Sigortalı Yaşam, Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım Dergisi Hayatımız Sigortalı; Mart sayısıyla 111. defa okuyucusuyla buluştu. Dergi çarpıcı haber, yorum ve analizleriyle sektörün nabzını tutmaya devam ediyor.
Hayatımız Sigortalı’nın kapağı Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan’a ayrılmış durumda. Şencan, 5 sayfa verilen röportajda sigorta sektöründe yoğun şekilde yaşanan rekabete dikkat çekiyor ve “Sektörde rekabet yıkıcı değil tatlı-sert olmalı” diyor. TVF çatısı altında kamu bankalarının kontrolünde bulunan sigorta ve emeklilik şirketlerinin de ölçek ekonomisinin oluşturulması amacıyla birleştirilmesine karar verildiğini hatırlatan Şencan; “Önümüzdeki dönemde ilk 5 sigorta şirketi sıralamasının değişeceği kesin. Zaman içerisinde sektörde yaratacağı etkiyi göreceğiz. Bu etkinin olumlu olacağına inanıyorum” diye konuşuyor. “Anadolu Sigorta, yeni dönemde sektörde kendisini nasıl konumlandıracak? Pazar payında azalma olabilir mi?” şeklindeki soruyu ise Şencan, “Sektörde pazar payını korumak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde dengeli ve kârlı büyüyeceğiz” şeklinde yanıtlıyor.
Kadın çalışanlara yönelik pozitif ayrımcılık
Sigorta sektöründe kadın çalışanların sayısının artmasını her zaman destekleyen Hayatımız Sigortalı’nın kapağında “Sektörde kadının ağırlığı var” başlığı dikkat çekiyor. Haberde, “Son yıllarda, sektörde faaliyet gösteren sigorta ve emeklilik şirketlerinde çalışan sayısı artarken, çalışanların büyük bir bölümünün de kadınlar olduğu dikkat çekiyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB), geçen günlerde 2019 yılsonu istihdam istatistiklerini açıkladı. İstihdamla ilgili olarak sigorta sektörünün çok ilginç bir özelliği var; toplam çalışanlar içinde kadınların ağırlıkta olduğu gözleniyor. Yine, TSB verilerinden hareket edersek, 2019 yılındaki 14 bin 228 kişilik çalışanın 7 bin 457 çalışanı, yani yüzde 52.5’lik bölümü kadın çalışanlardan geri kalan yüzde 47.5’luk ise erkek çalışanlardan oluşuyor. Tabiri caizse, ‘Sigorta sektöründe kadınlara ekmek çok’ diyebiliriz” deniyor.
15-20 yıllık tüm emeğim bir günde yok olacaktı
Hayatımız Sigortalı’nın sigorta bilincinin artırılması amacıyla hazırladığı ‘Memnun Sigortalı’ köşesinde; Isparta’nın Gelendost ilçesi Akmescit mevkiinde Meyso’ya ait soğuk hava depolama tesisinde meydana gelen yangın konu ediliyor. Meyso Yönetim Kurulu Başkanı Ragıp Nayır’la yapılan röportaja “15-20 yıllık tüm emeğim bir günde yok olacaktı” başlığı atılmış. Meyvelerin bulunduğu kasaların da aynı şekilde petrol ürünüydü olduğunu belirten Nayır, “Neticede 4.5 saat içerisinde depomuz küle döndü. Bizim de 15-20 emeğimiz yanmış oldu. Eğer sigortam olmasaydı yenisini yapmamızın imkânı yoktu. Sigortacım AXA Sigorta’ya ve acenteliğimizi yapan Yeşil Sigorta’ya teşekkür ediyorum. AXA Sigorta zararımızın karşılığını hiç eksiksiz bir şekilde 45 gün içerisinde ödedi. Biz de tesisimizi 1 ayda yeniden inşa ettirerek, sezona yetiştirdik. AXA Sigorta’dan gerekli yardımları görmeseydik faaliyetlerimizi 2 tonluk depomuzla, kısıtlı bir şekilde sürdürecektik” diyor.
Kâr kaybı sigortası
Hayatımız Sigortalı’nın Mart sayısında dikkat çeken dosya haberlerinden biri de kâr kaybı sigortalarına ayrılmış durumda. Kâr kaybı sigortasının ne olduğu ve ne gibi teminatlar sağladığı konusunda detaylı bilgiler verilen haberde; “Yangın, işyeri veya deprem sigortanız var. Peki bunların kâr kaybı teminatı da var mı? Eğer yoksa, risk gerçekleştiğinde alacağınız teminatın eksik olacağını asla unutmayın. Çünkü, işletmeniz durduğu sürece oluşan kâr kaybınızı yerine koyamayacaksınız” deniyor. Haberde ayrıca Doğa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tümer ve Tema Danışmanlık Yönetimi Ortağı Cengizhan Korkut’un; kâr kaybı sigortaları hakkındaki görüşlerini de okuyabiliyorsunuz.
Sağlık sigortasında ayağımıza kurşun sıkmak!
Hayatımız Sigortalı Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar, “Sağlık sigortasında ayağımıza kurşun sıkmak!” başlıklı makalesinde sağlık sigortasında yaşanan olumsuzluklara vurgu yapıyor. Kantar, “Sigorta sektörü ile yakından ilgilendiğim geçmiş süreçte Sağlık Sigortaları bilinen en önemli branştı. Herkes sağlık sigortası yaptırmak istiyordu. Yaptırılabilir bir maliyeti de vardı. Fakat ilgi arttıkça sağlık sigortaları yönetilemez oldu. Bunda sigorta şirketleri kadar biz tüketicilerin hatası az değil. Sağlık sigortalarını hep peşin ödemeli bir sağlık harcaması olarak gördük. Ne kadar prim yatırıyorsak onu çıkarmak için daha fazlasını harcamaya çabaladık. Sonra primler yükselmeye başlayınca feryat ettik. O dönemde trafik ve kaskodan para kazanan şirketler sağlık sigortalarındaki bu sıkıntıya çok da odaklanmamışlardı. Sonrasında baktılar ki bu iş şirketlerin başına dert açacak” diyor.
Hayatımız Sigortalı’da ayrıca Erhan Ayberk, Mustafa Nazlıer, Devrim Ersöz Fatih Kahya ve Ceyhun Can Yıldız’ın makalelerini de okuyabilirsiniz.