2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Kefalet sigortalarında kamunun dokunuşuna ihtiyaç var

Türkiye’de de kefalet sigortasının büyük lehtarının her zaman kamu olduğunu belirten ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Cenk Ecevit, “Kamunun burada kanun koyucu, modelleyici ve lehtar vasfı var. Bu noktada kamunun getireceği karar ve uygulamalar bizim için çok önemli. Kamunun dokunuşuna ihtiyacımız var. Bu dokunuşla beraber işin biraz daha öteye gidebileceğini düşünüyorum” dedi.

SİGORTAMEDYA

Yüksek enflasyon, kurdaki öngörülemez artışlar nedeniyle belirsizliğini koruyan ekonomik koşullar her sektörü olumsuz etkiliyor. Mevcut durumda banka kredi limitleri de daralan birçok işletme kefalet sigortasına yöneliyor. Öte yandan kamunun kefalet sigortalarının merkezinde bulunması da ürünün gelişimine yön veriyor.  

Sigorta Medya’nın YouTube kanalı Sigorta Ekranı’nda Damla Özafşar’a konuk olan ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Cenk Ecevit, kefalet sigortaları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kefalet sigortalarının mevcut kullanımı ile ilgili bilgiler veren Ecevit, ürünle ilgili hâlihazırda yaşanan sorunlar ile gelecek öngörülerine de değindi.  

Kefalet sigortasının büyük lehtarı her zaman kamu

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kefalet sigortasının büyük lehtarının her zaman kamu olduğunun altını çizen Cenk Ecevit, alanın biraz daha genişlemesiyle belli yerlerde kamunun dokunuşlarına ihtiyaç olduğunu söyledi ve ekledi: “Kamunun burada hem kanun koyucu, hem modelleyici, hem de lehtar gibi bir vasfı var. Bu da bizi sigortacılık ürününden biraz daha farklı bir noktaya getiriyor. Hemen hemen bütün sigortacılık uygulamalarında mal sigortası, can sigortası, sorumluluk sigortası olarak ana üç branş altında biz bunları görürüz. Kefalet teminatı ise biraz daha sorumluluk sigortasına benzemekle beraber tazminat ödeme aşamasına bakıldığında lehtarın kim olduğuyla da çok alakalı olan bir kavram. Türkiye’de de şu anda en çok kamu ihalelerinde kullanılıyor. En büyük müşterisi kamu. Bu noktada kamunun getireceği karar ve uygulamalar bizim için çok önemli. İki ay önce 6183 sayılı Torba Yasa ile gerekli değişiklikler kısmen de olsa yapıldı. Artık kamunun farklı alanlarda kefalet sigortası kullanabileceği yasalaştı. Ancak devlet kurumlarının kendi içerisindeki tebliğ ve/veya yönetmeliklerle ilgili değişiklikler henüz yapılmadığı için hala belirsizlikler var ve bu yüzden maalesef ciddi problemler var. Kamunun burada biraz dokunuşuna ihtiyacımız var. Bu dokunuşla beraber işin biraz daha öteye gidebileceğini düşünüyorum. Kullanım alanı Türkiye’de inşaat sektörü, enerji sektörü, telekomünikasyon ama bu değişiklikle KDV iadelerinde de kullanılmasıyla beraber ihracatçılar da kefalet sigortasını kullanır hale gelecekler. Kamu nezdinde de bununla ilgili çalışma devam ediyor.”

Türkiye, kefalet sigortalarında iyi bir pozisyonda

Küresel bazda kefalet sigortalarını da değerlendiren Ecevit, “Kanada’yı biraz daha kenara koymak istiyorum, çünkü orası dünyanın farklı bir yeri. Hukuk sistemi farklı olduğu gibi kefalet sistemi de farklı işliyor. Orada zaten bankalar neredeyse bu işi hiç yapmıyorlar. Güney Amerika’da da buna benzer bir durum söz konusu. Dünyanın geri kalanına bakıldığında özellikle bizim coğrafyamızda Orta Doğu ve Doğu Avrupa olarak bakılırsa daha yeni olan bir kavram bu. Burada da kanun olarak getirmiş olduğu uygulamalar ana etken. Bizim ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de en büyük müşteriler hep kamu. Yaptığımız iş İtalyanların veya Fransızların yaptığı işten farklı değil. Çünkü şu an kendileriyle aynı sistemi kullanıyoruz. Ülkemiz bu konuda oldukça iyi bir pozisyonda” diye konuştu.

