Geçtiğimiz günlerde dikkatimi çekti Sigorta Acenteleri İşveren Sendikası Başkanı Yalçın Metin, Sözcü Gazetesi’ne bir demeç vermiş… Başlık; “ARACI KAZA YAPAN YAYA KALIYOR”
Geçtiğimiz günlerde dikkatimi çekti Sigorta Acenteleri İşveren Sendikası Başkanı Yalçın Metin, Sözcü Gazetesi’ne bir demeç vermiş… Başlık; “ARACI KAZA YAPAN YAYA KALIYOR”. Yazıyı okumadan bu başlığı okuyunca anlaşılan şey; “sigorta şirketleri ikame araç vermiyor”… Açıkçası ben onu anladım. Sevgili dostlar basında şöyle bir gerçek vardır, “Köpek insanı ısırdığında değil, insan köpeği ısırdığında haber oluyor.” Gazeteci arkadaşlarım haberi daha çok okutmak için her türlü başlık varyasyonlarına başvurur. Bu yazının başlığı; “Filolarda araç kalmadı, sigortalılar mağdur oldu” olmalıydı bence. Ama o da çok ilgi çekmeyebilirdi.
Sigorta şirketleri ile ilgili algı konusu ne yazık ki her zaman sıkıntılı. Vatandaşlarımız sigorta şirketleri ile yaşadıkları güzel anıları çabuk unutabilir. Ama mağduriyet yaşanmışsa o hafızada daha kalıcı olabiliyor. Özetle insanlar zaten sigortacılara gıcık ve olumsuz düşünmeye fırsat arıyorlar. Bu fırsat kimseye verilmemeli diye düşünüyorum.
BAŞLIĞI OKURUZ YETER!
Sosyal medyada paylaşımların sadece başlığına bakıp yorum yazanları çok gördüm. Adamla aynı şeyleri söylemişiz ama başlığı farklı anlamış ve bu nedenle yorum yapıyor. İlginç. Okumayı pek sevmediğimiz bir gerçek. Muhtemelen Yalçın Bey’in de sadece başlığı okunmuş. Bu başlık mutlaka birçok kişiye de; “Aman bu sigortacılar yine aynı” dedirtmiştir. Ulusal gazetede ismim resmim çıkacak diye kimse sektörün imajına yönelik böyle haberlere vesile olmamalı. Yalçın Bey, eminim ki haberin böyle çıkacağına ve benim tarafımdan da böyle yorumlanacağını da düşünmemiş olabilir. Ama sektörü zor durumda bırakan bir haber olmuş.
Evet işin o tarafında yaşanan bir sorun var. Burada soruna objektif bakılmalı. Yaz aylarında her yıl ikame araç konusunda sıkıntılar yaşanıyordu. Bu sene biraz daha fazla yaşanmış. Kabul. Ama bunu bir unsurun üzerine yıkmamak gerekir.
KIYASIYA PAZARLIK
Kök sebebe bakalım. Her yıl sigorta şirketlerinin özellikle motor sigortalarından zarar ettikleri için hizmet alımlarında ölmüş eşek pazarlığı yapılıp fiyatları dibe yaklaştırıp, bırakın enflasyon oranında, mümkünse fiyat artışı yapmadan yeni sözleşme yaptıklarını biliyorum. Görünüşte, zarardan kar edilmiş görünüyor. Ama hizmetlerde aksama yaşandığında da “Eyvah” denilmemeli. Sigorta şirketleri ihaleye çıkıyor ya da pazarlıkla yeni yıl sözleşmesi yapıyor. Asistans şirketleri şirketi elden kaçırmamak için dibe vurulmuş bütçelerden kendine pay kalabilmesi için hizmet aldığı firmalarla aynı pazarlığı yapıyor. Sonuç da böyle olabiliyor.
HERKES HAKLI!
