Sigorta acenteleri sigorta sektörünün prim üretiminin 3/2’sini gerçekleştiriyor. 17 bine yaklaşan sayıda acente var. On binlerce çalışan da bu meslekten para kazanıyor. Bu meslek grubu ile ilgili yazı yazdığımda binlerce kişi tarafından okunuyor. Çünkü acenteler şu sıralar ekmeklerinin derdine düşmüş vaziyetteler. Geleceklerinden endişe ediyorlar. Çare arayışları var.
Yıllarca sigorta acenteleri hakkında yazılarım sonrasında çok eleştirildiğim de oldu. Hatta hakaret boyutuna ulaştıranlar da olmadı değil. Ben eleştirildiğim yazılarda övgü mesajları da aldığımda “Hah doğru yoldayım” diyorum. Görüş ve yorum farklılıkları olabilir. Bu çok normal.
Burada bence en önemli konu, sıkıntıyı doğru teşhis edebilmekte. Bunu yapabiliyorsak sorunun en büyük bölümünü çözmüşüz demektir. Ben konuyu şöyle özetlemek isterim. Şirketler için acenteler vazgeçilmez. Ama şimdilik. Başka dağıtım kanalı bulunmayan şirketlerin acentelerden vazgeçmesi biraz daha uzun sürebilir. Teknolojideki hızlı gelişim geçen haftalarda yazdığım yazıda da belirttiğim gibi günün birinde mutlaka acenteleri de etkileyecektir. “Acenteler kapanacak, sigorta ucuzlayacak” başlığı ile bir yazı gazetede yayımlanınca acenteler bir kendilerine geldiler. Hemen arkasından internetten satış yapan şirket sayısının artması da acenteleri etkileyen bir diğer konu.
Acente teknoloijye yaklaşmalı
Acenteler bugüne kadar vurdumduymaz bir tavır içerisindeydi. ‘Şirketler bana mecbur’ diye düşünüyorlardı. Acentelerin yerini kısa gelecekte tutacak bir dağıtım kanalının endişesini bile yetti. Sigorta şirketleri prim üretimine endeksli vaziyetteler; “Bize poliçe kessin, kim keserse kessin” düşüncesindeler. Şirketler acentelerin sırtını sıvazlamaya devam ediyorlar. Ama arkadan teknolojik yatırımları ile yarına hazırlık yapıyorlar. Birçok acente toplantısı izledim, şirket yetkililerinin acentelere mesajı, nitelikli acente olmaları konusunda. Bu konuda acentelere önayak olmak isteyen sigorta şirketleri var. Ama nasıl yapsınlar ki, o acente aynı zamanda dört farklı şirketin de acenteliğini yapıyor. Axa CEO’su Cemal Ererdi blogunda aynen şöyle yazmış:“Müşteri paylaşımı yaparak müşterisi ile olan bağını zedeleyen, müşteri sadakati yaratamayan, çalıştığı çok sayıda şirketin hiçbirisi ile doğru ilişki kuramayan, temsil ettiği firmayı tam olarak bir türlü belirleyemeyen, kendi markasını yerleştiremeyen, her şeyi en ucuz prime endeksleyen ve gelişen teknolojileri işine adapte edemeyen aracıların, bu rekabete nasıl karşı koyacakları gerçekten bugünün en önemli sorusudur.”
Bence de işin özü bu. Fakat bu sorunlara çözüm ararken veya yeni açılımlar yaparken iki yüzlü yaklaşımlara karşıyım ben. Sektörde herkes kartlarını açık oynamalı. Acente, şirketler ile ilişkilerinde, şirketler de acenteleri ile ilişkilerinde iki yüzlülükten kaçınmalı. Acente ‘Ben her şirketle çalışırım’ dediğinde, sigorta şirketleri de ‘Ben hem acenteden hem de internetten satarım” der. Burada dikkat edilmesi gereken konu, haksız rekabetin önlenmesi. Bu konuda Hazine’nin bazı şirketlerin internetten acentelere fiyatın altında poliçe satmasına onay verdiği iddiası kulaktan kulağa dolaşıyor. Sanırım o konuda da “Sektör iç dinamiklerinde ve serbest piyasa koşullarında yapılanlar doğrudur” denilip geçilecek gibi. Bu nedenle acenteler kendi bacaklarından asılacaklar. Yatırım yapacaklar, teknolojiye yakınlaşacaklar (Sektör içi bilgilendirme e-gazetesinin kendisine gelmesini istemeyen bir acenteyi internette aradım, internet sitesi bile yoktu), inovatif işlere imza atacaklar, güçler birleştirilecek ve ideal nitelikli acente doğacak.
DÜNYA / 08.10.2014
Durum karışık ama tam da sizin ifade ettiğiniz gibi değil acente hep vardı her zaman da olacak bunu size ispat edebilirim.