Primin üzerinde ekstra maliyetler var

Kamunun getireceği bazı kolaylıklarla beraber kefalet sigortalarının kullanım alanının genişleyeceğini de aktaran Ecevit, bu konuda kamu nezdinde bir talepleri olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti:  “Sigorta şirketi borçludan bir teminat talep edebiliyor. Bu bir gayrimenkul ipoteği olabiliyor, karşılığı olabiliyor, çek olabiliyor, senet olabiliyor. Bunu yapma aşamasında da borçluyla sigorta şirketi arasında bir kefalet sözleşmesi imzalanıyor. Sözleşmeler sigorta poliçesi niteliğinde olmadığından dolayı damga vergisine tabi. Damga vergisine tabi olduğu durumda da sözleşme bedelinin belli bir oranı kadar damga vergisinin ödenmesi lazım. Bu da primin üzerine binen ilave bir maliyet olarak gerek sigorta şirketinin gerekse de borçlunun yani sigortalının karşısına çıkan bir sıkıntı. Bu yüzden kamudan beklediğimiz sigorta poliçesinin ayrılmaz yüzü olarak bu evrakın kabul edilmesi. Hatta gerekirse matbu hale ve damga vergisi de uygulanmaması. Prim maliyetinin üzerine ekstra binen bu maliyetler biraz anlamsız kalıyor.”

2023 de kolay olmayacak gibi görünüyor

Programda sigorta sektörü özelinde 2022 yılı ile ilgili genel bir değerlendirmede bulunan Ecevit, Türkiye’de yıllar sonra yeniden oluşan enflasyonist ortamın özellikle eksik sigorta hükümlerinin uygulanması ve hasar tarafında sigorta şirketlerini ve sigortaları çok fazla etkilediğini söyledi. Kasko ve trafik sigortasında yaşanan kargaşalar ile trafik sigortasında poliçe düzenleyememenin bu senenin temel sıkıntılarından olduğunu dile getiren Ecevit, “Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği etkileri çok canlı bir şekilde yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. 2022’nin yansımaları 2023’te biraz daha farklı olacak. Şu an yaşadığımız fiyat artışları yangın, mühendislik gibi diğer branşlara da sirayet edecek. Kümülatif risklerin artışının getirmiş olduğu farklı sıkıntılar da var. 2023 yılı da kolay olmayacak gibi görünüyor ama seçimleri de tamamlayıp daha rahat ve stabil bir ekonomik ortama girersek bunun yansımalarını sigorta sektöründe de göreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Kefalet sigortasında beklenilen patlama yaşanmadı

Ecevit, kefalet sigortasının banka teminat mektubuyla çok benzer içeriğe haiz bir finansal enstrüman olduğunun altını çizerek, bu sigorta ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bankanın işletme yükümlülükleri için kefil olması yerine sigorta şirketinin kefil olması aslında. Bu açıdan bakıldığında çok farklı bir unsur yok. Bizim ülkemizde yıllardır kabul edilmiş ve genel geçer bir algı var. Teminat mektubu literatürde banka teminat mektubuyla birebir örtüşmüş vaziyette. Bunun bir sebebi de kamuda bununla ilgili olarak bir düzenleme olmaması. 2017 yılı itibariyle kefalet branşı Türkiye’de faal oldu. Öncelikle lisanslı depoculuk faaliyetleriyle ilgili kamu kabul etti. Akabinde de Kamu İhale Kanunu‘na girdi ve Kamu İhale Kanunu’na tabi olan ihalelerde de kefalet sigortasının bir teminat olarak kabul edilebileceği kamu tarafından kabul gördü. Ancak biraz kısıtlı kaldı ve kefalet sigortalarında beklediğimiz patlama yaşanmadı. Çünkü biraz daha konvansiyonel sigortacılığın dışında bir alandan bahsediyoruz. O yüzden de büyük sigorta şirketleri bu alanda faaliyet gösterecek sigortacıların neler yapacağını, ne tür risklerle karşı karşıya kalabileceğini, ne tür hasarlar yaşanacağını ve bunların tezahürlerinin nasıl olabileceğini görmek istediler. Kefalet sigortası alanında bugün de 2017 yılından çok farklı bir noktada değiliz. O yıllarda ilk çıkan rakamlarla şu andaki rakamlar hemen hemen aynı. Gerekli yasal düzenlemeler olmazsa maalesef bu şekilde kalacak gibi gözüküyor.”

