28 Nisan 2024, Pazar
spot_img

CAN KANTAR – YORUM: Sigorta sektörü SABIKALI oluyor!

Trafik sigortalarında son yıllarda tırmanarak artan kaos, mahkemede biteceğe benziyor. Bilindiği üzere trafik sigortası fiyatlarında yaşanan tartışma son aylara damgasını vurmuştu. Kamu otoritesi, fiyatların düşürülmesi yönünde telkinleri etkili olmayınca önce Rekabet Kurumu’nu, onda da bir şey çıkmayınca tavan fiyat uygulamasını, ondan da sonuç alınamayınca “havuz” sistemini devreye sokmuştu.

DEVLETLE BİLEK GÜREŞİ YAPILMAZ AMA…

Fakat son aylarda yaşananlar sırasında gerek Rekabet Kurumu gerekse Sigorta Denetleme Kurulu şirketler ve acenteler tarafındaki şikayetler üzerine soruşturma ve araştırmalarını sürdürmüştü. Hazine yetkilileri, bir taraftan da “Devlet ile bilek güreşi yapılmaz” diyerek de önlemler almaya devam edeceklerini açıklıyordu. Yetkililer, gerek aba altından sopa göstererek gerekse aleni bir şekilde, sigorta şirketlerini tabir biraz abartılı olabilir ama “kündeye getirme” konusunda ısrarlı olduklarını göstermişlerdi.

ŞİRKET GENEL MÜDÜRLERİ İFADE VERECEK

Sigorta Denetleme Kurumu’nun, yaptığı soruşturma kapsamında sigortalılardan ve acentelerden gelen şikayetler üzerine acentelere giderek ekran görüntüsü aldığı ve raporunu yazdığı biliniyordu. Sigorta Denetleme Kurulu bir yazı ile şirketlere suç işlediklerini belirterek bu doğrultuda 30’a yakın şirketin genel müdürlerinin yazılı savunma yapmasını istemişti. Sonrasında, şirket genel müdürlerine bir yazı daha yazılarak verilen savunmaların yeterli görülmediği belirtilerek tekrar savunma yapmaları istenmiş. Bu ifade edilirken de yeni yapılacak savunmaların da yeterli görülmemesi üzerine zorunlu sigortalarda poliçe kesmemek suçunu işledikleri sabit olursa 500 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılmalarını isteyerek Cumhuriyet Savcılığı’na dosyanın gönderileceği ifade edilmiş. Gün başına azami 100 TL’den hesap yapıldığında ve 750 gün ceza kesildiğinde genel müdür başına tahmini 75 bin TL’lik bir cezanın olabileceği  iddiaları var. Her ne kadar cezayı ödeyenlerin sabıka kaydına işlenmeyeceği iddiaları varsa da durumun bu boyutlara gelmesi gerçekten sıkıntı verici bir durum.

Sigorta Denetleme Kurulu’nun dosyayı mecburen Savcılığa göndereceği, şayet savcı uygun görürse dosyanın mahkemeye sevk edileceği bir başka iddia. Ancak sektör kulislerinde konuşulan bir diğer konu ise Sigorta Denetleme Kurulu’nun ‘poliçe kesti-kesmedi’ ayrımı yapmadan tüm trafik ruhsatı bulunan şirketleri aynı kefeye koymuş olmasının adaletli bir tutum sergilemediği yönündeki görüşler var.

Sigorta Denetleme Kurulu’nun idari para cezası kesme yetkisi var. Fakat kanuna göre adli para cezası öngörüldüğünden savcılığa, oradan mahkeme sevki de mümkün. Mahkeme şayet genel müdürleri suçlu görürse para cezasına çarptırabilecek. Bir başka iddiaya göre bu adli para cezası ödendiğinde sabıka kaydı oluşmuyor. Özetle böyle bir durum nedeniyle belki de genel müdürler adına sabıka kaydı oluşacak olması bile sektörün itibarı için sıkıntılı bir durum. Yani sektör sabıkalı olacak özetle…

BİZ BİR AİLEYİZ

Her ne kadar mutlaka sektörden “Oh iyi olmuş, bize çektirdiler onlar da çeksin” ya da kamu tarafında sempati göreceğini umarak, “Bak gördünüz mü, devlet ile bilek güreşi olmaz” diyenler çıkabilecektir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki biz sigorta sektörü olarak kamunun sigorta tarafı da dahil, şirketler, acenteler, eksperler ve sektör endüstrisini oluşturan tüm bileşenler ile beraber kocaman bir aileyiz. Şirketler acentesiz, acenteler şirketsiz olmaz. Şirketlerin zor duruma düşmesinin başta acenteler olmak üzere tüm sektöre negatif etkisinin olacağını kestirmek güç değil. Bu nedenle tüm sektör oyuncuları el ele vererek bu kaostan nasıl çıkılabileceğini tartışmalı.

