Konut sigortası her geçen gün çok daha önemli bir hale geliyor. Özellikle iklim değişiklikleri ne yazık ki bizleri beklemediğimiz risklerle karşı karşıya getirebiliyor.Öncelikle şunu belirtmeliyim… Doğal Afet Sigortaları, bilinen adıyla DASK, sadece deprem teminatını içeriyor. Depremde evinizde meydana gelen zararlar limitler dâhilinde karşılanıyor. Bu nedenle hem DASK, hem konut sigortası aynı anda yaptırılmalı. Bazı kişiler konut sigortası primlerini örneğin kasko fiyatları ile kıyaslayarak büyük bir hata yapıyor. Örneğin, 200-300 bin TL’lik bir aracın kasko primi 3 bin TL. Buradan hareket ederek 500 bin TL’lik evimizi kim bilir kaç liraya konut sigortası yaptırırız diye düşünüyor.
Primler Riskten Ucuza Geliyor
Konut taşınmaz bir değer olduğu için araçlar kadar yüksek bir riske sahip değil. Bu durum tabi ki primlere de yansıyor. Evin içindeki değerlere göre bir konut poliçesinin primi 300-500 TL’yi geçmez. Üstelik taksit de yaptırmak mümkün. Evinizde alarm gibi koruyucu güvenlik önlemleri varsa bu rakam daha da düşebiliyor. Tüm bunların yanında bazı sigorta şirketlerinin konut sigortası yaptıran sigortalılara yönelik klima, kombi bakımı, halı yıkama gibi verilecek primi amorti ettirecek hizmetleri de var.
Bu arada Pandemi nedeniyle çat yazlıkta, çat kışlıkta olduğumuz için evlerden biri hep boş kaldığı için riskler artıyor. Bunu da unutmamak lazım. “Benim evim site içerisinde ve güvenlikli” demek ise sadece hırsızlığı önleyebilir. Ama evin içerisinde su basması, elektrik kontağından çıkabilecek yangın gibi risklerin olabileceğini hatırlatmak isterim. Ayrıca; ‘Ben kiracıyım, evi neden sigorta yaptırayım” demek de çok yanlış bir düşünce. Belki hırsızlık gibi durumlarda kiracının kendisi için bir risk içerse de, yangın, su basması gibi mülk sahibine yönelik riskleri de düşünmek lazım. Kiracıların da sigorta yaptırarak bu riskleri sigorta sistemine devretmesi hem kendisi hem de ev sahibi için oldukça önemli.