SASDER 10.Ulusal Kongresi’nin ilk panelinde doğal afetler ve salgınlar ele alındı. Panel katılımcıları her iki alanda da iyi planlamanın önemine işaret ederek bu konularda eğitim ve farkındalığın gerekliliğine dikkat çekti.
SASDER 10.Ulusal Kongresi’nin ilk gününün ilk paneli “Doğal Afetler ve Yeni Pandemiler” başlığında gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker’in üstlendiği panele Prof.Dr. Celal Şengör, Prof.Dr. Naci Görür ve Koç Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Miktobiyoloji Anabilimdalı’ndan Prof.Dr. Önder Ergönül konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin depremselliği, depreme dayanıklı kentler ve pandemiler hakkında bilgilerin aktarıldığı panelde, bu konularda yapılması gerekenlere ilişkin önerilere de yer verildi.
“Depreme karşı etkin bir planlamaya ihtiyacımız var”
Panelde “İstanbul ve Kahramanmaraş depremlerinin nedenleri, tabiatları ve gelecekleri” başlıklı bir sunum yapan Prof.Dr. Celal Şengör, depremin zararlarının en aza indirilebilmesi için çok iyi bir sistem oluşturulması gerektiğini söyleyerek “Bunun için de iyi yöneticilerle etkin bir planlamaya ihtiyacımız var. Deprem konusunda ülke olarak hala yeterli farkındalığa sahip değiliz. Olası İstanbul depreminden sonra kenti bekleyen başta yangınlar ve yağmalama olmak üzere birçok başka sorun olacak. Tüm bunlar için de eğitime ve planlamaya ihtiyaç var” dedi.
“Gerekli önlemleri almazsak ekonomik ve siyasi bağımsızlığımız tehlikeye girebilir”
Deprem sorununun ülkenin en önemli sorunu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Naci Görür, “Ülke olarak gerekli önlemleri alırsak bu sorunun üstesinden büyük ölçüde gelir ve depremin vereceği zararları da minimize ederiz. Ancak eğer yapmazsak bu çağı ekonomik ve siyası bağımsızlığımızı koruyarak çıkarmamız mümkün olmayabilir. Özellikle de ülkemiz henüz Maraş depreminin yaralarını sarmadan ve ekonomik düzlüğe çıkamadan İstanbul ‘da bir deprem gerçekleşirse istemediğimiz sonuçlarla karşılaşabiliriz” diye konuştu.
“Derem hazırlığı ve bunu başarma niyeti gerekiyor”
Depremlerin 13 milyon seneden beri devam ettiğini ve daha milyonlarca yıl devam edeceğini söyleyen Görür, “Depremleri durduramadığımıza göre, hep birlikte bunun üstesinden gelmek zorundayız. Dünyada bunu yapan ülkeler var. Bizim de yapmamak için hiçbir sebebimiz yok. Tekniğimiz, bilim insanlarımız ve paramız var ancak halk denetim ve gözetime önem vermiyor ve siyasi irade de bu konuda çaba göstermiyor. Bu ikisini bir araya getirebilirsek çözüm bulabiliriz. Deprem hazırlığı ve bunu başarma niyetine ihtiyacımız var. Depremlerde yaşanan can kaybı sayısı bize yakışmıyor” dedi.
Görür, depreme hazırlık kapsamında öncelikle depremle ilgili sorun yaratabilecek tüm pürüzleri giderecek bir yasaya ihtiyaç olduğuna vurgu yaparak “İkinci olarak mikro bölgelemeye ihtiyaç var. Türkiye’de İstanbul hariç hiçbir kentte mikro bölgeleme çalışması yok. Kentin üzerinde yerleştiği alanın yer bilimleriyle ilgili tüm özelliklerinin verilere dayalı olarak tespit edilmesi ve sonra bu veriler ışığında o kentin yönetilmesi gerekiyor. Üçüncüsü, devletin depreme dirençli konutlar için halkı teşvik etmesi gerekiyor. Bunu da krediler aracılığıyla yapabilir. Son olarak da doğrudan doğruya liyakata dayalı ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde olan bir afet bakanlığı kurulmalı” diye konuştu.
Halkın deprem farkındalığı arttırılmalı
Yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem ve çevre ve ekonomi bileşenleriyle kentlerin depreme hazır hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Görür, “Bu noktada hem yönetimde bulunanları deprem konusunda eğiterek donanımlı hale getirmek hem de halkın deprem farkındalığının ve deprem bilincinin arttırılması önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
“Kolektif bilincin yanında stratejik planlama da gerekli”
Panelde dünya tarihindeki pandemilerle ilgili bilgiler veren Prof.Dr. Önder Ergönül, içinde bulunduğumuz çağda birçok farklı enfeksiyonla karşı karşıya olunduğunu söyleyerek “Salgınlar daha önce de vardı ve olmaya devam edecek. Bizim bu tip durumlar karşısında seferberlik refleksimiz ve kolektif bilincimiz kuvvetli olsa da stratejik planlamamız eksik. Bu konuda gelişim göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.
“Etik değerlerle yeni bir yaklaşım inşa edilmeli”
Pandemi ve deprem gibi olaylarda toplum nezdinde bir tarafta aldırmazlık diğer tarafta ise aşırı duyarlılık oluştuğuna dikkat çeken Ergönül, “Bu noktada etik değerlerle ortada bir yaklaşım inşa etmemiz gerekiyor. Cumhuriyetimizin 100. yılını da fırsat bilip tüm tarafların bu yaklaşımı geliştirmesi lazım. Bir diğer önemli husus verinin hızlıca bilgiye dönüştürülmesi. Veriyi hızlıca işleyerek pratiğe çevirmek önemli. Burada da etkin bir planlamaya ihtiyacımız var” dedi.
10’uncu SASDER Ulusal Kongresi’nin ilk gününde Sompo Sigorta sponsorluğunda Şair, Yazar, Gazeteci, Araştırmacı ve Tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Cumhuriyet ve Atatürk temalı bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşi sonrası SASDER Başkan Yardımcısı Çağatay Çınar, Sunay Akın’a plaketini takdim etti.
Sigorta Ekranı: