Sigorta sektörü çok ilginç günler yaşıyor. Kriz nedeniyle kabuğuna çekilmiş önemli şirketler, sigorta şirketlerinin ataklarını seyreder oldular. AXA Sigorta, Sompo Sigorta HDI Sigorta, Doğa Sigorta, Quick Sigorta sektörün özellikle spor alanında adından en çok söz edilenA şirketlerinin başında geliyor. Magdeburger Sigorta, Galatasaray’a bir sponsorlukla gündeme geldi. Biz sektör basını olarak bile kendilerini tam tanıyamadan böyle bir sponsorluğa giriştiler. Quick Sigorta her hafta sonu bir festivalde boy gösteriyor. Bütün bunlar çok önemli. Sektör olarak kriz ortamını fırsata dönüştürdük sanırım. Hem de bu geri dönüşü en hızlı alabilecekleri spor alanında yapıldı. Ankara’da Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonasını AXA Sigorta ile izledim. Salondakilerin haricinde TV’lerin başında maçlara kilitlenen milyonlar AXA Sigorta’nın marşı ile coştu örnek olarak. Bu girişimlerin sektöre tüketicinin bakış açısını pozitife dönüştüreceğine inanıyorum.
Sektör de bir diğer hareketlilik ise Hazine Maliye Bakanlığı‘nda yaşandı. Bakanlığın sigortacılık birimleri aniden İstanbul’a taşındı. Ani bir karardı ama bence çok doğru bir karardı. Sonrasında bu birimlerde görev yapan bürokratlarla ilgili iddialar ortaya atıldı. Bir bölümü İstanbul’a geldi bir bölümü başka görevlere geçtiler ve Ankara’da kaldılar. Tam zamanla tekrar bir senkron tutturulur denilirken, bu sefer Sigortacılık Genel Müdür Vekili Murat Kayacı‘nın görevden ayrıldığı haberi ortaya çıktı. Kimi iddiaya göre görevden alındı, bir başka iddiaya göre ailevi nedenlerden dolayı Ankara’da kalması gerekiyormuş. Kariyerini yok sayacak kadar bir ailevi sebebe hepimizin saygı duyması gerekir.
HAZİNE’DE YENİ YETİŞEN KİMSE YOK MU?
Bu sayımızda KONTRA SİGORTACI‘da okuyacaksınız. Yazıya aynen imzamı atarım. Arkadaş son 4-5 yılda sektörde üç Sigortacılık Genel Müdürü değişti. Tamam iyi ki Dr. Ahmet Genç var. Ama şu görevden ayrılan veya alınan bürokratların alınma sebeplerine bakar mısınız? En son Murat Kayacı‘dan sonra koca Hazine’de bu göreve atanacak birinin bulunamaması ve göreve tekrar Ahmet Genç‘in getirilmesi bence gerçekten üzücü. Yanlış anlaşılmasın Ahmet beyin bu sektöre verdiği emeği hepimiz biliyoruz. Sayın Genç için tam emeklilik düşlerken bu kadar yoğun bir işe atanması çok zor. Diğer üzücü tarafı ise hani Hazine’de pırıl pırıl iyi yetişmiş, yurtdışında eğitimini pekiştirmiş bürokratlar arasından bu göreve layık kimse bulunamadı mı? Çok yazık…
Bir diğer konu ise bürokrasideki sık değişimin sıkıntıları da olmuyor değil. Örnek olarak şu Kooperatif Sigortacılığı… Bir Sigortacılık Genel Müdürü kooperatif sigortacılığına izin vermişti. Sonra diğeri göreve geldiğinde bu kooperatif sigorta şirketlerinin Anonim Şirkete dönüştürülmesi için şirketlere baskı yaptı. Tam bu sırada bir kooperatifin A.Ş. olma sürecinde birçok sorun yaşanırken, bir başka Kooperatif şirketine sigortacılık yapma izni verildi. Sorduğumuzda “ama trafik ruhsatı vermedik” dendi. Tamam vermediniz ama şirketin bu durumu normal mi? Sermaye ihtiyacı var mı? Son durum buyken Sigortacılık Genel Müdürlüğü gidip bir başka kooperatif şirketine izin vermiş. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” denir buna. Geçmişte yaşanan örnekler kötü. A.Ş olmaları için bunları zorlamışsın, şimdi yine Kooperatif Sigorta şirketinin kurulmasına izin veriliyor. Onlar da şimdi kulislerden okuyacaksınız, acente temsilcileri paralıları bir araya gelip aralarında asgari istenen 4-5 milyon TL’yi bulmaya çalışıyorlarmış.
KOOPERATİF İŞİ “HÜLLE” İŞİ OLDU
Bu kooperatif işinin hülle olduğu artık çok açık belli. Çünkü sigortacılık sermaye işi… Öyle üyelerden toplanacak 100 TL’lerle yapılacak iş olmadığını herkes biliyor olmalı. Son 10 yılda A.Ş. olarak kurulan şirketlerin buna karşı çıkması lazım. Onların ne günahı vardı 50 milyon TL koymak zorunda kaldılar. Hatta daha önce Hazine o dönem kurulacak bir şirketin 50 milyon TL’lik sermayesini döviz olarak kabul etmemişti. Nedeni ise “ya döviz düşerse” Eee şimdi ne oldu, 3-5 milyon TL’yi getirene sigorta şirketi kurma izni veriliyor. Ama sonradan “Trafik ruhsatı vermiyoruz” deniliyor. Sonra bir hülle oldu A.Ş. Bu katakulli işlere artık bir son verilmeli.
İSTİKRAR BEKLİYORUZ
Son hareketliliğimiz ise Türkiye Sigorta Birliği Başkanlığı meselesi. Daha önce yazmıştım TSB Başkanlığı hiç bir genel müdürümüze yaramadı diye. TSB çok vakitlerini alıyor da kendi şirketlerinde işleri iyi gitmiyor diye mi bilemem ama önce şirketlerdeki görevi sona eriyor, sonra da TSB Başkanlığı. Bütün bu benzerliklerin Güneş Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli‘nin Başkanlığı’nda sona ermesini diliyorum. Ben yazımı yazarken Atilla Benli’ye rakip çıkmadığı için Başkanlığına garanti gözü ile bakıyorum. Gerek Atilla Benli’nin, gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki bürokratların uzun soluklu bu sektöre hizmet etmelerini diliyorum. Daha çok çözülecek sorunumuz var, başta “Değer Kaybı dipsiz kuyusu.” Güzel bir sonbahar ayı dilerim.