Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarlarından Dr. Erhan Ayberk, sigorta şirketleri için önemli risk teşkil eden konulara dikkat çekti.
Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarlarından Dr. Erhan Ayberk, sigorta şirketleri için önemli risk teşkil eden konulara dikkat çekti. Ayberk’in “Kazanmadan harcanan gelirler” başlıklı makalesi şöyle…
Bundan 6 sene önce aynı başlıkla bir yazı daha yazmıştım. Anlatmaya çalıştığım şeyler şunlardı:
- Sigorta şirketleri sabahtan akşama kadar sahada arabayla dolandıracağı ekipler hayalinden öncelikle bir vazgeçsin.
- Acenteler yurtdışı toplantılara elbette memnuniyetle katılıyor ama o büyük masrafları yapacağınıza; daha makul toplantılar yapın ama öte yandan acente gelirlerini arttırın. Görüştüğüm birçok acente “Bizi Uzak Doğu’ya götüreceklerine komisyonlarımızı arttırsınlar; biz kendimiz gideriz” diyorlardı.
- Rantiyenin en pahalı olduğu şehirlerde en itibarlı ofisler ve tumturaklı yerleşimler yanlış… Zaten metrekare maliyetleri çok pahalı, bir de ucuz olan şehirlerdeki ofisleri kapatıp çalışanları merkeze yığmak neyin nesi? Hangi çağdayız? Komünikasyon teknolojisi bu kadar gelişmişken, bu ‘aynı çatı altında olma’ merakı neyin nesi?
- Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, metrekaresinin kirası onlarca dolar olan plazalarda 2-3 adet yönetim katı.. CEO’lar bir koca katta, Genel Müdürlük ayrı bir katta… Uçsuz bucaksız genişlikte ofisler…
- Çalışanların tümünün İstanbul’a toplanması ve onların ulaşımı, yemeği, enerji tüketimi vs.
- Projeler, ah o projeler… Proje demek harcama demek… ha bire büyük maliyetli projeler yapılıyor. Tutmayınca daha maliyetli bir başkası yapılıyor… plazalardaki kahve ve çörek eşliğinde geçirilen saatler ve günler boyu toplantılardan enine boyuna düşünüldüğü izlemi veriyor ama fiyaskoyla sonuçlanınca hız kesmeden yenisinin toplantıları başlıyor.
Kimi şirketler için kış çoktan gelmişti
Ve netice… “Winter is coming”. Hatta maalesef bir kısım sigorta şirketi daha fazla bu maliyetlerin altından kalkamayıp çeşitli ticari birliktelik arayışlarına girdi. Kimisi el değiştirdi. Onlar için aslında kış çoktan gelmişti. 6 senedir şu yukarıda saydığım yanlışlar hız kesmedi. Şimdi ayakta kalmaya çalışan şirketleredir sözüm: “İtibardan tasarruf olmaz” deyip bol keseden harcamayın. İnanın tasarruf her zaman mümkündür ve aklın gereğidir.
Siz öncelikle şirketinizi ve kârınızı büyütmekle yükümlüsünüz. Elbette marka değerinizi de büyüteceksiniz ama bu sadece para harcamayı gerektirmiyor. Sahada müşterisiyle en ekonomik teması tercih eden firmalar kazanıyor. İnanın bu teknoloji çağında müşteriyle düşük maliyetlerle temas etmek o kadar da zor değil.
Mesela desantralizasyondan başlayabilirsiniz fikrimce… Yeniden ve akılcı biçimde…