Sigorta sektöründe aksiyon bitmiyor. Bir dönem trafik sigortaları, bir dönem acente sorunları, bir dönem sektörden nemalanmaya çalışan kesimlerin çabalarını eleştiriyoruz. Karlar, zararlar gidip geliyoruz. Gazeteciyim ve 42 yıldır bu işi yapıyorum. Bu işten başka bir de gelirim yok. Son 15 yıldır ise gelirimi sigorta sektöründen sağlıyorum. Özetle ışığı görüp gelenlerden değilim. Medya tarafında zaten sektöre yıllardır emek veren topu topu 2-3 tane gazeteci var. Diğerleri maalesef tüccar takımı. Biz gazetecilerin görevi öncelikle olaylara eleştirisel bakmak ve başarılı işleri gördüğümüzde de bunu kamuoyuna duyurmak. Bu bakımdan sektörel habercilik oldukça dar. Haber yapılacak kesim küçük bir kesim aslında. Ekonomi basınından geldiğim için sigorta sektörünün butik bir sektör olduğunu söyleyebilirim. Ama yıllardır sorunlarla boğuşan bir sektörden bahsediyoruz. Sigorta; bir türlü rotasını sakin sularda yeni ufuklara açma fırsatını yakalayamamış bir sektör ne yazık ki.
ELEŞTİRİLERİ DUYMAYA ALIŞIN
Öncelikle şu eleştiri bölümünü açıklayayım. Az da olsa SEDDK, TSB, SAİK, SEİK eleştirilmemeli görüşünü savunan sektör temsilcilerine rastlıyorum. Nedeni ise “kurum yıpratılırmış”. Yanlış bir şey yapılıyorsa yıpratılmasında hiçbir mahsur yok. Kimsenin kurum isminin arkasına gizlenip eleştirilmeme zırhına bürünme lüksü yok. Herkes eleştiriye açık olmalı. SEDDK örneğinden başlayayım. Çoğu yöneticisini tanıyorum. Kurulduğunda biz de sektör gibi destek verdik, zaman verdik. O kurumda görev yapanların iyi niyetinden hiç şüphem yok. Çok çalıştıklarından da tereddüttüm yok. Ama duyuyorum ki onlar da kendi içlerinde sorunlar yaşıyorlar. Bütün bunların çözümü var. Masaya yatırılır ve konuşulur. Diğer bir örnek ise TSB. Burada eleştirdiğim konuları tekrar yazmak istemiyorum. Geçen ay yazmıştım. Neden eleştirilemez olsunlar ki? TSB yöneticileri de bana hiç bir zaman “bizi eleştirmeyin” demedi. Sadece geçmiş dönemde TÜSAF’ta e-gazeteyi rahmetli Levent Ergun ile birlikte yayımladığımızda durum biraz farklılaştı. Çünkü o zaman sigorta şirketlerinin istemediği tam karşıt manşetler de çıkmaya başladı. O döneme kadar sigorta şirketleri para ile satın aldıkları sayfalarda boy boy resim ve haberlerinin yayınlandığı mecralara o kadar alışmışlardı ki farklı bir şey ile karşılaştıklarında şaşırmışlardı.
ABA ALTINDAN SOPA!
