Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı, iklim değişikliği kaynaklı hasarların gün geçtikçe arttığını belirtti. Kırmızı, “İklim değişikliği kaynaklı hasarlar, eğer sigortası yoksa zincirleme olarak daha büyük krizler yaratabiliyor” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl düzenli olarak hazırladığı Küresel Riskler Raporu, geçmiş yıllara göre bazı ilkler içeriyor. Yaklaşık olarak 30 riskin incelendiği rapor, meydana gelme olasılığı en yüksek üç riskin iklim değişikliği ile ilgili olduğunu ilk defa ortaya koyuyor. Dünyada iklim değişikliği kaynaklı risklerin arttığını söyleyen Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı; ülkemizde de iklim değişikliği kaynaklı hasarların ve kendilerine gelen ihbarların arttığı bilgisini verdi. Birleşmiş Milletler’in (BM) Küresel İklim Riski Endeksi’ne göre; iklim değişikliğinin 2017 yılında Türkiye’de 1.9 milyar dolarlık bir hasara yol açtığını hatırlatan Kırmızı; “Bu hasarı azaltmanın öncelikli yolu sigorta. Sektör olarak ülke ekonomisini teminat altına almaya hazırız” diye ekledi.
Ciddi zararlar söz konusu
Meydana gelme olasılığı en yüksek riskin aşırı hava olayları olduğunun altını çizen Kırmızı, “İklim değişikliği sonucunda aşırı yağmurlar, ardından sel ve su baskını; fırtına, hortum ve dolu hasarlarıyla daha sık karşılaşmaya başladık. Aşırı hava olaylarını önceden tahmin etmek çok zor olabiliyor. Bu sebeple hasardan kaçınabilmek için önlem almak zorlaşıyor. Bir anda başlayan dolu yüzünden araçlar çok ciddi zarar görebiliyor; evlerin ve ofislerin pencereleri, çatıları hasar görebiliyor. İçeri giren yağmur suları elektronik cihazların bozulmasına yol açabiliyor. Hortum sebebiyle seralar, ürünler zarar görebiliyor. Çiftçinin tekrardan aynı ürünleri ekmesi için belki bir yıl beklemesi gerekiyor” dedi.
En uygun yol sigorta
Kırmızı, “İklim değişikliği, zincirleme olarak hayatın akışını sekteye uğratıp ekonomiye de zarar veriyor. Dünyayı iklim değişikliği kaynaklı gıda ve su krizleri bekliyor. Bu durumda iklim değişikliği kaynaklı hasarlara karşı en iyi korumanın sigorta olduğu ortaya çıkıyor. Sigorta sektörü olarak hasarı ödeyerek daha büyük krizlerin ortaya çıkmasını engelliyoruz. İklim değişikliği kaynaklı hasarlar, eğer sigorta yoksa zincirleme olarak daha büyük krizler yaratabiliyor. Bunun önüne geçmenin en uygun yolu sigorta olarak gözüküyor” diye konuştu.
‘Herkese görev düşüyor’
Kırmızı, iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı yavaşlatmak ve hatta durdurmak için toplumun her kesimine görevler düştüğünü söyledi. Kırmızı, “Artık iklim değişikliği hayatımızın bir parçası. İklim değişikliği ile mücadele belki de yıllar alacak. Bu süre içinde iklim değişikliğine adapte olup kendimizi korumanın yollarını aramalıyız” dedi.
“Doğa Sigorta olarak hasar sonrası hızlıca ödemeleri gerçekleştirerek sigortalılarımızın hayatına kaldığı yerden devam etmelerine destek oluyoruz” diyen Kırmızı, “Bu sebeple hasarları minimuma indirmek için sigorta en iyi çözüm olarak ortaya çıkıyor. Kasko sayesinde araçlardaki hasarın giderilmesi ile birlikte mini onarım, yol yardım, ikame araç gibi hizmetlerle sigortalının hayatına sorunsuz bir şekilde devam etmesine yardımcı oluyoruz. Doğa Konut Paket Sigorta Poliçesi’nin sahip olan sigortalılarımızın herhangi bir hava olayı sonucu gördükleri zararı karşılıyoruz. Bunun yanında; boya, badana veya dekorasyon masrafları, elektronik cihaz, hasar nedeniyle yapılacak ikametgâh değişikliği masrafları ve mal sahibi veya kiracının kira kaybı teminatlarına da sahip oluyorlar. Serası veya tarlası zarar gören çiftçilerimizi de Devlet Destekli Tarım Sigortaları ile güvence altına alıyoruz” şeklinde konuştu.