CAN KANTAR/POSTA GAZETESİ
Bu ekonomik çalkantılarda birikimin önemi daha da iyi anlaşıldı. Bireysel Emeklilik Sistemi kurulduğundan bu yana istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Ardından gelen OKS’ni ise sistemi derinleştirdiği söylenebilir. Başlarda sisteme girenler bir süre sonra otomobil, ev, TV almak için sistemden çıkıp hak ettikleri paranın daha azına razı oldu ne yazık ki.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde gönüllülük esas. Sistem aslında birikim yapmak istiyorum, yaş aldığımda emekliliğimde bir nakit param olsun diyenler için kurgulandı. Sonrasında getiriler katılımcıları tatmin etmedi diye bazı serzenişler oldu. “Biz paramızı daha iyi değerlendiririz” diyenler sistemden çıkmayı tercih etti. Ama bugüne baktığımızda çıkandan daha çok girenlerin olduğu bir sistemden bahsediyorum.
Arkasından Pandemi oldu… Bu süreçte sistemden çıkışların hızlanacağı düşünülüyordu. Hiç de öyle olmadı. Bunun elbet birkaç sebebi vardı. Birincisi, katılımcıların artık fonları büyümüştü ve çıktıklarında kayıpları daha fazla olacaktı. Bu nedenle vazgeçtiler. İki, o dönemde görüldü ki, BES en güvenli bir limandı. Hakkında çok dedikodu çıktı “Yok Devlet el koyacak, paramızı alamayacağız” gibi… Ve bunların hiçbirinin olmadığı yaşayarak görüldü. Emekli olanlar, çıkmak isteyenler ise paralarını aldılar.
DEVLET DE ELİNİ CEBE ATTI ELBET!
Geldiğimiz bu noktada ise devletimiz bu sisteme çok önem veriyor. Tüm ekonomiden sorumlu Bakanlar bu sisteme gözlerinin içi gibi baktılar. Nedeni? Çünkü burada biriken fon büyüklüğü Türkiye Ekonomisi için çok ama çok önemli. Bu arada Devletimiz de elini cebine attı ve yüzde 25 olan Devlet katkısını yüzde 30’a çıkardı. Sistemi güçlü kılacak daha birçok karar alınmak üzere. Bu arada biriken fonları ile ilgilenen katılımcılar bu ekonomik çalkantılarda fonlarını katlayarak nemalandırdılar. Özellikle Altın ve Döviz’i fonunu tercih edenler için nemalanma kat be kat oldu.
Gelinen nokta 500 Milyar TL’nin üzerinde bir fon miktarı ve 15 milyon katılımcı. Ve sistem çığ gibi büyümeye devam ediyor.