Merhaba değerli okuyucularımız,
Yeni kanun hepimize hayırlı olsun ve umuyoruz ki sektörümüz, bu çok önemli branşı bundan sonra istikrarlı hale getirsin.
Ayrıca tekrar iki yıllığına seçilen Birlik Başkanımız Ramazan Ülger’e de artan başarılar diliyoruz.
Bu ayki konumuz ise farklı. Hayat dışı sigorta sektörünün genel yönetim giderlerinden bahsetmek istiyorum. Bu da nereden çıktı diye soracak olursanız sebebi şu: Benim tahminlerime göre 2016 değil, ama 2017’den itibaren şirketlerin genel yönetim gideri oranları daha çok sorgulanır hale gelecek ve bu konuda başarılı olan şirketler daha ön plana çıkacak. Neden mi?
Efendim şundan: Sektörümüz son on yıldır ana branşların teknik karlılık oranları üzerine yoğunlaştı ve uzun mücadeleler sonucunda trafik hariç diğer önemli büyük branşları belirli bir kar zarar aralığına oturtturdu. Trafik ise daha sancılı oldu ve ancak 2017 yılından itibaren branş toplamının istikrarlı bir sonuç vermesini bekleyebiliriz. 2016 ise istisnai bir yıl olacak çünkü trafik branşındaki ciddi prim artışları şirket gelirlerini (yazabilenlerin için)artıracak, şirket giderlerini ise oransal olarak düşürecek.
Branş gelirleri 2017’den itibaren (sektör toplamından bahsediyorum) oturmuş olacağına ve artık sigorta sektörünün büyüme oranları da ülke için beklenen büyüme oranlarına yakın beklendiğine göre, önümüzdeki yıldan itibaren gelirler fazla artmayacak, ama giderler, en önemlisi de genel yönetim giderleri (GYG) artmaya devam edecek.
Rakam verelim: 2010 yılında hayat dışı sektör GYG/ Toplam Prim Geliri oranı yüzde 13,8 iken bu oran 2015 yılında yüzde 11,4’e düşmüş. 2016’daki istisnai gelir artışından sonra ise yüzde 10’un altına inmesi beklenecektir. Ama 2017’den sonraki tahminimiz tutar, gelirler artık çok daha yavaş artmaya başlar ve GYG’ler aynı hızla artmaya devam ederse, bu giderler ortakların gözüne daha fazla batmaya başlayacaktır.
Hele ki sektörün GYG ortalamasının çok üzerinde çalışan şirketlerde bu baskı daha fazla hissedilecektir. Eğer bu şirketler GYG oranlarını aşağıya çekmeye başlamazlarsa, yani büyük arabayı küçük otoparka park etmeye çalışmaya devam ederlerse; birileri “bu araba buraya park etmez” diyecektir.
O vakit park alanı genişlemiyor ise yapılacak tek iş arabayı küçültmektir.
Bu aylık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla…