Araştırmacı-Yazar Fatih Kahya, Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin Nisan sayısındaki ‘Sigortacılığın Dünü’ isimli köşesinde Cumhuriyet dönemindeki sigortacılığı anlattı. Özellikle genç sigortacılara yararlı olacağını düşündüğümüz Kahya’nın “Cumhuriyet döneminde sigortacılık” başlıklı makalesi şöyle:
1923 İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınan konulardan biri de sigortacılıktı. Sigorta şirketlerinin yüksek prim alması, ödemeleri gereken vergileri sigortalananlara yüklemeye çalışması, tazminatları ödemekten kaçınmasından şikayet edilmiş ve sigortacılar sendikasının feshedilmesi, hükümetin çıkardığı kanunlara uymayan şirketlerin kapatılması talep edilmişti. 1924’te Sigortacılar Sendikası feshedildi ve yerine Sigortacılar Kulübü kuruldu. Bir süre sonra Sigortacılar Daire-i Merkeziyesi adını alan kulüp 1960 yılında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne dönüştü.
20. yüzyılın ilk yirmi yılında ülkemizde faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin sayıları 120’yi aşmışken, 1920’lerde sigorta şirket sayısı 49’a indi. Türkiye’de 1927-1929 yıllarında 10 Türk sigorta şirketi, 39 yabancı sigorta şirketi faaliyet gösteriyordu.
1925 yılında yerli ve yabancı sermaye ortaklığı ile (Türkiye İş Bankası ile Ünyon grubu bünyesinde yer alan İttihad-ı Milli Sigorta Şirketi arasında yapılan ortaklık antlaşması sonucunda) 500.000 lira sermaye ile Anadolu Sigorta Şirketi kuruldu. Anadolu Sigorta Şirketi, Türkiye İş Bankası ve Ziraat Bankası şubelerini kullanarak bir yayılma süreci yaşadı.
Devletçilik ilkesinin giderek güç kazandığı dönemde, 1935 yılı ortalarında, yabancılara ihtiyaç duymadan bir sigortacılık anlayışı hedeflendi. Sümerbank, İtimad-ı Milli Sigorta Şirketi’nin hisselerini aldı. Bulgar ortaklığından kaynaklanan reasürans antlaşmaları feshedildi ve Güven Sigorta Şirketi adıyla ulusal kimlikte bir şirket doğdu. Bir yıl sonra Anadolu Sigorta Şirketi Ünyon Grubu’nun vekâletinden kurtularak bağımsızlığını kazandı.
Cumhuriyet Döneminde sigortacılık alanında ilk yasal düzenleme 1926’da çıkarılan Kara Ticareti Kanunu’nda “Mükerrer Sigorta” (Reasürans) konusunda gerçekleşti. 1927 yılında da iki önemli kanun çıkarıldı. Bu kanunlardan biri 25 Haziran 1927 tarihli 1149 sayılı “Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve Murakabesi Hakkında Kanun”, diğeri de 25 Haziran 1927 tarihli 1160 sayılı “Mükerrer Sigorta Hakkında Kanun” idi. Murakabe kanununda amaç, yerli ve yabancı bütün sigorta şirketlerini kontrol altına almaktı. Mükerrer sigorta kanunu ile de bir reasürans tekeli oluşturmak hedeflenmişti. 1929 yılında Türkiye İş Bankası, Milli Sigorta ve Companie Suise de Reassurance ortaklığı ile Milli Reasürans T.A.Ş kuruldu. Milli Reasürans’ın kurulmasıyla reasürans tekeli uygulamasına geçildi.
1930 yılında yabancı sigorta şirketlerinin yazdıkları sigorta primleri Türk şirketlerine kıyasla iki misliydi ancak 1938 yılında bu durum büyük ölçüde değişti ve 1938’de Türk şirketleri yabancı şirketlere oranla yüzde 20 daha fazla prim tahsil etti.
II. Dünya Savaşı dış ticareti sekteye uğrattığı gibi sigorta sektörünü de olumsuz etkiledi. Sigorta şirketlerinin birçok çalışanı silah altına alındı. Türkiye savaşta tarafsız kalsa da savaş dönemindeki yokluk her kesimin sıkıntı çekmesine neden oldu.
1950’lerde izlenen iktisat politikaları sigortacılığın gelişmesine ortam hazırladı. Bu dönemde gerek devlet gerek özel sektörün sanayi yatırımlarına girişmesi sigortacılığa talebi artırdı. Ulaştırma politikalarında deniz ve demiryolları yerine karayolu ulaşımının ön plana çıkarılması, 1953’ten itibaren motorlu taşıt araçlarının zorunlu kaza sigortası kapsamına alınması sigortacılığın gelişmesine katkı sağladı. 1950’de İnan Sigorta, 1955’te Şeker Sigorta, 1957’de Güneş Sigorta, 1958’de Ray Sigorta, 1959’da Cihan Sigorta, Birlik Sigorta ve Başak Sigorta faaliyete geçti.
1959’da 7397 sayılı Sigorta Şirketlerinin Murakabesi Hakkında Kanun yürürlüğe girdi. Bu kanun ile sigorta şirketlerinin ve üretim araçlarının her türlü faaliyetlerinin oluşturulacak uzman bir kurul tarafından denetlenmesi, sigorta şirketlerinin mali yapısını zayıflatan rekabetin önünü almak için fiyatta indirimin yasaklanması kararlaştırıldı. Ayrıca bütün şirketlerin aynı şart ve düzenlemeye tabi olması için sigorta genel şartlarının, tarife ve talimatnamelerin Ticaret Bakanlığı’nca düzenlenmesi ve şirketlerin bunun dışında muamele yapmaması, sigorta şirketlerinin mali ve teknik yapılarının yeterliğinin sağlanması ve sigorta istihsalcileri ile sigorta eksperlerinin mesleki bir düzene bağlanması öngörüldü. 7397 sayılı Murakabe Kanunu’nun 36. maddesi ülkedeki sigorta şirketlerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne üye olmalarını zorunlu kılıyordu
1963-1983 yılları arasında beş yıllık planlar yapıldı, ilk dört plana bakıldığında özel sigorta sistemine yönelik düzenlemeler ikinci planla birlikte gündeme geldi. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında özel sigorta sistemine ilgi gösterilmemişti. Planlı dönemde branşlara bakıldığında hayat sigortasının toplam prim üretimi içindeki payı azalma eğilimi göstermişti. 1963 yılında hayat sigortasının payı % 12.5 iken 1983’te bu oran %4.2’ye geriledi.
Sektörün büyüme hızı 1980-1991 döneminde reel yıllık ortalama olarak % 15’lere yaklaşmış, 1994 krizine rağmen 1991-1996 döneminde % 10’a yakın büyüme hızı yakalamıştı.
Hayatımız Sigortalı Dergisi Nisan 2018 sayısından…