Kâr kaybının, gerçekten bir işin emek verildiği, risk yönetimi yapıldığını gösteren büyük kanıtı olduğunu vurgulayan Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, “Sektör olarak kâr kaybını daha ciddiye almamız gerekir” dedi.
Türkiye’de mart ayından beri etkili olan Koronavirüs (Covid-19) salgını, bir çok işletmede de faaliyetlerin bir süreliğine durmasına yol açarken, salgın sürecinde kâr kaybı ve iş durma sigortalarına da ilginin arttığı gözleniyor. Uzmanlar, Korona sonrasında da bu ilginin devam edeceği konusunda hem fikir. Kâr kaybı sigortaları, geçen günlerde SigortaMedya’nın YouTube kanalı Sigorta Ekranı’nda da masaya yatırıldı. SigortaMedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın sunduğu programa, Sigorta Eksperi ve Hayatımız Sigortalı Dergisi Yazarı Mustafa Nazlıer ile Brooklyn Sigorta Brokerliği Kurucusu Kadriye Pehlivan katıldı. Programda, Kâr kaybı konusunun önemine dikkat çeken Nazlıer, “Kâr kaybı, gerçekten bir işin emek verildiği, risk yönetimi yapıldığını gösteren büyük kanıtı. Sektör olarak kâr kaybını daha ciddiye almamız gerekir” dedi.
Genel şart yok
Ülkemizde kâr kaybının, yangına bağlı olarak yaygın olarak verildiği için hep yangınla anıldığını dile getiren Mustafa Nazlıer, tek bir teminatın sigortalıya tek bir kapsamda verilmesini sigortacılığın basit hali olduğuna dikkat çekti. Kâr kaybı ile ilgili ‘genel şart’ın olmadığını belirten Nazlıer, “Yangına bağlı kâr kaybı ve genel şarta ek yapılması temel sorun. En büyük sorunumuz, bizim yasalarımızın sigortacılığı yakalayamaması. Bu konuda sigortacılar çok mağdur sigortalılar da mağdur” dedi.
İşletmede bir hasar sonucunda yaşananları ‘direkt’ ve ‘dolaylı’ kayıplar olarak ayrıldığını vurgulayan Nazlıer’in verdiği bilgilere göre, direkt zararlar, yangın, deprem, sel gibi tehlike neticesinde, fiziki varlıklarda gözle görülebilen ve tüm tarafların kabul ettiği hasarlar. Ayrıca, kar kaybı teminatının, ‘itibar kaybı’, ‘pazar kaybı’ gibi dolaylı kayıplarla ilgili ek teminat türleri de var. Nazlıer, sigortalının ihtiyacını giderici poliçe tasarlanıyorsa, mutlaka dolaylı kayıpları da içermesi gerektiğinin altını çizdi.
Gelişmiş sigorta pazarlarında pandemi ve benzeri sorunları risk olarak ele alan sigorta programlarının söz konusu olduğunu belirten Nazlıer, Türkiye’nin ise söz konusu sorunlara hazır olmadığını kaydetti.
Sigorta ihtiyaçtan doğar
Programda, Can Kantar’ın Sigorta Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu (SEDDK) kurulduğunu ve bir takım sigorta branşlarının genel şartlarında değişiklik olacağını hatırlatıp, “Bundan sonrası için önemli olan taraf nedir?” sorusunu Kadriye Pehlivan şu şekilde yanıtladı: “Sigorta bir ihtiyaç sonucu ortaya çıkar ve ihtiyaca göre sigorta türü belirlenir. Dünyada 100 yıldır böyle bir salgın yaşanmamış ve bunun bir ihtiyaç olduğunu anlayamamışız. Bundan sonra sigorta şirketlerinin yurtdışından bu teminatı bulup, reasürans anlaşmaları yapıp, mutlaka buraya getiriyor olmaları lâzım. Belki bu pandemide önce teminat oluyor olsaydı; primsiz bile verilebilecekti. Ama bu saatten sonra, ciddi anlamda insanlar da sigortaya çok sıcak bakıyor. Sigortacılar içinde bir fırsat olacağını düşünüyorum. Sigorta şirketlerinin bu teminat ile ilgili bir şeyler yapması gerekiyor. Broker olarak bunu bekliyoruz.”
Kâr kaybı sigortası nedir?
Kâr kaybı ve iş durması sigortaları bir işletmenin faaliyeti durdurması esnasında yangın ve yangına ek teminatlar neticesinde oluşabilecek hasarlar sonucu çıkacak olan işletmenin kâr kaybı ve iş durması kayıplarında masraflarını ödeyen bir poliçedir.
Kar kaybı teminatı almak bir işletmeye hangi avantajı sağlıyor?
Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, kar kaybı teminatının bir işletme için önemini şu sözlerle açıkladı: “Bir fabrikada yanan bir makine için poliçede kâr kaybı yoksa makinenin tamirini konuşabiliriz. Aylar, yıllar sürebilir bu tamir. Bizi de sadece yangından bir gün önceki haline gelmesi ilgilendirir. Ama, bunun yanında bir kâr kaybı teminatı sağladıysanız, biz o zaman en hızlı ve en layıkıyla yapılacak onarımı esas alırız. Çünkü o makine onarım süresini daraltarak kâr kaybı süresini azaltacağımız için makul durma süresini tespit etmemiz gerekir. Makul durma süresini bulmadan kâr kaybı hesaplanamaz.”
