İkinci el araç fiyatlandırmada sigorta sektörüne çok önemli çözümler sunduklarını söyleyen Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, ikinci el araç fiyatlandırma uygulamalarının bunların başında geldiğini belirterek, “2. el araç fiyatlarını, aracın hasar tarihinde ve hasar tarihinden önceki fiyat bilgisini ve yine aracın hasardan sonraki değer kaybını verebiliyoruz. Fiyatlar yükseldiği için değer kaybı çalışması çok önem kazandı ve artık sigorta şirketleri neredeyse bu konuda nokta atışı yapmak zorunda. Bu konuda onların en büyük yardımcısıyız. Sigorta sektörü de ikinci el rayiç değer belirleme ürünümüze çok büyük bir talep gösterdi” şeklinde konuştu.
Pandemiyle birlikte otomotiv sektöründe başlayan sıkıntılı süreç devam ediyor. 0 kilometre ve ikinci el araç fiyatlarının sürekli artışı, krediye ulaşmada yaşanan sıkıntılar ve arz-talep dengesizlikleri otomotiv sektörünü olduğu kadar sigorta sektörünü de yakından etkiliyor. Yükselen araç fiyatları sigorta fiyatlarını da artırıyor. Bu koşullarda sigorta şirketleri için doğru değer tespiti yapmak değer kaybını önlemek adına büyük önem taşıyor.
Sigorta Ekranı’nda Damla Özafşar’a konuk olan Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın, sigorta şirketlerine sundukları çözümler hakkında önemli bilgiler verdi. Otomotiv sektörü ve araç piyasaları hakkında konuşan Yalçın, depremin otomotiv sektörüne etkilerinden elektrikli araçlara kadar birçok konuya dikkat çekti.
Ürünlerimize sigorta sektörü büyük bir talep gösterdi
2. el araç fiyatlandırmada sigorta sektörüne sundukları çok önemli çözümler olduğunu söyleyen Yalçın, “Bunların en başında ikinci el araç fiyatlandırma uygulamamız geliyor. Hem ios ve Android uygulaması hem de web olarak sunduğumuz bir fiyatlandırma mekanizmamız var. Türkiye’de satılan 65.671 adet model tipinin 0 kilometreden 400 bin kilometreye kadar ekspertiz bilgileriyle birlikte, hatta tramer tutarıyla birlikte fiyatlandırabileceğiniz tek uygulama. 8 saniye gibi kısa bir sürede yapıyor. Bugün Cardata uygulamasını cep telefonunuza indirdiğiniz zaman veya web’den girdiğiniz zaman 8 saniyede 65 bin küsur aracın herhangi bir tanesini 0 kilometreden 400 bin kilometreye kadar fiyatlandırabiliyorsunuz. 2000 yılından itibaren Türkiye’de satılan tüm araçların bizde marka, model, model tip yapı ağacı dediğimiz katalog bilgisi, araçların teknik ve ekipman donanım datası mevcut. Bu araçların fiyat bilgisine sahibiz. Dolayısıyla bizim çözümümüz özellikle sigorta şirketlerine hızlı, güvenilir bir veri sunmak ki bunu da gerçekleştiriyoruz. Sigorta sektörü ikinci el rayiç değer belirleme ürünümüze çok büyük bir talep gösterdi. Şu an hemen hemen kullanmayan sigorta şirketi yok. Bu senenin başı itibariyle geçmiş 2. el araç fiyatlarını, aracın hasar tarihinde ve hasar tarihinden önceki fiyat bilgisini ve yine aracın hasardan sonraki değer kaybını verebiliyoruz. Fiyatlar yükseldiği için değer kaybı çalışması çok önem kazandı ve artık sigorta şirketleri neredeyse bu konuda nokta atışı yapmak zorunda. Biz de onların oradaki en büyük yardımcısıyız” şeklinde konuştu.
Artık otomobil yatırım amaçlı alınıyor
Araç satın alımına ilişkin artan talebi değerlendiren Yalçın, 0 kilometre araç satın alımına yönelik çok fazla talep olduğunu belirterek, şunları söyledi: “2023’ün ilk dört ayında yaklaşık 340 bin binek otomobil ve ticari araç satılmış. Bu sene bu talep karşısında eğer tedarik de desteklerse bir milyon adedi bulabileceğimizi düşünüyorum. Burada bu talebi yaratan en büyük etkenlerden bir tanesi otomobilin artık bir yatırım aracı olması. 0 kilometre otomobil alımını yatırım amaçlı düşünen insanlar şu an çok fazla. 2. elde de esasında çok büyük bir değişiklik yok. Hala 0 kilometre fiyatını geçen 2. el araç fiyatları var. Öte yandan 0 kilometre bir araç almak için bir bayinin showroom’una gittiğiniz zaman araç göremiyorsunuz çünkü gelen tüm araçlar anında satılıyor. Hatta üretim planlamasında, geminin üstündeyken ya da fabrikada satılan araçlar var. Türkiye’de satış yapan bir marka X modelinden 2023 yılı boyunca 10 bin adet satacak ama talep 50 bin gibi bir durum söz konusu. Gerçekten önemli bir talep patlaması var. Markalar bu talebe karşılık veremiyor. Bugün C segmenti, Sedan segmenti dediğimiz en temel bir otomobili satın almak için altı-dokuz ay bekleme süresi var. Bugünkü fiyattan da değil altı-dokuz ay sonraki fiyattan satın alıyorsunuz.”
Tedarik zincirindeki sorunlar devam ediyor
Sıfır araç bulamayan ve beklemek istemeyen kişilerin 2. el araç piyasasına yöneldiklerini söyleyen Yalçın, “Bu defa 2. ele olan talep fazlalaşıyor ve 2. el araç fiyatları artmaya başlıyor. 2023’ün Ocak-Mayıs ayları arasındaki dönemde 2. el araç fiyatları yüzde 40 artmış. 0 kilometre araç fiyatları ise aynı dönemde yüzde 15 artmış. Sadece 0 araç bulunamadığı için 2. el araç fiyatları Nisan’dan Mayıs’a yüzde 8 artmış. 0 kilometre araç fiyatları da Nisan’dan Mayıs’a yüzde 3,5 artmış. 0 kilometre araç fiyatları artıyor ama otomobilde her ay satış rekorları kırıyoruz. Böyle bir sürece girdik. Bunun en az iki-üç yıl daha devam edeceğini düşünüyorum, çünkü her ne kadar pandemi sürecindeki tedarik sorunlarını bir nebze aştıysak da tedarik zincirinde global olarak hala çok önemli sorunlar var. Avrupa’da üretilen araçların lojistik olarak sevkiyatları şu an çok zor yapılıyor. Kısa vadede 0 kilometre araç üretimi hep sıkıntıda olacak.”
Kur artışı endişesi taleplere yansıyor
Bireysel veya ticari kredilere ulaşımın çok zor olduğuna dikkat çeken Yalçın, ekonomik belirsizliklerin de tüketicilerin satın alma kararını etkilediğini söyledi. Seçim sonrası kur değişimlerinin fiyatlara yansımasından endişe duyulduğunu aktaran Yalçın, “Döviz anormal bir şekilde yükselmeden önce otomobil sahibi olmak isteyenlerin sayısı çok fazla. Bu da yine hem 0 hem de 2. el araçlarda talebi artırıyor” dedi.