Kefalet sigortacılığı butona basılarak yaygınlaşabilecek bir iş değil

Bankada kredi limitine ihtiyacı olan her işletmenin gayri nakdi kredi niteliğinde olan banka teminat mektubu yerine kefalet sigortası kullanmasının işletmeyi ciddi anlamda rahatlatacağını dile getiren Ecevit, öte yandan işletmelerin kefalet sigortası kullanabilmeleri için belli şartlara haiz olmaları gerektiğini söyleyerek, “Bu noktada sigortacılar olarak biraz daha kısıtlıyız. Çünkü bankacılıkta genelde işletmelerin bankayla devam eden ticari ilişkilerinden dolayı en azından bir nakit akışları mevcut. Sigortacılık tarafında ise sigorta poliçesinin düzenleme aşamasında sigorta şirketi varlık ya da ilave teminat olarak sigortalısından bir gayrimenkul ipoteği ve ücret karşılığı veyahut başkaca bir unsur temin etmeyebilir. Öyle bir zorunluluk da yoktur. Bizler bu konuda biraz daha titiziz ve moraliteye de biraz daha fazla önem veriyoruz. O yüzden de kefalet sigortacılığının ciddi anlamda yaygınlaşmasının bir butona basılarak yapılabilecek bir iş olmadığını görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Başvuru sürecinde işletmenin önceki işleri önemli

Kefalet başvurusundaki etüt çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Ecevit, reasürör ve sigortacıların bankalar gibi son üç yıllık finansalları temin ederek işe başladıklarını aktararak, “Bununla beraber bankadaki limitlerinin, işletmelerin ne kadar olduğu, genel kredilerinin ödenip ödenmediği gibi unsurlarla ilgili olarak genelde kredi kayıt bürosundan Findeks kaydı temin ediliyor. Ayrıca işletmenin daha önce yapmış olduğu işleri, deneyimleri, güncel piyasada yapmış olduğu işler ve projeksiyonlar önemli. Reasürör veya sigortacılar buna bakıyor. Biz daha çok bunların aracılığını yapıyoruz. Bunun içerisinde sigortacı riski alıp almamaya, alacaksa hangi maliyetle alacağına ve bunun karşılığında da nasıl bir teminat isteyeceğine karar veriyor. Bunun sonucuna göre de işletmeler teminat alıp kefalet sigortası kullanıp kullanmamaya karar veriyorlar” açıklamalarında bulundu.

En çok inşaat sektöründe kullanılıyor

Kefalet sigortalarının kullanım alanları hakkında konuşan Ecevit, ürünün sadece Türkiye’de değil dünyada da en yoğun kullanım alanının inşaat sektörü olduğunu ifade ederek, “Onun dışında komünikasyon, enerji alanında uygulanıyor. Özellikle Türkiye’de adetsel anlamda bakılacak olursa son beş sene içerisinde dört veya beş farklı sigorta şirketince geçici mektuplar temin edildi. Geri vermek amacıyla bir işletme teminata ihtiyacı varsa kefalet sigortası kullandı. İnşaat işini yapacak işletme de, enerji alanında faaliyet gösteren işletme de kullandı Türkiye’de. Özel sektör içerisinde uygulamalar da gördük. Özellikle taahhütlerini yerine getirmekle ilgili olarak edim yükümlülüğü içerisinde olan işletmelerde de bunlar kullanıldı. Özel sektörde de aslında kefalet teminatı kullanılıyor ancak özel sektör şu anda bankalar gibi çok güvenli görmüyor anladığım kadarıyla sigorta şirketlerini. Belki orada biraz tanıtım eksiğimiz var ama zaman içerisinde biraz daha yaygınlaşır diye düşünüyorum” dedi.

Finansmana erişimde ciddi bir avantaj

Kefalet sigortasını işletmeler açısından da değerlendiren Ecevit, “Diyelim bir işe gireceksiniz ve karşı taraf devlet veya bir üst işletme olabilir. Sizden bir teminat istedi. Banka teminat mektubu yerine kefalet sigortasının kullanılması durumunda sigorta teminatını verdiğinizde bankadaki limitleriniz serbest kalır. Bununla siz yine bankadan kredi çekip imalat yapabilir, dış pazarlara açılabilir ve farklı işler yapabilirsiniz. Yani bankacılık sektörünün aslında hem elini rahatlatan hem de rehber açısından bakıldığında finansmana erişim için ciddi anlamda bir avantaj aslında kefalet sigortasının kullanılması” dedi.

Reasürörlerin Türkiye’ye olan güveninin iyi olması gerek

Her sigortacılık ürününde olduğu gibi reasürans teminatının da kullanılmadığı sürece sigortacılık uygulaması olarak belli bir yere kadar gidebileceğine dikkat çeken Ecevit, “Reasürörlerin Türkiye’ye olan güveninin iyi bir durumda olması lazım. En son reytingde yeniden düşme meydana geldi. Ülke risk puanımız biraz aşağıda. Kefalet sigortasıyla ilgili reasürörlerin ülkemize olan ilgisi ülkedeki verilerle paralel gidiyor. Bu yüzden ilk önce ekonomik anlamda belli iyileştirmeler olacak ki reasürörlerin Türkiye’ye daha fazla ilgisi olsun ve bu alanla ilgili de daha fazla geliştirmeler olsun. Ancak yine de biz bunların çok uzun vadeli problemler olarak karşımıza çıkacağını öngörmüyoruz. Tahmin ediyoruz ki seçimlerden sonra ülkemiz daha iyi yerlere gidecek. Ciddi anlamda ekonomik toparlanma bekleniyor. 2023’ün özellikle ikinci yarısından itibaren reasürörlerin bu alanda Türkiye’ye iştahı olmasını bekliyoruz” dedi.

Kefalet sigortasında bir geçiş süreci yaşıyoruz

Ecevit, Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketlerinin kefalet sigortası alanına yanaşıp yanaşmamasının bu alana isteklerinin olmasıyla alakalı olduğunu belirterek, “İsteklerinin olması da ürünün bilinirliğiyle beraber gidebilecek bir olgu. Finansal sigortalar başlı başına bir uzmanlık konusu. Ülkemizde şu anda üç farklı yabancı sigorta şirketi alacak sigortası alanında faaliyet gösteriyor. Sigorta şirketleri uzun zamandır anlaşma faaliyeti göstermiyorlar. Şu an piyasayı devlet destekli alacak sigortası sistemi domine ediyor. Kefalet sigortasında da buna benzer bir geçiş süreci yaşıyoruz. Bir süre sonra sadece kefalet sigortası branşı üzerine veya sadece finansal sigortaları üzerine çalışan farklı sigorta şirketleri olacağını tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.

Aracıların kendilerini yetiştirmesi lazım

Dağıtım kanallarının kefalet sigortası alanına ilgisi hakkında da görüşlerini paylaşan Ecevit, özellikle kurumsal çalışan ve endüstriyel işletmelere hizmet veren sigorta aracılarının finansal sigortalarda faaliyet göstermesinin beklenen bir olgu olduğunu aktararak, “İşletmenin her türlü riskiyle ilgili olarak değerlendirme yapan aracıların kefalet sigortasıyla ilgili olarak da çalışma yapmaları doğal ancak sadece bununla sınırlı olmaması lazım. Özellikle bu alanda faaliyet gösterecek olanların kendilerini bu konuda daha fazla eğitip, yetiştirip daha fazla piyasaya çıkmalarını bekliyoruz çünkü alan halen serbest. Bu serbestinin getirmiş olduğu avantajların yaşanma zamanı aslında. Bu alanda çalışanlar var. Gelecekte de özellikle alacak sigortası, kefalet sigortası gibi özellikle finansal sigortalar üzerine aracılık yapacak uzman sigorta aracılarının Türkiye’de daha fazla olacağına ve onların da bize çok ciddi anlamda katkılar sağlayacağına inanıyorum” diye konuştu.

Piyasada sahte poliçe tehdidi devam ediyor

Piyasada hala daha sahte evrak ve sahte kefalet sigorta poliçesi düzenlendiğini söyleyen Ecevit, potansiyel sigortalılar ve borçlulara kamunun getirmiş olduğu kontrol mekanizmasını hatırlatarak İnternet üzerinden gerekli kontrolleri yaparak poliçe almalarını tavsiye etti. Bu işin aracılığını yapanların yetkili sigorta şirketleri olduğunu TSB’nin ilgili alanları üzerinden görebileceklerini belirten Ecevit, “Yine SEDDK‘nın web sitesi de özellikle bu konuda çok faydalı olacaktır. Bu konuda faaliyet gösteren yasal işletmelerin önüne geçmeye çalışan ve hem işletmeleri hem de kamuyu zor durumda bırakabilecek fırsatçılara karşı uyanık olunmasını özellikle rica ediyorum” dedi.

Cenk Ecevit röportajının tamamı Sigorta Ekranı‘ndan izlenebilir:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER