Axa Sigorta CEO’su Guillaume Lejeune, ‘sürücüye özel poliçe’ uygulamasının yanlış anlaşıldığını belirterek, tüm sürücülerin ayrı ayrı sigortası olmayacağını, sigorta poliçelerine o aracı kullanacak sürücülerin adının yazılacağını söyledi.
SEVAL ÖZKAP | SİGORTAMEDYA
İki buçuk yıl önce başlayan trafik sigortasında fiyat kaosu, bu ay itibarıyla netliğe kavuştu. Artık trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasına geçildi. Bunun yanı sıra İngiltere modeli üzerinde çalışıldığı ve kişiye özel poliçe döneminin ve araçlara konulacak kara kutu ile sürücünün araç kullanım alışkanlıklarının takip edileceği de ifade ediliyor.
30 milyon sürücünün poliçesi olmayacak
Axa Sigorta CEO’su Guillaume Lejeune’na kara kutu modelini ve kişiye özel poliçeleri sorduk. Leujune ‘kişiye özel poliçe’ denilince yanlış bir algı oluştuğunu ve tüm sürücülerin ayrı ayrı poliçe sahibi olacağının düşünüldüğünü belirtti. Lejuene, “Türkiye’de 20 milyonu aşkın araç ve 30 milyon sürücü bulunuyor. Kişiye özel poliçe denildiğinde, 30 milyon sürücünün hepsinin ayrı ayrı sigorta poliçesi yaptıracağı anlamına gelmiyor” dedi. Lejuene, uygulama ile yine araçların sigortalanacağını, poliçede ise o aracı kullanacak kişilerin isimlerinin yer alacağını ifade etti.
Bir aracın ‘aracın kendisi’ ve ‘sürücüsü’ olmak üzere iki risk barındırdığını söyleyen Lejeune, “Çok iyi araba kullanmayan birine arabayı verirseniz, doğası gereği daha tecrübeli birinden daha büyük bir risk teşkil edecektir. Diğer taraftan da araçlara baktığınızda hız sınırı, motor gücü sınırlı olan arabayı verirseniz daha az risk teşkil eder, ama buna karşılık daha yeni, motor gücü yüksek araba verirseniz kaza anında yaratacağı hasar çok çok fazla olacaktır. Elbette ki sürücünün araç kullanım alışkanlıklarını takip etmek ve bunu göz önünde bulundurmak çok önemli, ama atladığımız diğer önemli bir nokta ise bu insanların kullandığı araçların cinsi ve etkisinin ne olabileceği” dedi.
Sürücü kendisini takip edebilecek
Lejeune, kara kutu uygulamasının riski ve kullanıcı alışkanlıklarını takip etmek için önemli ama aynı zamanda sürücünün kendisini takip edebilmesi için güzel bir sistem olduğunu vurguladı. “Araç kullanırken çok fazla frene basma, çok hızlı gitme gibi alışkanlıklarınızı takip edebilirseniz, riskinizi azaltmak için davranışlarınızda düzeltme yapma şansınız olur” diyen Lejeune, bu bilgileri n kıymetine inandığını da sözlerine ekledi.
Sigorta ve yakıttan tasarruf sağlıyor
İngiltere’de kara kutu uygulaması ile sürücülerin daha az kaza yapmaları sağlandıktan başka araçlarda yüzde 40 oranında bir yakıt tasarrufu da elde edildiğini söyleyen Lejeune, “İngiltere’de sakin bir şekilde araba kullanılıyor, İstanbul’da ise çok daha hızlı ve gergin… Uygulamanın İstanbul gibi büyük bir şehir için katkısını düşünün. Doğaya katkı sağlar, ailelerin ve ticari araçların maliyetlerini düşürür” dedi.
İngiltere’de elde edilen bu yakıt tasarrufunun yıllık 700 sterline denk geldiğini ifade eden Lejeune, “Bu büyük bir kazanç. Araç kullanım alışkanlığı maliyetlerinizde yüzde 40 oranında düşüş sağlarken, zaman içerisinde iyi sürüş ile riskiniz azalıyor. Bu da sigorta primlerinizde düşüşe yol açacağı için bütçeniz bu açıdan da desteklenmiş oluyor ” şeklinde konuştu. Lejeune, İngiltere’de kara kutu uygulamasının normalde diğer sürücülere göre daha yüksek prim ödeyen genç sürücüler için sigortada yüzde 20 maliyet düşüklüğü sağlayabildiğine de dikkat çekti. Bu doğrultuda kara kutu uygulamasının çok faydalı olabileceğine dikkat çeken Lejeune, “Pazarın ilerlemesi için pozitif bir yön olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasını yaptı.