Deprem sonrası hem arz hem talep arttı
Depremin otomotiv sektörüne etkilerine değinen Yalçın, deprem sonrası finansal ihtiyaçlar için depremzedelerin araçlarını satışa çıkardıklarını ifade ederek, “Burada hasar görmemiş araçlar daha fazla prim yaptı. İnsanların mobiliteye çok ihtiyaçları var. Deprem bölgesinde yaşayan insanların satılığa çıkarttığı araçlara arz arttı. Normalde arz fazlalaşınca fiyatlar düşer ama bizde tam tersi oluyor. Bizde arz da fiyatlar da talep de yükseliyor. Enteresan bir sürece geçtik. Depremde on binlerce araç pert oldu. O araçlarını tekrar yerine koymak isteyenler bu ekonomik koşullarda bunu hemen yapamıyorlar maalesef” ifadelerini kullandı.
Hasarlı araç almamak için ekspertiz şart
Deprem sonrası hasarlı araçların Türkiye’nin otomobil parkına girdiğini aktaran Yalçın, “Yarı pert olmuş veya büyük ölçüde pert olmuş araçlarla yaşıyor olabiliriz. Depremin üzerinden üç ay geçmiş olmasına rağmen oradaki pert olan ve hasarlı araçlar konusunda devlet dâhil kimsenin çok fazla bilgisi yok. Bu durumdan sakınmanın en iyi yolu o araçları satın almadan önce iyi bir ekspertiz yaptırmak. Öte yandan Türkiye pazarına baktığımızda hasar görmeyen veya az hasarlı araçların satışa çıkması da fiyat anlamında çok fazla bir değişiklik yaratmadı. Zaten ikinci el araç fiyatları yükseliyor. O trendin bir parçası oldu diyebiliriz” dedi.
Kasko olmazsa olmaz
Kasko sigortası hakkında konuşan Yalçın, böyle bir devirde ve böyle bir coğrafyada kaskonun olmazsa olmaz olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Kasko vazgeçilmezdir. Nasıl otomobile bindiğimiz zaman ilk emniyet kemerini takıyoruz kasko da böyle bir şey. İnsanlar mutlaka kendilerini bu koruma şemsiyesinin altına sokmalı. Bunun bilincinde olmak lazım. Zaten Türkiye’de sigorta sektörü bu bilinci artık çok daha etkili bir şekilde yayıyor. İnsanlar bunu biliyor. Global resesyondan, tedarik zincirlerindeki fiyat artışlarından dolayı Türkiye’de de kasko fiyatları çok yükseldi. Biz de sigorta şirketlerine bu konuda önemli destekler veriyoruz. Doğru fiyatlandırma, doğru tarifelendirme yapabilmeleri için bugün Türkiye’deki hemen hemen tüm sigorta şirketlerine araçların teknik özellikleri, fiyat datası, ekipman donanım datası gibi doğru data setleri sunuyoruz.”
Araç satın almak isteyenler için doğru zaman bugün
Araç satın almak isteyenlere önerilerde bulunan Yalçın, otomobil satın almadaki en önemli sürecin bugün olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün otomobil alıyorsanız alın. İnsanların kafasına döviz yükselecek düşüncesi çok yerleşmiş durumda. Önümüzde ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Piyasalar da buna endeksli. Özellikle borsa ve dövizde bir düşüş trendi var. Bu, piyasa şu an çok güvenli bulunmuyor demek ama seçim sonrası piyasanın kendini daha yukarı yönlü ifade edeceğini düşünüyorum ben. Dövizdeki yükseliş, enflasyondaki yükseliş 0 kilometre araç fiyatlarını daha da yukarı çeker. 0 kilometre araç fiyatlarının yukarı çekilmesi demek, 2. el araç fiyatlarının da yukarı gitmesi demek. İnsanların alım gücü çok düştüğü için otomobil satın almak artık hayal ama gene de herhangi bir şekilde otomobil satın alınmak isteniyorsa bunu çok geciktirmeden yapmak lazım, çünkü otomotivde de bir mevsimsellik özelliği var. Dolayısıyla şu an hem 0 kilometre hem de 2. el araç almak için doğru bir zaman.”
