23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Hindistan’da sigortacılığın ortaya çıkışı ve gelişimi

 

Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarı Fatih Kahya, Hindistan’daki sigortacılığı okurlarıyla paylaşarak, Hindistan’da sigortacılığın ortaya çıkışı ve gelişimi üzerine birinci elden önemli bilgiler aktardı.

fatih kahya 650 (1)Bu ayki yazımızda, 1951 tarihli Sigorta Gazetesi’nde yer alan bir röportajı sizlerle paylaşacağım. Anadolu Sigorta’nın Hayat Servisi’nden Faruk Seven, 1951 yılında İstanbul’a gelen Hindistan’ın en büyük sigorta şirketi olan New India Sigorta Şirketi’nin Müdür Yardımcısı Mr. Advani ile Pera Palas Otel’de bir araya gelmiş ve bir röportaj yapmış. Bu röportajda Hindistan ve Türkiye’deki sigortacılık üzerine konuşulmuş, Hindistan’da sigortacılığın ortaya çıkışı ve gelişimi üzerine birinci elden önemli bilgiler yer almıştır. Bu yazımızda sözünü ettiğimiz röportaja yer vereceğiz.

Faruk Seven: Hindistan’da sigortacılığın vaziyeti nedir ve ne vakit başlamıştır? Halen Hindistan’da faal kaç yerli, kaç ecnebi sigorta şirketi vardır? En büyüğü hangisidir? En mühim yerli sigorta şirketinin iş hacmi nedir ve dünya ile münasebetleri ne durumdadır?

Mr. Advani: Evvela bu hususta bir fikir verebilmek için sigorta şirketlerinin miktarını söyleyeyim. Hindistan’da 341 sigorta şirketimiz var. Bunlardan 235 tanesi Hint yerli şirketleridir. 106’sı da ecnebidir. Bu Hintli 235 şirketin 135’i sadece hayat sigortası yapar. 50 sigorta şirketi de hayatla beraber diğer branşlarda çalışırlar. Diğer 50’si hayattan başka diğer branşlarda çalışmaktadırlar.
85-FATIHKAHYA .qxd:Layout 1

İlk hayat sigortasıyla meşgul olan büyük sigorta şirketi 1874’te işe başlamıştır. 1850’de de sigorta işleriyle uğraşan şirketler vardı. Fakat bugün önemli bir konumu olan sigorta şirketi 1874’te işe başlamıştır. Bu sigorta şirketinin ismi Oriental’dir. (Pi’nin Yaşamı filmini izleyenler bir karede Oriental Insurance’nin duvardaki tabelasını görebilirler. F.K) İlk önce hayata başlayan şirket 1859’da Bengal Christian Family Pension Fondi’dir. 1874 ve bundan evvelki tarihlerde ise sigorta şirketleri küçük çapta çalışıyorlardı. Asıl sigorta faaliyetinin Hindistan’da başlaması Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra birkaç büyük iş adamının bir araya gelmesiyle 1919’da olmuştur. Bundan evvel ecnebi sigorta şirketleri mühim faaliyetler gösteriyorlardı. Fakat 1919’dan sonra milletin babası olan Gandi’nin siyaseti dolayısıyla milli sigortacılığımız ecnebi sigortacılığının belini bükmüştür.

1949’da yapılan hayat sigortalarının adedi 544 bindi. Bunlardan 526 bini Hint şirketlerinin ve 18 bini de diğer şirketlerindi. 1949’da hayat sigortalarının yekûnu 3 milyon 300 bindi.

Faruk Seven: Memleketimize ne maksatla geldiniz? Yaptığınız temaslar neticesinde Türk sigortacılığı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Sigortacılığı ve sigorta prodüktörlüğünü nasıl görüyorsunuz?

Mr. Advani: Bize göre sigorta enternasyonal bir mevzudur. Eğer beynelmilel münasebetler sigortacılar eline kalsa hiç harp olmaz. Zira sigorta, dostluğu ve arkadaşlığı içerir ve işbirliği demektir. Buraya gelişimin sebebine gelince; şirketim olan Yeni Hindistan Şirketi bütün dünya çapında çalışan bir şirkettir. Ve 1947’den beri dünyayla olan münasebetlerimizi geliştirdiğimizden Türkiye’yi bir memleket olarak halkı ve sigortası ile daha yakından tanımak için ve bizzat kendi görüşlerimi mahallinde temin için geldim. İlk maksadım memleketimin iyi temennilerini ve dostluğunu memleketime bildirmek.

Zira şuna inanıyoruz ki Türk sigorta piyasasının kuvvetlenmesi ve yükselmesi dünya sigorta piyasasının yükselmesine tâbidir ve bu fikri burada açıkça belirttim. Burada milli sigorta şirketlerinin müdürleriyle tanıştım. Bana karşı gösterdikleri yakınlıktan çok mütehassis oldum (duygulandım), kendilerinin vaziyetlerini ve karşılaştıkları güçlükleri yakinen gördüm.

Türkiye’de milli sigorta şirketleri henüz organize edilmemişlerdir. Piyasada sinsice iş gören hırsız kimseler vardır ve bunlar sigortalıya risturlar yapmaktadırlar. Bu sebeple sigorta şirketleri yüksek komisyonlar vermeye mecbur kalmakta ve pek tabii yüksek reasürans komisyonları istemektedirler. Bu vaziyet sigorta şirketlerini karşılıklı çalışacak reasürör bulmalarını güçleştirmekte ve bu sebeple rezervlerini yükseltemeyip dış piyasaya çıkamamaktadırlar. Bu fasit dairenin önüne geçmek yıkıcı rekabeti önleyecek bir kanunla mümkündür.

İkinci mesele; sanayi tesislerindeki depo ve ambarlar durumudur. Bu depolar metodik surette inşa edilirler. Yangın önleme ve su tesisatı mükemmel olur ve otomatik springler tesisatı temin olunursa sigorta şirketlerinin hasar gideri azalacağı için primler düşürülür. Sigorta primi sanayi işletmesinin fiyatında masraf unsuru olduğundan fiyatlar da düşer. Bunun temini hükümet, sigorta şirketleri ve sanayi işletmelerinin el birliğiyle mümkündür ve sigorta şirketlerinin masrafları hükümet tarafından kontrol edilmelidir. Böyle bir kontrol kanunu olursa sigorta şirketlerinin kârı ve neticesi olarak ihtiyatları artabilir. (Bir sonraki yazımızda bu röportaja kaldığımız yerden devam edeceğiz.)

FATİH KAHYA / HAYATIMIZ SİGORTALI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER