SigortaMedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar, Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin editör köşesinde 2019 yılını sektör açısından değerlendirdi. Kantar’ın “Yeni sene, yeni heyecan” başlıklı yazısı şöyle…
Sektörde hareketli günler yaşıyoruz. Yılbaşı itibariyle sektör şirketleri bir atağa geçti ki sormayın. Bu da gösteriyor ki 2019 yılında ciddi bir rekabet yaşanacak. Rekabet tabii ki olmalı ama bu mali kârlardan gelen tatlı para sonucu inşallah fiyatlarda yaşanmaz. Çünkü zor bir sene bizleri bekliyor. 2018’deki araç ve konut satışındaki daralma, ekonomideki çalkantılar 2019’da devam ederse 2020 yılı zorun zoru bir sene olacağını şimdiden söylemeliyiz.
Sigorta şirketleri piyasada yaşanan çalkantıların etkisini bir iki sene sonra yaşadığı için ve ülkemizde hiçbir ekonomik kriz bir iki yıldan daha fazla sürmediği için genelde sektör bu kriz yıllarını kayıpsız kapardı. Şimdi durum farklı sanırım.
2019 yılında ekonomideki çalkantının öne çıkardığı bazı sigorta ürünlerine ilgiyi artırabilir. Mesela Kefalet Sigortası ya da üzerinde çalışılan Alacak Sigortası veya Bina Tamamlama Sigortası. Fakat tabii ki bunlar çok riskli ürünler. Önümüzdeki sene bence araç ve konut satışlarındaki daralmanın sürmesi ihtimaline karşın sigorta şirketleri arasında özellikle ikinci el araç kaskosu konusunda rekabet yaşanacaktır. Bunun sinyalleri 2018 yılının son aylarında yeni dizayn KASKO ürünleri ile verildi diye düşünüyorum. Tamamlayıcı sağlık bence en büyük rekabetin yaşanacağı sigorta ürünlerinin başında yer alacak. Ülke ekonomisinde yaşanan yavaşlama ve ertelenen büyük projeler sigorta şirketlerini ve de brokerlerimizi yakından etkileyecek diye düşünüyorum.
Zor bir sene ama sigorta sektörü ekmeğini taştan çıkarmaya alışkın bir sektör. Bu nedenle enseyi karartmamakta fayda var. Daralan piyasa sigorta şirketlerini çok daha fazla teknolojiye yatırıma yönlendirecektir.
Insurtech önümüzdeki yılda çok daha fazla konuşulacak gibi. Bu nedenle acentelerin sadece trafik ve DASK poliçesi satarak ayakta kalmayacağı bir başka gerçek. Bu gerçek acentelere çok daha yakın artık. Artık küçük acenteler bir şemsiye altına girmek zorunda.
Son olarak çıkarılan teknik personel çalıştırma zorunluluğunun kalkması ise acenteleri şubeleşmeye yönlendirecektir. Büyükler küçükleri bünyesine katacak gibi görünüyor. Sadece büyüklerin dışında iyi bir danışman olan acenteler ayakta kalacak. Diğerleri yavaş yavaş tarihin derinliklerine doğru ne yazık ki gidiyor.
Groupama değişime hazır!
Groupama Sigorta ülkemizde büyük bir yatırım gerçekleştirmişti. Uzun yıllar bu iştah devam etmişti. Fakat son yıllarda işlerinin pek iyi gitmediğini biliyoruz. Yönetici geliyor gidiyor, alt kadrolarda değişikler yaşanıyordu.
Sektördeki izlenim ise “Groupama’nın üzerine ölü toprağı serildi” şeklindeydi. Hiçbir sektör gelişimine hızlı aksiyon alamıyorlardı. Bir de bunun yanında Tarım Kredi Kooperatifi ile anlaşmanın 2018 yılı sonlarında bittiğini düşünürsek, Groupama’yı çok daha zor günlerin beklediğini görmek için falcı olmaya gerek yok. Fakat birkaç ay önce yeni bir genel müdür atandığı söylendi. Sektör yöneticileri ise bu atamayı, “Yeni yönetici tasfiye için geldi herhalde. Binayı da terk etmişlerdi” denildiğini çok duydum.
Philippe-Henri Burlisson CEO olarak atandığında ise kendisiyle ilgili çok bir fikrimiz yoktu. Düzenli olarak şirketten Okan Gülşen‘i sıkıştırıyordum. Hayatımız Sigortalı Dergisi, yeni atanan yöneticilerin ilk röportajları için tercih ettiği en etkin yayın olduğu için umutla Groupama’dan cevap bekledik. Ve sonunda güzel bir geri dönüş aldık. Bir önceki yönetici kapakta yer almak istememiş, Türkiye’de kaldığı sürece sadece bize özel röportaj vermişti.
RAGBİ sever CEO
Groupama CEO’su Philippe-Henri Burlisson ile tanıştığımda çok etkilendim. Öncelikle kendisinden çok pozitif enerji aldığımı söylemeliyim.
Tanıdığım Fransızlar’ın tam aksine fazlaca bir hiperaktif olduğunu gördüm. 100 gündür İstanbul’da ve Türkçe öğrenmeye çalışmış. Hatta çalışanlara Türkçe çekilmiş bir video da yayımlamış. Ben Bay Burlisson’u tanıdıktan sonra, ‘Gropuma’nın üzerinden bu ölü toprağını ancak böyle biri atabilir’ dedim içimden.
Groupama Global’de ikinci adam olduğunu söylüyor. İşe yaklaşımı temkinli ama aynı zamanda bir o kadar cesaretli. Bende ki izlenimi bu. Ayrıca ilginç bir kişilik. “Futbolla aranız nasıl?” diye sorduğumda aldığım cevap, “Benim için top yuvarlak değil elipstir. Ben Ragbi’ciyim” dedi. Ayrıca zıpkınla dalan bir dalgıç. İlginç bir röportaj gerçekleştirdik. Alp Süer’in kaleminden keyifli bir röportaj okuyacağınızı tahmin ediyorum. Bu arada tüm sektörün ve kurlarımızın yeni yılını kutluyorum. Yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk ve işlerimizde bol başarılar getirmesini diliyorum.