Pusulanın doğru yönü gösterdiğinden emin olmalıyız
Türk sigorta sektörünün oldukça rekabetçi bir pazar olduğunu vurgulayan Lejeune, sadece fiyata odaklanmanın kolay bir büyüme ile birlikte sürdürülebilirlik açısından birçok riski de beraberinde getirebileceğinin altını çizdi. Lejuene, “Pazarda bizim gibi uzun vadeli çalışmak isteyen bir şirketin karlılığını gözetmesi ve aynı zamanda da sürdürülebilirliğini gerçekleştirmesi gerekiyor. Şirketlerin karlılığını koruması, uzun vadeli planlarını gerçekleştirmesi için çok önemli. Yaptığımız işlerde elimizdeki pusulanın doğru gösterdiğinden emin olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yatırımları riske atacak bir büyümenin anlamı yok
Karlılık ve sürdürülebilirlik olmadan büyümek istemediklerini söyleyen Lejeune, “Büyümek istediğimiz, ayrıca ince ayarları yapmamız gereken, karlı büyüme için gerekli düzenlemeleri yapmamız gereken alanlarımız var. Bu bir denge işi. Büyümek bir şirket için çok önemli ama çalışanlarınızı, yatırımlarınızı, uzun vadeli girişimlerinizi riske atacak bir büyümenin çok fazla bir değeri yok” ifadelerini kullandı.
Haksız yere sigortalıların maliyetleri artsın istemeyiz
Lejeune, 2016 yılında sektörün olağan türdeki hasarların yanında terör kaynaklı hasarlardan da çok etkilendiğine dikkat çekti. Diğer taraftan yılın ilk aylarında yangın sigortalarında yoğun fiyat rekabeti görüldüğünü ifade eden Lejeune, şöyle konuştu: “Hayat dışı sigortalarda bazı oyuncular arasında çok ciddi bir rekabet ve iştah gözlemleyebiliyoruz. Pazarda rekabet olmasından dolayı bir sıkıntım yok. Ancak bizim sigorta şirketleri olarak sigortalılarımıza karşı en önemli görevimiz, şirketlerimizin uzun vadede mali yükümlülüklerini karşılama yeterliliklerini muhafaza edebilmemizdir. Tüketicilerin haklarının gözetilmesi, esas olarak bu noktada toplanıyor ve bu durum sürekli ve dikkatli bir şekilde izlenmelidir. Bu, aynı zamanda adil bir rekabet ortamı için de çok hayati önemi olan bir konudur.”
Axa’nın Türkiye’ye uzun vadeli bakış açısı değişmedi
Bilindiği üzere son dönemlerde bazı ülkelerle diplomatik birtakım krizler yaşandı. Bu durum karşısında Axa Grubu’nun Türkiye’ye bakış açısının değişip değişmediğini sorduğumuz Guillaume Lejeune, şöyle konuştu: “Axa’nın Türkiye’ye uzun vadeli bakış açısı hiçbir zaman değişmedi. Grup, Türkiye’deki varlığını, farklı şirket ve oluşumlarla 100 yıldan fazladır sürdürüyor. Süreç içerisinde birlikte pozitif dönemlerle birlikte zaman zaman kriz dönemleri de yaşadık. Şu anda da Axa’nın Türkiye’ye bakış açısını değiştirecek bir olay söz konusu değil.”
Başka sektörlerde olabildiği gibi Sigorta sektöründe de bazı şirketlerin pazara kısa vadeli giriş çıkışlar yapmaya dönük stratejiler izleyebildiğini gözlemlediğini belirten Lejeune, “Bizim gibi uzun vadeli düşünen, yatırım yapan bir şirketin böyle bir düşüncesi olamaz. Bu nedenle sadece ülke olarak değil, sektörel zorluklarla karşılaştığımız zamanlarda dahi piyasaya uzun vadeli bakmaya devam ediyoruz” dedi.
Kara kutuların sağladığı veri akıllı telefonların yanında detay kalır
“Kara kutu uygulaması özel hayatı takip tedirginliği yaratır mı?” sorumuzu da yanıtlayan Guillaume Lejeune, bu durumda verinin ne şekilde kullanılacağının önem kazandığını söyledi. “Milyonlarca müşterimiz var ve görevimiz insanların bireysel olarak davranışlarını gözetlemek değil” diyen Lejeune, uygulama kapsamında elde edilecek veri ile sürücülerde farkındalık yaratılmasının önemli olduğunu belirtti. Lejeune, “Kişi, her gün evden işe giderken ki davranışlarını inceler ve hangi noktada dikkatsiz davrandığını görürse bu konuda kendisini iyileştirecek çalışmalar yapar. Tabii ki size özel olan bu bilgiyi başkasıyla paylaşmamam gerekir. Bu etik anlayışımıza asla sığmaz” dedi. “Veri açısından bakıldığında bu yollarla elde edilen veriler, akıllı telefonlarla elde edilen verinin yanında hiçbir şey değil” diyen Lejeune, neredeyse herkesin yılladır akıllı telefon kullandığını ve kimsenin bu yolla oluşan veri birikimini sorgulamadığına da dikkat çekti. Lejeune, “Kara kutu uygulamasına baktığımızda, akıllı telefonlarla elde edilen verinin yanında bu çok minik bir detay olarak kalıyor” dedi.
