Başımıza bir şey gelmediği sürece ne yazık ki “sigorta”yı hatırlamayan bir toplumuz. Ama gün geçtikçe felaketlerin şekli değişse de riskler artarak devam ediyor. Defalarca yazdım, yine yazayım. Risklere iklim değişiklikleri nedeniyle yaşananlar da eklendi. Temmuz ayında İstanbul’a dolu yağıyor, yaz günü sel oluyor, son yaşadığımız yangınlar… Ve tabi ki sağlık riskimiz Pandemi.
CAN KANTAR / SİGORTAMEDYA
Orman yangınlarının ülkemiz için her zaman risk oluşturduğunu biliyoruz. İklim değişiklikleri ile bu risk daha da arttı. Sigortamedya ekibi geçtiğimiz gün bir haber derledi. “Artan riskler sigortaya talebi artırıyor.” Bu tüm dünyayı kapsayan bir haberdi. Ama ülkemizde henüz deprem olduğu zaman o bölgedeki insanlar DASK yaptırıyor. Ya da yangın başladığında yangın sigortasına olan talep artıyor. Sigortacının mantığı öncelikle riski tespit etmek ve gerekli önlemleri almak. Sonrasında buna rağmen bir olay yaşandığında da devreye girmek. Ve tabi ki mağduriyetleri önlemek. Sigortalıya düşen görev ise öncelikle önlemleri almak sonra da riski sigorta güvencesine almak. Tabii ki bütçeler doğrultusunda.
ŞİRKETLERİN AÇIKLAMASI GÜVEN VERİYOR AMA…
Son yaşanan olaylar ile ilgili sigorta şirketleri birbiri ardına açıklama yapıyorlar: “Sigortalılarımızın yanındayız, mağduriyetlerin önlenmesinde öncelik tanıyacağız, sigortalılarımızın yanındayız.” Ardından da ekliyorlar: “Doğanın eski döngüsüne geri gelmesi için elimizden geleni yapacağız.” Bunlar çok güzel sözler. Toplum nezdinde güveni artıracak nitelikte söylemler.
Tamam tamam da… Bu felaketlerle karşılaşan vatandaşlarımızın ne yazık ki sigortası yok. Sorduğum birkaç şirket yöneticisi 3-5 tane hasar dosyası açtık dediler. Felaket yaşanan yerlerde sigortalılık oranı çok düşük elbette. Özellikle tarım alanları için bir hasar söz konusu olabilir o kadar. Şimdi tam burada aklıma İstanbul’da yaşanan sel felaketi geldi. Bu sel sonrası yeraltı geçidini su basmıştı. Ne yazık ki İstanbul’un göbeğinde olan bu iş yerleri sigortalı değildi. Bir şirket yöneticisi, “Keşke bütün dükkanlar sigortalı olsaydı da hasarlarını ödeseydik” demişti.
SİGORTANIN SİGORTASI DA VAR
Şimdi hepimiz sigorta yaptırırsak bu felaket yaşandığında sigorta şirketleri batar ve bu yükün altından kalkamaz diye düşünülüyorsa çok yanlış bir düşünce. Çünkü sigorta şirketlerinin bir çoğu bu tür büyük riskleri yurtdışındaki ‘sigortanın sigortası’ denilen reasürans şirketlerine devrediyor. Yani büyük bir felaket olduğunda yabancı reasürans şirketleri hasarları hemen ödüyor.
Sigortacılar, felaket günlerinde bu tür söylemleri dikkatle dile getiriyor. Çünkü reklam diye algılanabiliyor. Ama “keşke sigortalı olsaydılar da mağduriyetleri hemen engelleseydik” denilmesi gerekir bence.
SİGORTA YAPTIRMAYA TEŞVİK DAHA ÖNEMLİ
Sigorta şirketlerine düşen görev, tüketicileri sigorta yaptırmaya teşvik etmek ve varsa sigortalılarının mağduriyetlerini hemen önlemek. Acentelere düşen görev ise sigortalıları ile bu günlerde sürekli iletişimde kalmaya çalışmak olmalı. Tüketiciye düşen görev ise her şeyi Devletten beklemeden kendi bütçeleri doğrultusunda risklerini sigorta sistemine devretmesidir.
ACENTELER NE İSTİYOR!
Çok acente dostum aradı. Bu felaketlerin yaşandığı bölgelerde acentelerin sigortalılarına ulaşamadığını, yenilemeleri gelenlere ise tabii ki gidemediklerini belirttiler. Sigorta şirketlerinden istekleri teknik olarak mümkün ise bu bölgedeki poliçelerdeki sürenin 13 aya çıkarılması. Yenilemelerin sorunsuz yapılabilmesi, yeni taleplerinde teyit edilerek incelenerek kabul edilmesi. Bir de sigortalının bu felaketle uğraşırken sigortasını yenileme derdine düşemeyeceği için hak kaybı yaşamasının da önüne geçilmeli. Şirketlere de iletildi mi bilmiyorum ama bence sigorta şirketleri sigortalılarının yanında olduğunu bu yolla da gösterebilirler. Şu anda riskin devam ettiği bölgede kontrollü poliçe yapılması normal. Ama hiç yapmıyoruz demek sisteme güveni azaltır. Ya da yenilemeleri kabul etmemek de öyle.
Bu arada bölgelerdeki acentelere sigorta şirketlerinin destek olması gerektiğini düşünüyorum. Sektörün komple kenetleneceği bir dönemi yaşıyoruz. Allah yardımcımız olsun.