23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Kamu korumasına ihtiyacı olmayanlar için, eller cebe gidiyor!

Trafik sigortası ve teminatları ile ilgili değerlendirmede bulunan Hayatımız Sigortalı dergisi yazarı Dr. Erhan Ayberk, şu anki trafik teminatlarının toplumun üst tabakalarının ihtiyacına yönelik olduğunu belirtti.

erhan-ayberk

Israrla iddia ediyorum: Şu anki trafik teminatları toplumun üst tabakalarının ihtiyacına yöneliktir! Aslında onların mecburi trafik sigortası ile korunmaya ihtiyaçları bile yoktur. Onların teminat ihtiyaçlarını ihtiyari mali mesuliyet sigortaları temin etmelidir!

Bir iddiam daha var: Gerçek “toplumsal denge” bulunduğunda, fiyatlar hızla aşağılara düşecektir!

Bu yazımızda, tüm zorunlu sigortaların bağdokusu olması gereken bir kavramdan bahsedeceğiz.

“Toplumsal Barış” kavramı, öncelikle toplumun iki yönüne işaret eder.

  1. Varlıklılar/Güçlüler: Toplum içinde hakkını arama konusunda avantajlı olanları kastediyoruz. Kendi konumları itibarıyla (güç, para, eğitim düzeyi gibi) mağduriyetlerini giderebilecek olanlardır.
  2. Korunması Gerekenler: Bu kesim ise mağduriyeti durumunda, telafi edebilmesi için mutlaka kollanması gereken, aksi takdirde kendi imkanlarıyla ayakta kalmakta güçlükler yaşaması muhtemel olanlardır.

Bir toplumun iç huzurunun korunabilmesi için, bu iki toplumsal kesimin birbirleriyle ilişkilerinde, devlet araya girerek bazı düzenlemeler yapar. Zorunlu trafik sigortasının ana fikri budur.

Bir an için trafik sigortasının zorunlu olmadığını düşünelim. Geliri orta seviyedeki araç sahipleri, trafikte araçla seyrederken toplumun “korunması gerekenler’ kesimine zararlar vermiş olsun… Kendi gelirleri verdikleri zararı kısa ya da uzun vadede karşılamaya yetemeyecek olan bu orta gelir mensupları, örneğin zarar verdikleri bir trafik kazası kurbanının tedavi masraflarını karşılamayacaktır. Bu maddi yetersizlik, kaza mağduru kesimin zararlarını giderilemez noktaya taşıyacaktır.

Tabiidir ki, zorunlu getirilen bu korumanın dayanması gereken en önemli kriter, yazımızın başında değindiğimiz iki kesim arasındaki optimal dengeyi sağlaması olmalıdır.

Niçin? Çünkü eğer trafik sigortası bu zorunluluk olmasaydı da mağdur olmayacak kesime lüzumundan fazla bir koruma getiriyorsa, bu aynı zamanda mağdur olabilecek kesimin menfaati aleyhine bir sonuç doğurur. Şunu demek istiyoruz: Örneğin, eğer siz zorunlu sigorta teminatlarını gereğinden fazla yükseltirseniz, prime yansıyacak ve doğal olarak da trafik sigortasız araç sayısını artıracaktır. Bu durumdan yine kim mağdur olacaktır? Avantajlı katman sigorta olmasa da zararını giderebilecek durumdayken, korunması gerekenler mutlak mağduriyet yaşayacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz duruma en iyi örnek, ‘destekten yoksun kalma’ teminatıyla verilebilir. Bu teminata ilişkin tazminat hesaplamaları ölen kişinin geliriyle alakalıdır. Kişinin yaşarken kazandığı gelir ne kadar yüksekse, tazminat o kadar fazla çıkmaktadır.

Kısaca, teminat yükseldikçe zaten zengin konumda olanlar daha fazla yararlanmakta, gelirleri düşük olanlar ise “sigortasız gezen araçlar” nedeniyle daha mağdur olmaktadır.

Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz; şu anki trafik teminatları daha çok toplumun varlıklı kesimlerini kollamaktadır.

Yüksek teminat nedeniyle artan fiyatlar, korunması gereken kesimleri mağdur edecektir. Bunu görebilmek için müneccim olmaya gerek yoktur. Sigortasız araç sayısındaki artış en net göstergesidir. Korunmaya muhtaç kesimin kıyılarına yıkıcı dalgalar gelmeye başlamıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER