büyüğü olsa gerek. Ve maalesef henüz hukuki bir süreç sonunda cezalandırılan hiç kimseyi duymadık, tanık olmadık. İşin ilginç yanı; sektör içinde çalışan ve işinden atılan birisi, bir başka sektör paydaşında yönetici olabiliyor…! Bu durumdaki sektör düzelebilir mi?

Kendi şirketimi zarara uğratır; ve /veya yönetemezsem, Türk Ticaret Kanunu hükümleri, gereğini sağlama konusunda bana hiç şans ve fırsat vermiyor. Hal böyle iken, “sigorta sektöründe negatif ve kötü bir sonuç için kimseye ceza verildiğini duymadım” İlginç…

Bu havuzun suyu nereden geliyor?

Havuz yönetiminde, bu havuzun suyu nereden gelip gidiyor bilinmiyor, ama bir şekilde devam ediliyor. Sürekli havuz kurulumu da ayrı bir konu. Levhalar var, sicil kayıtları var ama hiç kayıt yok. Tertemiz bir sicille bu havuzlar bomboş. İyi iş…

Sektör büyüyemez. Primler düşmez. Vatandaş mutlu olmaz. Teminat üreten bir ülke olamayız koşullarımız bu. Ancak; diğer taraftan elinde avcunda ne varsa ülkesine, sektöre vermeye çalışan çok sayıda gönüllü kişiler de var. İletilen sayısız projeler neyi bekliyor? neden bekliyor? bilmiyoruz. Yeni ürünlere, uygulamalara ve pazarlara ihtiyaç var. Bu gün, evrensel uygulamalar içinde korunmanın ve güvenli alanda kalmanın tek yolu sigortalı olmak. Benzer koşullarda aynı ortamı sağlayan alternatif kesinlikle yok.

Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin temel sorunu değişim. Sektörel değişimi kamuyla yapamayız, hiçbir inancımız da yok. 15 yıldır aynı siyasal etki alanında ilerlemeyen ve gerileyen tek sektör sigorta sektörü! Ve, hatta serbest tarifeyi kaldırarak Hindistan düzeyinde 20 yıl geri giderek devam etmeye çalışacağız. Bu durumda olmanın sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.

Acaba ;

  • DASK’ı destekleyen ve genişleten ORTAK ALANLAR zorunlu sigortaya dahil edilmeli mi ? ORTAK ALAN ZORUNLU SİGORTASI olmalı mı?
  • KOBİ ölçeğindeki ticari işletmelerin çevreye, 3. Şahıslara, kamuya v.b vereceği zararlar için tehlike risklerini içeren ZORUNLU SİGORTASI olmalı mı?
  • Kişisel çaba ile yapılan tüm meslekler için ZORUNLU SORUMLULUK sigortası olmalı mı?
  • Dünya pazarlarına ticari emtia satabilmek için CE belgesi şartı aranır iken iç pazarda TSE tarafından koordine edilebilecek ZORUNLU ÜRÜN SORUMLULUK sigortası olmalı mı?
  • Her türlü nakliyat ve sevkiyat için TAŞIYICI SORUMLULUK SİGORTASI zorunlu olmalı mı?
  • Organize Sanayii Yönetimleri üyelerine her türlü hizmeti, elektrik, gaz, su ve diğerlerini sunar iken ZORUNLU BİR SORUMLULUK sigortası olmalı mı?
  • Hizmet sektörlerinin, meslek odaları ile koordine ederek verdikleri hizmetleri ZORUNLU SİGORTA KAPSAMINA almalı mı?
  • Tüm alanlarda zorunlu sigorta dallarını belirleyip tüm sigorta sektörüne yeni kaynak yaratılmalı mı? Zorunlu Sigortalar Kurumu olmalı mı?
  • Kamuya başta ekonomik yük olan, bunun dışında hukuki süreç ve yük yaratan konular bu uygulamalar ile kaldırılmalı mı?
  • Yaratılan kaynakların yakın, orta ve uzun vadede projelere aktarımı sağlanmalı mı?
  • DASK ile başlayan ülkemizin ilk sigortacılık deneyimi genişletilerek TEMİNAT ÜRETEN ülke olmalı mı?
  • Risk algısı ve yönetim anlayışı din, gelenek ve sosyal yaşamından şekil alan başta Türkiye, Orta Doğu ve Türki devletler için bir modelleme yapılmalı mı? Bu modellemeyi evrensel uygulamalara akuple etmeli mi?

Gibi sayısız konu ile ilgilenmeye değer mi…? Şöyle ki; bunları kim yapacak? kiminle ve nasıl yapacak? Biz bunları kiminle görüşeceğiz?

Yakın gelecekte bir başlangıç olmaz ise yukarıdaki olumsuz etkiler ve kendi kendini tüketme tutkusu pek te güzel bir son vaat etmiyor.

Sonuç olarak; daraldık, bu böyle gitmez. İş ve doğruyu yapmak için muhataplardan teşekkür beklerken ilk kez duydukları konularda kendilerini bir de ikna etmeye çalışıyoruz. Bu durum er ya da geç sizi yazacaktır…

1 Yorum

  1. Sayın Mustafa NAZLIER , Düşüncelerine ve kalemine sağlık. Konunun esası yani halk tabiri ile zurnanın son deliği. Sigorta şirketlerinde çalışan elemanların yetersizliği,yönetilemeyen şirketler,sektörü yönetemeyen Hazine;Eksperi yok saymaya devam eden Hazine ve sektör her attığı adımda kendi kendisine zarar veriyor. Ve eninde sonunda hem şirket içinde ve şirket dışında çeteleşmeye ve bu organizasyon ile sigorta şirketlerinin kasasına zarar veriyor. Demek ki Sigorta Eksperi tayin edilmeden yapılan tazminat ödemelerinin tamamı abartılı. Bu abartıyı önlemek isteyen çeteler, Acenta,Oto tamircisi, inşaat,tesisat v.d ustaları,Eksperi,Sigortalıyı,Sigortadan menfaat temin edeni devamlı AHLAKSIZLAR ve HIRSIZLAR eksenine oturtuyor. Sigorta Eksperleri Sendikası olarak devamlı ikaz ettiğimiz noktayı dile getirmişsiniz. Hazine elamanları değişmeden,Sigorta şirket yöneticilerinin bazılarını değiştirmeden,çalışanların hal tavır ve davranışlarını değiştirmeden bu ülkede sigortacılıktan söz edemezsiniz…Mutlak surette Sigorta Eksperleri bütün branşlarda Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezi havuzundan sıra ile atanmalıdır. Eksperle,sigorta şirketin hasar bölümünün irtibatını tamamen ortadan kaldırmadan gerçek tazminat değerlerine ulaşamazsınız. Parça tedarikinde vurulan vurgunları,Anlaşmalı servis vurgunlarını asla önleyemez ve yalandan yandık mahvolduk,zarar ettik diye feryatlarınızı da artık Türk Kamu oyu yemiyor bunu da artık biliniz.

    Saygılarımla
    Mesut Cemil BOYNER
    Sigorta Eksperleri İşveren Sendikası
    Genel BAŞKAN

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER