Şemsiye Dergisi’nin son sayısında vatandaşa, Zorunlu Deprem Sigortası ile ilgili neler düşündüklerini sorduk.
Marmara Bölgesi’nde 1999’da yaşanan yıkıcı depremin bu sene 20. yılı. Gölcük depreminin etkilerini dün gibi hissediyorken, ülkemiz devamlı sarsılıp duruyor. Yaşanan depremler ise hepimize dayanıklı binalar yapmak ve depremin yıkıcı etkilerine karşı Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) ile güvence sağlamak gerektiğini hatırlatıyor. Şemsiye Dergisi‘nin son sayısında vatandaşa, Zorunlu Deprem Sigortası ile ilgili neler düşündüklerini sorduk. İşte cevaplar:
DASK tek başına yeterli değil
Yılmaz Şahin (İşçi) / DASK’ın zorunlu olmasına karşıyım. Yok ev alırken, yok kiralama yaparken, yok elektrik bağlatırken zorluk çıkarılmış olunuyor. Buralarda zorunlu olacağına insanlara neden DASK yaptırılması gerektiği bilincinin verilmesi lazım. Bilinç olunca zaten DASK yaptırılacak. Ayrıca DASK tek başına yeterli değil ki! Mutlaka yanında konut sigortasının olması gerekiyor. Deprem anında DASK’ın ödeyeceği para devede kulak kalır. Bu nedenle insanların “Ben nasılsa DASK’ı yaptırdım” deyip, kenara çekilmemeleri gerekiyor. Riskten gerçek anlamda korunmak için, yangın, sel gibi afetleri de içeren konut sigortası yaptırmak.
Yeni bir daire alabilir miyim?
Hakan Kulak (Esnaf) / Her sene yaptırıyorum. Evimizi de yeniledik, DASK’ı da yeniledik. Ancak DASK’ın evimin değerinin ne kadarını karşılayacağını bilmiyorum. Tamam, DASK zorunlu bir sigorta… Ama içeriğini bilmiyorum.
Doğal afette veya depremde dairem yıkıldığında, DASK’tan alacağım para bana yeni bir daire aldıracak mı? Yani ben bilinçli olduğum için değil zorunlu olduğum için yaptırdım. Halbuki DASK’ın neden yaptırılması gerektiği topluma detaylı anlatılsa, belki de zorunluluğa gerek kalmadan herkes yaptıracak. Bana sorarsanız sigorta ile ilgili kurumların vatandaşı bilgilendirmesi gerekiyor. Devletin de sigorta eğitimini ders olarak ilk ve ortaokulda okutması gerekiyor.
Gerçekten çok korkmuştum
Tuğçe Sezenoğlu (Kurumsal İletişim) / 19 yıl önce Marmara depremi olduğunda İstanbul’daydık. Daha çocuktum. O yıllardan birçok şeyi hatırlamama rağmen, depremde ailece yaşadıklarımızı çok net hatırlıyorum. Çünkü gerçekten çok korkmuştum. Deprem korkusuyla büyüdüm diyebilirim. Şu an bile deprem uzmanları İstanbul ve Marmara’da şiddeti 7.2 ve daha üzeri bir depremin olabileceğini söylüyorlar. Bu nedenle DASK’ı çok önemli buluyorum. Evim olduğunda sadece DASK’la yetinmeyeceğim, diğer sigortaları da yaptıracağım.
DASK’ı herkes yaptırmalı
Hasan Hüseyin Akar (Sanayici) / Tabii ki DASK önemli. Herkesin yaptırması gerekiyor. Ama maalesef DASK yaptırma oranı hiç de yeterli değil. Bana sorarsanız bunun nedeni DASK’dan ziyade toplumumuzda sigorta bilincinin oluşmamasından kaynaklanıyor. Aslında oluşmaması değil de oluşturulmaması diyelim. Çünkü, sigorta şirketleri sadece poliçe satabilmek için reklam yapıyor. Oysa sigorta eğitiminin verilmesi gerekiyor. Bir kere öyle üniversitelerde değil, ders olarak küçük yaştan itibaren okullarda okutulmalı. Üniversitede sigortayı meslek olarak seçtiğinde mecburen öğreniyorsun. Sende küçük yaştan gelen bir sigorta eğitimi var mı? Onu söyle. Hani hep diyoruz ya eğitim şart diye. İşte eğitim, sigorta için mutlaka şart.
DASK dahil bütün sigortalar yaptırılmalı
Mehmet Arıkan (İş adamı) / DASK’tan ziyade bütün sigortaların yaptırılması taraftarıyım. DASK zorunlu olmalı mı? Evet, olmalı. Çünkü biz “Bana bir şey olmaz abi” diyen bir toplumuz. Ama önce bunun kırılması gerekiyor. Bu da tabii ki eğitim ve bilinçlendirmeyle ilgili. Eğitim ve bilinçlendirme olmadan biz daha çok “Bana bir şey olmaz abi” deriz. Sigorta acentesi bana poliçe satmaya geldiğinde niyetine bakarım. Sadece poliçe satmaya odaklandıysa ondan almam, gönderirim. Satışın yanında, bilgilendirme de yapıyorsa sonuna kadar dinlerim. Fiyatı da uygunsa alırım.