Trafik sigortaları fiyatlarını artıran birçok etken var, ama en önemlileri bedeni tazminatlar ve maddi tazminatlar. Maddi tazminat dediğim kaza sonucu oluşan yedek parça ve işçilik ücretleri. Bedeni tazminatlar ise kaza sonucu yaşamını yitiren, yaralanan, sakat kalanlara ödenen tazminatlar. Maddi hasarlarda suistimal (sahtekarlık) yoksa kimse mağdur edilmiyor. Bedeni tazminatlar konusunda da şöyle bir durum var: 1.000 TL’ye yaptırdığınız trafik sigortası ile olay başına 3 milyon TL’ye kadar tazminat alabiliyorsunuz.
Bedeni tazminatlar konusunda yeni kanun var artık. Mağdur ve yakınları önce sigorta şirketine başvuruyor, şayet ödenecek tazminattan memnun kalmazsa mahkemeye başvurabiliyor. Mağdur veya yakınları olay sonrası tespit edildiğinde inanın sigorta şirketleri hemen tazminatı ödeyip dosyayı kapatmak istiyor. Çünkü dosya açık kaldığında kendisine mali yükü çok daha fazla, karşılık ayırıyor falan. İş mahkemeye gittiğinde de aynı durum geçerli. Söyleyeceklerim avukatlar arasında genelleştirilmemeli, ama bazı avukatlar, parayı ödemek isteyen bir taraf varken işi hemen icraya götürüyor. Çünkü biraz da oradan para kazanmak istiyor. Ödenecek tazminat ise iddialara göre yüzde 30 artıyor. El insaf, elinizi vicdanınıza koyun. Adam parayı gel al diyor, sen işi en az 6 ay daha uzatıyorsun. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’na bunun doğru olup olmadığını sormak lazım. Çünkü vatandaşın hakkını korumak için sigorta sektörü ile ilgili her kanun hakkında dava açıyorsunuz, işin bir de bu tarafına bakın lütfen.
Sayın Metin Feyzioğlu ‘doğrudur’ diyor mu?
Geçtiğimiz ay içerisinde bir sigorta şirketinin yurtdışı gezisine katıldım. Başarılı acenteleri ödüllendirmek için düzenlenmiş bir gezi, fakat orada yetim çocukların ağırlıklı olduğu okula da yardım organize edilmişti. Bu nedenle şirketin üst yöneticilerinden bazıları da gezideydi. Bu geziyi Facebook hesabımdan paylaştım. Altında bir avukatın yorumu dikkatimi çekti. Aynen şöyle: “Bu hafta kararları icraya koyamadan yetişemediniz, acaba ne oldu bu gariplik niye diyordum meğer gezideymiş şirket yöneticileri.” Eh artık ne diyeyim… Sonra vatandaşlarımız da artan fiyatlara haklı olarak itiraz ediyorlar. Bu fiyatların neden arttığı konusunda sadece bir örneği sizinle paylaşmak istedim. Sayın Fevzioğlu, bu örneğe “doğrudur ne ise hakkımız alacağız tabii” diyorsanız diyecek bir şeyim yok. Ama doğru değil bu yapılanlar diyorsanız, aranızdaki çürük yumurtaları temizleyin lütfen.
CAN KANTAR / POSTA GAZETESİ