Ama diyeceksiniz ki bu sistem son 10 yılda yaşanıyor, hiç bu seneki kadar olmamıştı. Evet burada özel bir durum oluşmuş. Nedeni şu. Pandemi ile 2020’de zarar eden araç kiralama filoları, ikinci el otomobil fiyatlarının yükselmesi ile araçlarının bir kısmını elden çıkardılar. 2021’de otomotiv firmaları ise üretimlerinde chip sorunu nedeniyle sorunlar yaşadılar. Filolar satın alacak araç bulamadılar. Sonra aylarca Pandemi nedeniyle kapanan bizler birden açılınca kendimizi tatillere attık, bir de buna yabancı turist akını eklenince filoların ellerindeki araç sayısı talebi karşılayamaz oldu. Filolar, en vasat aracı 60-80 TL’ye anlaştığı asistans şirketlerine vermektense, 300-350 TL’ye piyasaya vermiş. İşin özeti bu. Burada, filo şirketi haklı, iki senedir yatıyor para kazanacağı şurada iki ayı var… Asistans şirketi haklı, sigorta şirketinden iş almak için fiyatta fedakârlık yapmak zorunda. Sigorta şirketleri de haklı. “Motor sigortalarında kanımı emmeye çalışan o kadar çok kişi var ki her kestiğim 100 TL’lik poliçe için yaklaşık 110 TL tazminat ödeyeceğim belli. Bu pazarlığı yapmayayım da ne yapayım?” diyor. Yani bu durumun ancak zincirin bir tarafından başladığında düzeleceğini umuyorum.
Geçmişte de böyle basında yer almayı çok seven bir acente dostumuz yüzünden sektörün başına çok çorap örülmüştü. Bu nedenle basına demeç verirken ne olur dikkat!
Bu arada şunu da eklemek isterim. Yalçın Metin dostum sektörde yaşanan bu sorunu ulusal medyada paylaştı. Eminim bu konunun bu şekilde gündeme getirileceğini ve eleştirileceğini düşünmedi. O Sendikasının ismi Ulusal basında yer aldı diye bence mutlu. Ama….Sorun çözüldü mü? HAYIR, Sektör itibar kaybetti mi? EVET. Şunu anlamıyoruz, Hizmetlerini eksiksiz yerine getirdiği dönemde kışın çekici hemen geldiğinde, ikame araç hemen verildiğinde bunu da Ulusal medyada neden paylaşmıyorsunuz arkadaşlar. Neden siz acenteler onlarca yüzlerce teşekkür alıyorsunuz neden bu kişileri Ulusal medyada haber yaptırmıyorsunuz? Tazminat ödendiğinde, ikame araç verildiğinde, çekici hemen geldiğinde bir haber değeri yok. İşiniz bu zaten derler. Ama bunlardan biri olmayınca haber olursun sektör itibar kaybeder, acenteler de, sigorta şirketleri de bundan zarar görür. Buna vesile olduğu için Yalçın Metin’i eleştiriyorum. Yapmayın dikkatli olalım bu itibar işi tırnaklarımızla hep beraber sağladığımız birşey. Bunun zararını hepimiz görünüz.
Malesef medya böyle işte, “işsizlik oranı %10 a çıktı haber başlığının,
istihdam oranı %90 ulaştı” şeklide verilmesi gibi, malesef medya hep yapıyor bunu.
Ama bir gerçek var ki onu atlamamak lazım. Araç bir kaza yapar ilk lazım olan çekicidir,
sigortalı kasko poliçesindeki numarayı arar ve çekiciyi beklemeye başlar, çekici 30 dk da gelirse o poliçenin şirketi
çok iyi bir şirket oluverir bir anda, tabi çekici 3 saate gelmez se , sigortalı başlar söylenmeye nerden yaptırdım bu şirketten diye
kaza sonrası ikame araç gerekir, sigortalı tekrar poliçede yazan numarayı arar ve ikame araç ister, ikame araç hemen temin edilirse şirket bir numara olur
ikame araç gelmez se vay o şirket ve acentenin haline, (kulaklar sürekli çınlar)..
Sen bilirsin, ben bilirim fakat sigortalının %99 u bilmez o ikame araçların şirkete ait olmadığını,
Biz bunu anlatana kadar, sigortalının gazını alana kadar göbeğimiz çatlar.
Asistans firma ile sözleşme yapmakla bitmiyor bu işler, herkes işini takip edecek, demek ki birileri işini düzgün yapmamış, hadi o düzgün yapmadı, onu kontrol eden de
işini düzgün yapmamış ki bu sorunları yaşıyoruz.
Yazmış olduğun bu yazı ile top tamamen Asistans firmalara atılarak Sigorta şirketlerinin sorumluluğunun üstü kapatılamaz.
Can bey Piyasada acenteler olarak biz varız.Bizim yaşadığımızı sen nereden bileceksin.Yalvar yakar 6 günde aracı zor aldım.Cep telimde hala ses kaydı bile duruyor .