“2021, küresel düzeyde sigorta sektörünün büyüme ivmesinin güçlendiği ve COVID-19 sonrası dönem için pozisyon aldığı bir yıl oldu. Özellikle yılın ikinci yarısında satın alma ve birleşmeler yoğunlaştı” diyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, dünyada olup bitenlerin Türkiye sigorta sektörünü de yakından ilgilendirdiğini belirtti. Gülen, Linkedln’de yayınladığı makalede önemli değerlendirmelerde bulundu.
Danışmanlık firması PWC uzmanları tarafından bu konuda hazırlanan bir yazı okudum. Bu yazıda hem küresel sigorta sektöründe satın alma ve birleşmelerin hacmi hem de bunun nedenleri üzerinde duruluyor. Dünyada olup bitenlerin Türkiye sigorta sektörünü de ilgilendirdiğini düşünüyorum.
PWC çalışmasına göre bu süreç yılın ikinci yarısında hızlandı. Sadece haziran ayı sonundan kasım ortasına kadar 249 anlaşma yapıldı ve bu anlaşmaların değeri 34,2 milyar dolar seviyesine ulaştı. Açıklanan büyük anlaşmalar arasında Covéa Mutual Group Insurance Company tarafından PartnerRe Ltd. şirketinin 9 milyar, Chubb tarafından Cigna’nın Asya Pasifik ve Türkiye’deki hayat, kaza ve tamamlayıcı sigorta işinin 5,8 milyar ve Brookfield Asset Management tarafından American National Group’un 5,1 milyar dolara satın alınması dikkat çekiyor. Tabi bunların tarafların kendi aralarındaki anlaşmalar olduğunu, ancak düzenleyici kurumların onaylarıyla kesinleşeceklerini vurgulamak gerekiyor.
SÜREÇ NEDEN HIZLANDI?
Burada soru, 2022’de de süreceği tahmin edilen bu konsolidasyon sürecinin neden hızlandığı. Yazıya göre bunun bir nedeni pek çok kurumsal müşterinin, varlık yönetim fonu ve özel sermaye fonunun sigorta sektörüne yatırım yapmak istemesi ve “dry powder” denilen yatırıma hazır olduğu halde yatırıma dönüşmemiş fonların birikmiş olması. Bu fonları yönetenler kârlılığının arttığını gördükleri sigorta sektörüne girmek istiyor.
Aynı zamanda büyük sigorta şirketleri de orta ve uzun vadeli stratejileri çerçevesinde önem verdikleri yetkinliklerini / iş segmentlerini korumak ve geliştirmek, temel olarak kabul etmedikleri ve gelecek planlarında yer vermedikleri iş segmentlerinden ise kurtulmak istiyorlar. Bunları satarak kaynak yaratmak ve gelecek gördükleri iş segmentlerine odaklanmak fırsatı buluyorlar. Alanlar ise kendi stratejilerine uygun portföylere sahip oluyor.
Küresel perspektiften bakıldığında dikkat çeken son bir nokta da birçok ülkede bulunan ve “agregator” denilen şirketlerdeki konsolidasyon süreci. Bu şirketler, sigorta ürünleri satan şirketlerle sigorta müşterilerini bir araya getiren platformlar oluşturuyor. Sigorta ürün ve hizmetlerini satın almak isteyen müşterilerin en uygun fiyatlara, ödedikleri parayla en fazla değer yaratan ürünlere erişmelerini sağlıyorlar. Bir bakıma müşterilerin ürünler ve şirketler arasında kıyaslama yapmalarını kolaylaştırıyor ve kararlarında etkili oluyorlar. Güçlü oldukları ülkelerde özellikle online satış kanallarında çok ciddi bir ağırlık taşıyorlar. Bu şirketlerin de ölçek büyütmek için konsolidasyona gitmeleri söz konusu. Bunların Türkiye’de pek öne çıkan bir örneği yok. Bizde süreç acente şirketler üzerinden yaşanıyor. Ama tabi gelecekte böyle platformların bizde de ortaya çıkması muhtemel.
SEKTÖR YENİDEN YAPILANIYOR
Bu küresel tabloya baktığım zaman sigorta sektörünün dönüşümünün hızlandığını görüyorum. Siber güvenlik, iklim değişikliği, tüketici davranışlarının değişimi, dijital dönüşüm ve online kanalların ağırlığının artması gibi pek çok etken bir yandan riskleri bir yandan da büyüme ve ciro artırma fırsatları getiriyorlar. Sektör değişen piyasa koşullarına göre kendini yeniden yapılandırıyor.
Dünyadaki satın alma ve birleşme dalgası, henüz Türkiye sigorta sektöründe etkili değil. Ancak küresel sigorta sektörünü dönüştüren etkenlerin bizim sektörümüzü de dönüştüreceğine kuşku yok. Dolayısıyla bu süreçte proaktif davranan ve kendisini COVID-19 sonrası yeni döneme hazır bir şekilde yapılandıran şirketlerin rekabetçi ve başarılı olacağına inanıyorum.