BEN HALA KART AİDATI ÖDÜYORUM

Tam işler rayına oturduğunda başka bir sorun sektörün kucağına konuluyor. Ben 37 yıldır gazetecilik yapıyorum, sigorta sektörü gibi bir sektörü takip etmedim. Devletimiz akaryakıt istasyonlarına “benzini bu kadara sat”, beyaz eşyacılara “buzdolapları çok pahalı” diyemezken, sigortacılara bu konuyu dayatabiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen günlerde banka karlarını eleştiren bir açıklaması vardı. Ama bankalar benden hala kredi kartı aidatı ücreti almaya devam ediyor. Kimsenin de yapabildiği bir şey yok. Ama iş sigortaya gelince neredeyse sabıkalı insana davranıldığı gibi davranılıyor.

SABIKALI SEKTÖR

Son durumda, ifade öncesi sigorta şirketlerinin genel müdürleri acil olarak Perşembe günü ( Bugün)TSB’de toplanıyor. Önceki temaslarda, Sigortacılık Genel Müdürü Sayın Dr. Şerif Çakırsoy’un konudan haberdar olmadığı konusunda iddialar var. Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç’in konudan haberdar olduğu, “Kontrolümüzde, takip ediyoruz” dediği de bir başka iddia. Ama bir gerçek de var, ifade veren şirket genel müdürlerinin idari para cezası yerine, ADLİ PARA CEZASI ile cezalandırılıp, sabıkalı olmaları içten bile değil. Allah sektörün yardımcısı olsun, inşallah bu durumdan bir an evvel kurtuluruz. Bu duruma gelinmesinde ne yazık ki tüm sektörün sorumluluğunun olduğunu da unutmamak gerekiyor. Artık bu sorunlar sona ersin, havuz işleyecekse işlesin, acenteler poliçelerini kessin… Sektör de enerjisini trafik sigortası dışındaki branşlara harcasın… Ne diyelim…

3 YORUMLAR

  1. Eğer Hazine sigorta şirketlerini bu havuza sokarsa, bu havuzdan bir daha çıkış olabileceğini zannetmiyorum. Hatta havuz uygulaması trafik sigortaları ile başlar, sonra bir bakmışsınız ki bütün primleri, acente komisyonlarını Hazine belirler olmuş.

    Yöneticiler de bu durumu görüyor olmalı ki havuza girmek istemiyorlar. Üstelik havuzun suyu berrak değil. Bedeni hasarlar, kar kayıpları konusunda tazminat hesaplamaları sanırım standart değil, bu yüzden sık sık mahkemelik oluyorlar ve sigorta şirketleri mahkeme kararlarından memnun değiller. Bakanımız poliçe şartlarını değiştirdik, kar kaybı hasarlarına sınır getirdik demesine rağmen sigorta şirketleri bu açıklamaya güvenmiyorlar. Burada haklı olup olmadıkları konusunda bir yorum yapacak teknik bilgiye sahip değilim, durumu yanlış yorumluyor olabilirim.

    Siz yabancı sermayeder olsanız, Türkiye piyasasına girmek için yatırım yapsanız, yaptığınız yatırımı geri kazanmaya çalışırken Hazine size bir anda çok para kazandığını görüyorum, bu kadarı fazla, benim belirlediğim marjın dışına çıkma dese, siz ne yaparsınız?

    Hazine sigorta şirketlerine ciddi bir yaptırım yapamaz, çünkü adına ister sigorta, ister havuz, isterseniz başka bir şey deyin, bu sistemin yürümesi lazım. Herhalde yerli sermayenin altından kalkacak gücü de yok ki bir şekilde Hazine yabancı sermayeye rest çekemiyor.

    Diğer yandan tüketicilere de bir yaptırım uygulanamıyor, onlarca kez kaza yapan yine yollarda.

    Havuzdan bir umudum yok ama keşke ülkemizdeki trafik kazalarının frekansını düşürecek önlemleri cesaretle alabilseler.

    Saygılarımla

  2. Sigorta şirketlerine fiyatları geri çektir,

    Acentenin komisyonunu kuşa çevir.

    Kendi aldığın %35’e dokunma.

    Züccaciye dükkanına dalan filde bile, sonuçlarını bilemeden yapmıştır diye bir iyi niyet ararsın da,

    Burada iyi niyet nerede birader?

    Koskoca sektörü minibüscüler odasına teslim ettiler.

    Devlet diyorlar, güreş diyorlar, sopa diyorlar, iyi mi?

    Türkiye’den başka hangi ülkede böyle bir kaos var acaba?

    Ne kabiliyetli bir milletiz, dünyada kimsenin beceremediğini biz becerdik.

    Müşteriye poliçe yok,

    Acentenin komisyonu %65 azaldı,

    Şirketler mutsuz, acenteler mutsuz, müşteri mutsuz…

    Hazine, sorunu çözeceğiz diye başka sorun yarattığının farkında değil,

    Soruna üstün katkıları bulunan ve şirketleri fiyat yükselttiler diye Rekabet Kurulu’na şikayet eden SAİK Başkanını da unutmamak lazım. Önümüzdeki dönemde tekrar seçilemeyeceğine göre, minibüsçüler odası başkanı olur artık…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER