Can Kantar: Sektör bir derin nefes alamadı !

CAN KANTAR/HAYATIMIZ SİGORTALI

Sigorta sektörünü takip ettiğim şu 20 yıl içerisinde şöyle derin bir nefes alıp “ohhh” dendiğine pek tanık olmadım. İşler tam iyi giderken sektör kendi içinde rekabeti fiyata indirgeyerek, pazar payı uğruna sektördeki kârlılık ibresini her defasında aşağı çevirmeyi başarmıştı. Kendi içinde sorun yaşamadığı zamanlar da, bu sefer düzenleyici kurum ile sorun yaşar olmayı da başardı. Sonrasında ‘tüketicinin hakkını koruyorum’ görüntüsü ile sektörü rant kapısı olarak gören, hasar aracıları, hukuk peşinde koşacağım diyenlere çalışır oldu.

“HASTANELERİ BİZ KURDUK “

Güneş Sigorta’nın efsane Genel Müdürü Mehmet Aydoğdu, sağlık sigortaları için “Tüm hastaneleri zengin ettik, koca koca hastaneler kurdular, bir tek bu iş bize yaramadı’ demişti. O zaman hastaneleri, şimdi hasara aracılık eden kurumları zengin etmeye devam ediyor sektör. Sigorta Tahkim ise ayrı muamma… Sigorta hakemleri ise ayrı olarak incelenmesi gereken konu.

Sektör bu kıskaç altında hâla düzenli hasar ödemeye devam ediyor. Sistemde bir sarsılma yok. Pandemi, bu trafiğin açtığı yara, ardından deprem felaketi ve her ne kadar 2-3 şirket SEDDK tarafından yakın takibe alınmış olsa da onların da hızla düzlüğe çıkacağını umuyorum.

DÜZLÜĞE ÇIKMAK ÖYLE KOLAY OLMAYACAK

Gölge Sigortacı bu sayımızda özellikle trafik sigortalarındaki son durumun fotoğrafını güzel çekmiş, okumanızı tavsiye ederim. Trafik sigortası dipsiz bir kuyu durumuna düştü ne yazık ki. SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu ve yönetim ekibi iyi niyeti ile çaba sarf etse de, o işte karanın görünmesi bir zaman alacağa benzer. Sektör bir taraftan kamu otoritesinin ‘tüketiciyi korumak eksenli’ sektörü kıskaca alması, sektördeki özellikle yabancı sermayeyi kaçırmaya kadar gittiğini görebiliyoruz. Groupama‘nın ülkeden çıkısı bunun son örneği.

Önümüzdeki asıl sorun elbet seçimler…Seçim sonrası gelişmelere sektör ne kadar hazırlıklı bilemem. Asgari ücrette beklenen artış sektörün önünde kabus gibi duruyor. Hoş ne kadar hesaplar bu yönde yapılmaya başlanmış olsa da, sektöre olumsuz yansıması kaçınılmaz.

SEÇİMİN İKİ SONUCU DA SİGORTA BÜROKRASİSİNİ ETKİLEMEMELİ

Sektörde bu hükümet devam etse de veya değişse de en azından faizlerin reel oranlara yükseleceği beklentisi var. Hükümet göreve devam ederse, sorunlara seçim baskısı nedeniyle olumlu yaklaşılmaması durumunu tersine çevirebilir. Artık, daha gerçekçi kararların alınması beklenebilir.

Şayet hükümet değişirse sektörün nasıl etkileneceği konusunda da endişeler yok değil. Yeni hükümetin yeni bürokratlarla çalışmak istemesi çok normal elbet. Sigorta sektörü çok spesifik bir sektör. Bürokrasisinde de liyakatli insanların olduğunu söyleyebiliriz. Sorun yumağı olmuş bir sektörün bir de bürokrasisinde bir değişimi kaldırması pek mümkün değil.

SEDDK Başkanı ve yönetim ekibi sektörün tüm taraflarının desteğini almış durumda. Bizim sektörde böyle çok siyasi görüşünü belli eden bir yönetici de yok. “Biz işimizi yaparız, bütün iktidarlarla, bütün bürokratlar ile çalışırız. Yeter ki aynı dili konuşalım. Karşı taraf bizi dinlesin. Sorunlarımıza çözüm bulunsun” noktasındalar.

SEKTÖR, BÜROKRASİDE DEVAMLILIK BEKLİYOR

SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu ve yönetim ekibi sektör ile uyumlu çalışıyor. Konulara hâkimler. Sektörde konuşulanlara bakılırsa ekonomi yönetiminde ve iktidarda bir değişim olursa, sektör şirketlerinin yöneticilerinin ve STK’lar nezdinde de yeni ekonomi yönetimine ziyaret gerçekleştirip “Biz SEDDK Başkanı ve ekibinden memnunuz, zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu zorlu süreçte bize vakit kaybettirecek bir karar alınmasın lütfen ” diye rica edecekleri hakkında kulis bilgileri kulağıma geliyor. Sektörün bu süreçte önünün açılacağı kararlarını bu hükümet değişmese de değişse de yeni ekonomi yönetiminden istenmesi kadar doğal bir şey olamaz. Her şeyin hayırlısı, bu sektörden on binlerce kişi ekmek yiyor. Bu sektör de milyonlarca kişiye hizmet ediyor. Bütün bunlar dikkate alınmalı diye düşünüyorum. Seçimlerin ülkemiz için hayırlısı olmasını diliyorum.