O zamanın Birlik başkanından endirekt olarak bir mesaj almıştım. ‘Can’ı biz destekliyoruz, fakat acentelerin bizim aleyhimize olan söylemlerini içeren mecralar çıkarıyor’ demişlerdi. Yani masa altından sopa gösterilmişti. Sonraları finanse edemez duruma gelip acentelerin sesi olan gazeteyi sonlandıracağım dönemde ise HDI Sigorta’nın Genel Müdürü Enis Talaşman, “Can bey biz farklı seslere alışkın değiliz belki ama o mecra hayatına devam etmeli. Gerekirse biz destek olalım” dedi. Ve sanırım yanlış hatırlamıyorsan GMY Tansel Us’a dönüp “gereken neyse yapalım Tansel bey, sektördeki tüm düşünceleri dinlemeliyiz” demişti. Bizde o sayede devam etmiştik. Bir dönem acentelerin söylemlerini duymak istemeyen küçük de olsa bir kesim varken, şimdi dağıtım kanalı olarak rakipleri ile ilgili haber yapılmasını istemeyen acenteler var mesela. Örneğin bir dijital kanal kanunen kurulmuş ve iş yapıyor. Ama bizim onlar hakkında haber yapmamızı istemeyen olabiliyor. Bu arada biz ışığı görüp gelenler gibi işimiz olmayan bir alanda uğraş vermiyoruz. “Para verirsen sayfa alırsan haber var, sayfa satın almazsan reklam vermezsen haber yok” diyenlerden hiç olmadık. Ya da ilan isteyip alamayınca “Şirketiniz ile ilgili şikâyetleri sitemde sosyal medyamda kullanırım” diyerek tehdit edip sonra da binadan güvenlikle kapıya indirilen olmadım. Ya da bugün ilan veren şirkete methiye düzüp, ilanlar kesilince “Şirket hakkında olumsuz yazı yazmayla” uğraşmadım. Bu sözüm hele hele hiç bir özel haber yapmaksızın, yazı yazmayı bile bilmeksizin bu işlere girenlere…
SİGORTAMEDYA FARKI
Sigorta Medya 12 yıldır etik kurallara uyarak sektör içi ve dışı iletişim yapan sektörün lider medya kuruluşu olmayı başarmış bir kurum. Çok şirket ile işbirliğimiz var. Tabii ki bizimle işbirliği yapmayan şirketlerle de iletişimimiz var. Ama haber değeri yoksa ancak mecralarımız uygun ise bizde yer bulabiliyorlar. Bizimle işbirliği yapan şirketlere öncelik vermemiz çok doğal. Bu ay çok hareketli bir ay oldu. Sektörde aksiyon bitmiyor. Şu trafik sigortalarındaki sorunları çözsek, sektör önünü görecek ve tüketicisi de sektör paydaşları da çok mutlu olacak. Sektörün önü açık. STD Başkanı Fahri Altıngöz’ün gündeme getirdiği Çatı Kanun için biran evvel kolları sıvamalıyız. Her ne kadar siyasi konjonktür uygun olmasa da biz ön hazırlıklarımızı yapmalıyız.
‘KORKUTGİLLER’ OLMAZSA OLMAZ
Bu arada SAİK Başkanı Levent Korkut’a da iki çift lafım olsun. Bugüne kadar şube yapıları için bir yönetmelik çıkarıp, bir şube organizasyonunu kapatmaktan başka icraatı olmayan bu başkanın akıbeti de bir önceki gibi olacak. 2 sene sonra kimse bu şahsı hatırlamayacak. Bir de bu arkadaş komik ki sormayın. Bir yerde benim için ismimi söylemeye bile cesaret edemeden; “Ben onun ne mal olduğunu bilirim” demiş. Nereden tanışıyorsak? Seviye çok düşük, sıfırın altında. Daha önce de yapmıştı. Bu nedenle onun anlayacağı şekilde cevap vermek zorunda kalıyorum. Ama kendisinin ne MAL olduğunu bilmeyen yok 🙂 Kendisinin ne mal olduğunu yakın gelecekte kendi işi ile ilgili, kendi işi olmamasına rağmen yaptığı işleri ufak ufak gündeme getireceğiz elbet. Bir de benim için PARALI ASKER demiş :) Sigorta şirketleri ona para veriyor ve yazı yazdırıyorlar demiş. Arkadaş akıl sağlığınız yerinde mi sizin? Ben zaten fatura kesiyorum. Gazetecilikle, ticareti bir arada yapabiliyorum. Sigorta şirketleri adına komisyon karşılığı acentelik yapan birisinin bana böyle bir ithamda bulunması gerçekten komik. Meslektaşlarının haklarını benim kadar kollasa zaten acenteler şimdi bu durumda olmazdı.
Sağlıkla güzel bir yaz tatili dilerim.
İyi ki varsınız Can Bey, iyi ki Sigorta Medya var. Bir acente olarak Sigorta Medya’yı takip etmekten memnunum.
Çok teşekkür ederiz