TSB eski Başkanı Mustafa Su, “Büro vesaire gibi sabit giderleri aza indirme açısından üretimi az olan acentelerin birleşmesi taraftarıyım” dedi.
Anadolu Hayat Emeklilik, Anadolu Sigorta‘nın eski Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği eski Başkanı Mustafa Su; Sigorta Ekranı’nda yayınlanan Sektörde İz Bırakanlar programının özel konuğu oldu. SigortaMedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’la sohbet tadında bir program gerçekleştiren Su, acentelere yönelik önemli açıklamalar yaptı.
Acentelerle olan iletişim kanallarının sürekli açık tutulması gerektiğini belirten Su, “Hatta şirketler üretimden kaynaklı hatalarını dahi ortaya koymalı. Uzun yıllar acente kârlılığı üzerinde kafa yordum. Çok düşük limitli prim üreten acentelerin sabit giderler göz önünde alındığında maalesef çok iyi sonuçlara erişmesi mümkün görünmüyor. Dolayısıyla acentelerin büro masrafı gibi sabit giderlerden kurtulma adına birleşmeleri gerektiğini düşünüyorum. Birleşme konusunu ileriye yönelik tüm acentelerimizin değerlendirmesini rica ediyorum” dedi.
Su, “Acentelerin bir takım şikayetleri oluyor. Bu şikayetlerin başında da ‘Bankalar sigorta satmasın’ geliyor. Ama şunu da unutmamak lazım… Türkiye’de daha herkesi sigorta ile tanıştırmış değiliz. Dolayısıyla herhangi bir kanal aracılığıyla sigorta ile tanışan kişi; o kanalın daha sonra yeterli hizmeti verememesi sonucu acente tarafından hazır müşteri haline geliyor. Yani sigortalı sayısının artmasının acenteler açısından faydalı olacaktır” diye konuştu.
Sektörde iletişim anlamında önemli adımlar atıldığını dile getiren Su; “Bireysel iletişimde, yani müşterilerle olan iletişimde ben öteden beri şunu savunmuş mudur… Sigortacılık hem yapılan iş itibarıyla hem de müşteriler açısından basit hale getirilmeli. Kullandığımız dil, belgelerimiz ve dokümanlarımız; teknik terimlerden arındırılmış olmalı” dedi.
Sektör güven sağladı mı?
Can Kantar’ın “Sektör güven sağladı mı?” sorusunu kârlık açısından değerlendiren Su, şöyle konuştu: “Özellikle son yıllarda memnuniyetle görüyorum ki emeklilik kâr etmeye başladı. Hayat dışı branşlarda da bu teknik kâr söz konusu. Yeterli olup olmadığı tartışılır ama en azından sektör toplamda kâr yapıyor. Bunun büyük bölümü de hayat ve hayat dışı diye ayırdığımız branşlardan geliyor. Kamunun yaptığı bazı düzenlemeler ve şirketlerin konuya yaklaşımları alınan sonuçlarda tabii ki etkili oldu.”
Dijitalleşmenin önemi
Dijitalleşmeyle ilgili görüşlerini paylaşan Su, “Dijitalleşmenin maliyet düşürme, müşteriye daha kolay ulaşma açısından faydası tartışılmaz. Ancak dijitalleşme; yüz yüze teması ortadan kaldırma açısından bazı eleştiriler de aldı. Acenteler bu konuda çok önemli bir dağıtım kanalı. Acentelerin dijitalleşmeden etkilenmesi iki yönlü oldu. Hem kendileri dijital çalışmalara girdiler, hem de şirketlerin çalışmalarında yer aldılar. Bu duruma taraflar arasında bazı kaygılar da doğurdu. Tabii buradaki çözüm, dijitalleşmeden vazgeçmeden; özellikle acente kanalıyla da bir dijital işbirliği kurabilmek. Yani şirketlerin verilerinden pazar anlamında acentelerin de yaralanmasını bir şekilde sağlamak. Bu yaralanma tabii acentelerin başarılarına ve aldığı sonuçlara göre düzenlenebilir. Dolayısıyla dijitalleşmeden korkmamak lazım. Zaten korksak ne olacak. Hayatın her alanında artık var. Ama bir yandan da müşteri temasını oluşturacak ilişkileri de bir yolla getirmemek gerekir” dedi.
COVID-19 süreciyle ilgili de açıklama yapan Su, şunları söyledi: “Herkes için çok zor günler. Bugüne kadar çok şey yaşadık ama bunu da görmek varmış demek. Sadece bireysel ve toplumsal yaşamımızı etkilemekle kalmıyor, ekonomi üzerinde de çok derin etkiler bırakacak gibi görünüyor. İzleyebildiğim kadarıyla ekonomik göstergelerde de bozulmalar başladı. Sadece Türkiye’mizde değil Tüm dünyada geçerli bu durum. Umarım kısa sürede bu belayı atlatırız.”