Elektrikli araç pazarında daha yolun başındayız
Elektrikli araçların otomotiv piyasasına etkilerinden bahseden Yalçın, elektrikli araç ekosisteminin geliştiğini belirterek, “Artık birçok marka belli bir süre sonra fosil yakıt araç üretimini bitireceğini ve elektrikli araca döneceğini açıkladı. Dünyada böyle bir trend var ancak Türkiye’de biz daha yolun çok başındayız. Şu an Türkiye’deki elektrikli araç satış pazarı yüzde 2. Bunun nedenlerinden biri çok az adette modern tipte araç olması. Elektrikli araçlarda şu an en çok binek otomobil ağırlıklı satılıyor. Ticari araçta modern tiplerin de getirilmesi lazım ki ticaret yapan insanlar da elektrikli araç satın alabilsin. Ama altyapı eksikliklerimiz var. O bilinç hala yerleşmedi. Yakın zamanda dünya ve Avrupa gibi o trendi yüzde 100 yakalayamayız” dedi.
TOGG’u bir başarı hikâyesi olarak görüyorum
TOGG’u birçok insanın aksine bir başarı hikâyesi olarak adlandırdığını dile getiren Yalçın, “Çünkü hem milli hem yerli hem de çok iyi fiyattan çıktı. TOGG bu sene 20 bin tane otomobil satacağını açıkladı. 177 bin satın alma başvurusu geldi. Bunlardan çekilişle 20 bin kişiye verdiler. Demek ki o 1 milyon 300’ü bir seferde karşılayabilecek 177 bin tane insan ön kaporasını yatırıp o çekilişe girmiş. Bu Türkiye’deki elektrikli araç piyasası için de çok ümit verici bir rakam. Bugün X bir markanın X bir modelini getirirseniz böyle bir başvuru alamaz. Burada milli ve yerli olması da talebi arttıran çok önemli faktörler. Ben şu an elektrikli araç satan veya satmayan birçok markaya TOGG satış modelini örnek almasını tavsiye ederim” diye konuştu.
Sigorta sektörünün data sağlayıcısıyız
Sigorta şirketlerinin data veri konusundaki en büyük yardımcılarından biri olduklarını söyleyen Yalçın, “Bu iş önemli bir çaba ve emek gerektiriyor. Geçmiş dataya sahip olmamız lazım. Biz şu an sigorta sektörüne katalog bilgisi dediğimiz marka, model, model tipi yapı ağacı datası sağlıyoruz. Teknik data sağlıyoruz. O konuda artık sigorta sektörünün standart data sağlayıcısı olduk. Ekipman donanım datası artık fiyatlandırma tarafında önemli bir parametre oldu sigorta şirketleri için. Hem geçmiş araç fiyatları hem şu anki güncel araç fiyatları konusunda resmen sigorta sektörünün bir veri departmanı, data departmanı gibi çalışıyoruz. Çok da butik çalışıyoruz, çünkü sigorta sektörünün otomotiv sektörü gibi bu ülkenin lokomotif sektörlerinden bir tanesi olduğuna inanıyoruz. Sigorta sektörüne yarattığımız katma değerlere bu sene çok önemli farklılıklar da getirdik. Geçen sene özellikle kasko fiyatlarının çok artmasından ve doğru fiyatlandırma çalışmalarının çok sağlıklı yapılamamasından dolayı sigorta şirketleriyle geleceğe dair fiyat öngörülerimizi paylaştık. Bu kapsamda yeni bir ürün çıkarttık. Burada en önemli diğer bir özellik de teknik datada olduğu gibi ekipman datasından da tarife ve fiyatlandırma çalışmaları için sigorta şirketleri açısından müthiş parametreler çıkması. Ekipman donanım datası da veri setlerimiz de sigorta şirketlerinin doğru fiyatlandırma ve doğru tarifelendirme yapması için çok önemli araçlar haline geldiler” açıklamalarında bulundu.
Yayının tamamı Sigorta Ekranı’nda…
Verdiginiz bilgiler için teşekkürler , güzel yazı olmuş