HAYATIMIZ SİGORTALI
Sigorta sektörü Türkiye gündemi ile bir türlü istediği sonuçlara ulaşamıyor. 2019’un ilk yarısını bitirdi bitirmesine ama sonuçlar şimdiden merak ediliyor. En basiti yeni araç satışının yarı yarıya azalmış olduğu bir ortamda sigorta şirketleri yeni ürünlere yönelip açık kapatmaya çalışsalar da piyasadaki sıkışıklık bu ürünlerde hatırı sayılır bir büyüklük elde edilemeyeceği gerçeğini bize gösterdi. Elde mali kârlar kaldı. Tüm şirketler bu yılı da bir evvelki yılda olduğu gibi mali gelir, yani sigortacılık dışı bir gelirle atlatma çabasında.
Sosyal sorumluluk projeleri ile sigorta şirketleri bu sene kendilerinden çok söz ettirmeye başladılar. Haziran aylarının sonlarında özellikle Karadeniz’de yaşanan sel felaketleri iklim değişikliklerinin bireyleri ve sigorta şirketlerini ne kadar yakından ilgilendirdiğini ortaya koymaya yetti. Bu konuda AXA Sigorta‘nın ve Sompo Sigorta‘nın yetkililerini sosyal sorumluluk ve dikkat çekme çabalarından dolayı kutluyorum.
TOPLANTILAR SERİSİ
Sektör çok hareketli bir ay geçirdi. Üst üste yapılan geniş toplantılarda sigorta sektörü endüstrisinin tam kadro bir araya geldiğini görmek güzeldi gerçekten. SEİK’in düzenlediği Uluslararası etkinlik, katılım açısından da başarılı bir toplantı oldu. Aktüerlerin yine Haziran ayı sonunda Ankara‘da gerçekleştirdiği etkinliğe ise bu sayımızda baskıya erken girmemiz nedeniyle ne yazık ki yer veremedik. Aynı şekilde Tarsus‘ta sigorta şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin katıldığı acentelerin toplantısına da yoğun bir katılım olacağı görünüyor. Fakat aynı gerekçe ile ne yazık ki bu toplantı ile ilgili haberimize bu sayımızda yer veremiyoruz.
Bu arada Quick Sigorta‘nın enerjisine biz bile yetişemez olduk. Bir gün Konya’da bir gün Ordu’da toplantı düzenliyor. TÜSAF’ın Quick Sigorta desteği ile acentelerin Büyük Karadeniz toplantısına da yoğun katılım olduğu söylenebilir. Ordu‘daki toplantıları da baskımıza ne yazık ki yetişemedi. Bu sayımızda yine çok ilginç konular yer alıyor. Öncelikle en genç yönetici kapağımız olduğunu söyleyebilirim. Sigorta endüstrisine yazılım konusunda inovatif çözümler üreten yazılım tarafından sektörün en aktif şirketi olan Ada Yazılım‘ın genç patronu Ali Uluğ ile röportajımızı bu sayımızda kapağımıza taşıdık. Belki 10’uncu yılımıza girdiğimiz bu aylarda kendimizi olgunlaşmış saysak da en azından kapağımız gençleşti diyebiliriz!
Dostum Levent Nur içinde yat
Sektöre ilk girdiğim yıllarda çalıştığım dergide SAB diye bir derneğin sayfası vardı. Yazı hazır geliyordu. Sonunda not; derneğimize üye olun. O zaman dergideki arkadaşlar bana da, “Sektör için acenteler önemlidir, bu sayfada acenteler kendini ifade ediyorlar” diyorlardı. Sonra farklı bir kanaldan TÜSAF yöneticileri benimle tanışmak istediler. Tarabya’da yemeğe davet ettiler.
Başkan Levent Ergun sonradan hatırlayabildiklerim Hüseyin Kasap‘lar falan vardı. Levent dostum ile ilk orada tanıştık. Bana dediler ki, ‘SAB İstanbul derneğidir, biz ise tüm Türkiye’deki acente derneklerinin temsil edildiği bir çatı kuruluşuyuz.’ Sonra dergide her iki kesime de eşit oranda yer vermeye gayret ettim. Onların bütün toplantılarına da katılıyordum. Sonra Sigortamedya‘yı kurdum. O zaman Rahmetli Levent Ergun, ‘Can bu sayfalar, haberler güzel de bizi sigorta şirketlerinden ayıracak bir mecra hazırlasak. Ağırlıklı acentelerin sorunlarını yine acenteler dile getirseler’ dedi.
Benim kafamda e-gazete projesi vardı. Konuyu kendisi ile tartıştık. Maliyetli bir işti. Sonunda onlar dışarıdan projeyi destekleyecek sponsor buldular. Bir kısmını ceplerinden geri kalanı ben cebimden ödemiştim. TÜSAF e-gazete sektörde büyük sükse yapmıştı. Hatta o zaman adı TSRŞB yöneticisi olan kişi bu işi yaptığım için endirekt kulağıma, ‘Can bu işe niye girdi. Orada şirketler aleyhine haberler yapılıyor” demişti. Sonra bu işi finanse edemez duruma geldiğimizde ise HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman‘a yayını kapatacağımı söylediğimde, ‘Can yapma sektörde ilk kez tüm tarafların özgürce sorunlarını dile getirildiği bir yayın bu. Bence yaşasın” diyerek endirekt destek olmuştu ve o günden bu günlere kadar geldi.
Komisyonları yüzde 18’lere çıkardı
Sonra Levent Ergun ‘a en yakın arkadaşları büyük haksızlık yaptı. Yüzde 18’lere çıkardığı trafik komisyonu ile acentelerin bu işten ekmek yediren bir Başkandı. Özü sözü bir adamdı. Söyleyeceğini muhatabının yüzüne söylerdi. Hiç sakınmazdı. Çok şirket yöneticisi ile papaz olup kendi işinde zarar ettiğini biliyorum. Bu arkadaşlar Levent Ergun’u çok üzdüler. Adam sonunda kanser oldu. Hastalığı sırasında çok sık telefon ile görüştük. Hep bir ümit ile direndi. En son aradığımda çok ağrılarının olduğunu söylemişti ve sonunda kaybettik kendisini.
Nur içinde yatsın, diyorum bir kez daha. Özleyeceğiz onu…
