CAN KANTAR / HAYATIMIZ SİGORTALI
Trafik sigortası, sektörün kara deliği. İşin içinden çıkılabilmesi için son yıllarda büyük çaba sarf ediliyor ama, sonuç sıfır. Ne yazık ki çok kötü bir ekonomik konjonktüre denk geldi. Onunla da olmuyor; onsuz da olunmuyor. Çare yok. Sigorta şirketleri kuruluyor; trafik ruhsatı verilmiyor. Şirketi kuranlar izni alanlar “trafik ruhsatı verilmiyor” diye üzülemiyorlar. Ruhsatı alsa poliçe kesse sermayeden yiyecek, sonunda paralı ortak sermayedar arayacak. Bir kısır döngüdür gidiyor. Geçtiğimiz dönemde trafikte yaşanan kaos sırasında bir iki şirket taşın altına elini koymuştu. O dar boğazdan çıkış öyle mümkün olabilmişti. Şimdi edindiğim izlenim musluğu açıp kapayan bir iki şirket hepsi o kadar. Geçenlerde Sigorta Ekranı’nda yaptığımız programda bir acente izleyici Genel Müdüre “Ben tekli acenteyim, ama trafik sigortası sürekli onaya düşüyor; bari ne olur bizim kesmemize izin verin. Müşterimiz kaçıyor “ demişti. Durum bu kadar vahim.
İMM’nin yılı olacak!
Son yapılan yüzde 20 zam ve teminatların yüzde 50 artırılması öncesinde SEDDK ve şirketler arasında ciddi bir pazarlık yapıldığını duymuştum. SEDDK, “Teminatları yüzde 100 artırın, ben de size primleri yüzde 50 artırılmasına izin vereyim” demişti. Sonunda gördük ki yarısında anlaşılmış. Kurtarır mı? Elbet kurtarmaz… Çok sıkıntılı bir yaz ayı beklendiği söylenebilir. İhtiyari mali sorumluluk (İMM) sigortasını, tüm acenteler mutlaka sigortalılarına teklif etmeliler. Yoksa mahkemelerde sürünürler. En ucuz kullanılabilir araç, 150-200 bin TL oldu. Bir lüks aracında bir farı, bir aynası neredeyse Trafik Sigortası’nın teminatı kadar oldu.
Bu yazın sıcak geçmesi için bir sorun daha var ki facia. O da ‘ikame araç sorunu’. Zincirleme olarak assistans firmalarını, sigorta şirketlerini ve acenteleri çok sıcak bir yaz bekliyor. Bu sene geçtiğimiz seneden çok daha büyük sıkıntı yaşanacağı belirtiliyor. Rent a car firmaları piyasada satılan araçların yüzde 60’ını satın aldığı varsayılıyor. Buna rağmen araç sayısı turist ve gurbetçi talebini karşılayacak seviyede olmadığı belirtiliyor. Kaldı ki sigorta sektöründen gelen talebi karşılayabilsin.
Kaskoda da delik büyüyor
Geçtiğimiz sene ikame araç konusunda yaşanan sorun ne yazık ki asistans firmalarını derinden etkilediği gibi sigorta şirketlerini ve hatta en çok da acentelere ciddi müşteri kaybı ve prestij kaybı yaşattı. “Bu sene daha fazlası olmaması için ne yapıldı?” derseniz bilmiyorum. Tabii ki önlemler alınmış olmalı, ama bütün önlem öncelikle para. Kasko fiyatları arttı ve sigorta şirketleri yedek parça fiyatlarındaki artışı karşılayabilmiş değil. Kasko da sigortalı sayısı, primlerin yüksekliği nedeniyle azalmaya başladı. Şirketlerde de kara delik büyüyor. Bir de buna ikame araç sorununu eklerseniz, sıkıntının büyük olduğu görülüyor. Ankara Sigorta geçen aylarda cesur bir adım attı ve kasko da ikame araç hizmetinde düzenleme yaptı. Bu yazı en sıkıntısız geçirecek şirketin Ankara Sigorta olacağını söylemek yanlış olmaz. Ama, bu durumun bu sene birkaç asistans firmasını daha zora sokacağını beklemek için falcı olmaya gerek yok.
Geçtiğimiz ayın flaş haberi RS Otomotiv Grubu’nun Mapfre Asistencia’nın Türkiye’deki firması Tur Assist’i satın alması oldu. Tur Assist faaliyetlerini durdurma kararı aldıktan sonra yaşanan gelişmeler gerçekten baş döndürücü. Sektör her zaman her olayda olduğu gibi haberi ilk kez Sigortamedya’dan öğrendi. Sigortamedya’yı takip eden, haberi ilk duyan olur. Bu 13 senedir değişmiyor. Bu arada bu kritik dönemde bu satın almayı gerçekleştiren RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı’yı kutlamak gerek. Büyük cesaret elbet, ama otomotiv sektöründeki bilgi ve deneyimleri kendilerinin bu cesaretini anlamlı kılıyor.
Sigorta Haftası bildiğiniz gibi!
Bir Sigorta Haftası daha kutlanıldı. Geçtiğimiz senekilerin aynısı. Yine biz bize sektörel konuların konuşulduğu toplantılar. Yine tüketiciye yönelik bir etkinlik gerçekleştiremedik. Ben 11 yıldır yazıyorum; “11 yıldır hep doğru söylüyorsun” deniliyor. Ama, sonuç ortada. Posta Gazetesi’nde yazmıştım, tekrar söyleyeyim. Sigorta olgusunu gençlere anlatmaya çalışmamız lazım. Bunu bıkmadan usanmadan yapmamız lâzım. Örneklerle medyada paylaşmamız lâzım. Aktif bir PR çalışma yapmamız lazım. Gençlerin takip ettiği dijital mecraları ve kişileri kullanmamız lazım. Ama ne yazık ki sektörü yakından takip eden gazeteci olarak toplantı davetini, ilgili PR şirketinden “Ben istedim”, öyle gönderdiler. Daha ne diyeyim. Dilimde tüy kalmadı. Hatta, bir tane sergi açılışı mı ne yapılmış, ondan haberim bile olmadı. Neyse her şeye rağmen güzel bir ay dilerim tüm okurlarımıza.
Teşekkürler , bu haberi yaptığınız için peki İMM poliçesi satan şirket varmı varsa ne kadar ve limitleri ne kadar , buda ayrı bir ihtiyac olarak duruyor.