23 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Acenteler için tek çıkış yolu BİRLİK olmaktan geçiyor

Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği (SİİD) Kurucusu Ayhan Kılavuz, acenteler için tek çıkış yolunun oda ve birlik olmaktan geçtiğini söyledi.

Sigorta sektörünün en önemli paydaşlarından biri olan acentelerin son dönemde talep ettikleri konuların başında ‘birlik’ olmak geliyor. Özellikle TOBB çatısı altında faaliyet gösteren SAİK’te yeterince temsil edilememekten şikâyet eden acenteler ‘oda’ veya Birlik olmak için her platformda seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu kapsamda hazırlıklarını sürdüren kurumlardan birisi de bu amaçla sigorta acentelerin kurduğu “Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği”. Sigorta Ekranı’nda Sigortamedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın ve Damla Özafşar’ın konuğu olan Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği Kurucusu Ayhan Kılavuz, konuyla ilgili yaptıkları çalışmaları ve acentelerin sorunlarını paylaştı.

Oda ve birlik bağlamında bir kanuna ihtiyacımız var

Programda oda ve birlik bağlamında çıkartılacak bir kanuna ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Kılavuz, “Şehirler bazında öncelikle oda olarak teşkilatlanmalıyız, akabinde odalar birleşip birliği kurmalı. Sistem böyle olmalı. Zaten diğer örneklerde de bu böyledir. Tüccar ve tacir olmamız nedeniyle yarı kamu özelliklerine haiz olabilmemiz için bir kanun gerekiyor. Bu bağlamda da Türkiye Sigorta Birliği ile aynı masada eşit koşullarda ve mecliste ilgili alt komisyonlarda çıkacak kanunlarda bizi temsil eden meslektaşlarımız olsun ki biz de kendi geleceğimizi şekillendirmede söz sahibi olabilelim” dedi.

Sivil toplum örgütü bağlamında TÜSAF çatısı altında başka bir yapılanmaları daha olduğunu dile getiren Kılavuz, “TÜSAF 38 tane dernek tarafından federasyona bağlı çalışıyor. Son 2-3 yıldır TÜSAF’ın da sorunlarımızdan daha farklı gündemler içinde olduğunu, hatta hiç seslerinin çıkmadığı da tüm sektör, sigortacı, sigorta acentesi meslek arkadaşlarımızın tamamının ortak görüş ve tespitidir. Tahmin ediyorum TÜSAF’ın içerisindeki acentelerin büyük bir bölümü bunu görüyor ve fark ediyor. Dolayısıyla oradan da bizim herhangi bir çıkışımız yok. Tek çıkış, sigorta acenteliğinin itibarı ve sektöre hâkim olabilmesi adına mutlak suretle bir oda ve birliğin kurulması” değerlendirmesinde bulundu.

Acenteler meslek odası kurulmasına olumlu bakıyor

Oda ve birlik olma amacıyla yola çıktıklarını ve bununla ilgili Türkiye genelinde bölge ve il ziyaretlerinde bulunarak acentelerle görüşmeler yaptıklarını da belirten Kılavuz, “Şu ana kadar 15-16 il gezdim. Güneydoğu ve Karadeniz Bölgelerini, İç Anadolu’da bazı illeri gezdim. Orada meslektaşlarımızla konuşmalarımızda bunun ne kadar elzem bir şey olduğuna ilişkin geri dönüşler var. Acente arkadaşlarımız bu olayı çok sahiplendiler. Hep beraber meslek odamızın kuruluşuyla ilgili ciddi bir aksiyon içerisindeyiz. Diğer sivil toplum örgütlerimizin de bu oluşuma katkı vermelerini bekliyoruz. Özellikle de TÜSAF’ın bu alanda daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum. TÜSAF mühim bir yapı ama yönetsel bağlamda birtakım sıkıntıları var, onlar da biliyorlar. Bir an önce toparlanmak zorundalar ki meslek odamızı, birliğimizi kurabilelim” ifadelerini kullandı.

SAİK’te söz hakkımız yok

Meslek odası ve birlik fikrinin 5684 sayılı kanun döneminden önce başladığını söyleyen Kılavuz, şunları söyledi: “5684 sayılı kanun zamanında hepimizin çok umutlandığı, elimizde tanımlamaların olduğu ve yerinde bir yasaydı. Türkiye Sigorta Birliği kuruluşunun da yer aldığı bu yasa taslağının içerisinde sigorta acentelerinin de birlik olmasıyla ilgili maddeler mevcuttu. Fakat kanunlaşıp resmî gazetede yayımlandığında Türkiye Sigorta Şirketleri Birliği’nin kurulduğunu ama sigorta acenteler birliğinin oradan çıkarıldığını gördük.”

Bunun sonrasında hızlı bir şekilde SAİK yapılanmasına geçildiğini hatırlatan Kılavuz, “SAİK yapılanması teferruatlı bir çalışmadır. Her ne kadar bu çalışma ışık hızıyla çıkmış olsa da önceden bir altyapı hazırlığının olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Programda SAİK’le ilgili bilgiler veren Kılavuz, “320 delege ve 40 meclisten oluşuyor. Meslek komitesi bağlamındaki 9 kişilik icra kurulunun 2 kişisi Türkiye Odalar Borsalar Birliği tarafından atanıyor. 7 kişiyi de biz seçiyoruz. SAİK yapılanması yetkilendirilmesi esnasında sadece acentelerin üzerinde birtakım yetkilerden ibaret ita amiri olarak TOBB var. 2008’den bu yana gönderdiğimiz paraların büyük bir bölümü TOBB’da kalıyor ve bundan hiçbir şekilde yararlanma imkânımız yok. Bizim burada söz hakkımız yok” açıklamalarında bulundu.

Kılavuz, SAİK yapılanmasının tamamen devlet atamasıyla yapılan bir sistem olması nedeniyle orada özgür iradelerinin tam olarak temsil edilmediğini düşündüğünü aktararak, “Bunu da şu ana kadar geçen sürede çok net görebiliyoruz. Tatmin edici bir yapılanma olmaması sebebiyle bizim oda ve birlik arayışımız devam ediyor. Son iki seneden ziyade özellikle son beş senede acentelerin pazar payından aldığı oranlara baktığımızda 15 sene öncesine kıyasla aleyhimize ciddi bir oran artışı görüyoruz. Dağıtım kanalı olarak pazar payımızda ciddi bir düşüş var. Rekabet ettiğimiz başka mevzuatlara bağlı bankacılık ve brokerlik dağıtım kanalında ise çok orantısız artışlar var. Bu aynı hızla devam ederse önümüzdeki beş yıl da son derece karanlık olacak” ifadelerini kullandı.

SİİD Türkiye’nin tamamını kapsıyor

Kılavuz, programda Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği’ni nasıl kurduklarını ise şöyle anlattı: “Protokol, devlet ve diğer sivil toplum örgütleriyle ilişkilerimizin kurumsal bir zemine ihtiyacı olması nedeniyle bir dernek kurma kararı aldık ve Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği’ni kurduk. İstihsal kelimesi üretim demek. Üretim dediğimiz zaman damızlık, buzağı üretimi de var, otomotiv yedek parça üretimi de var ve orada kullanılan üretim kelimesi bizi tam kapsamıyor. İstihsal kelimesi ise bizimle örtüşen ve geçmişte mesleğimizde çok bilinen, tanınan bir kelimedir. Meslek ve odayla ilgili kısım da bir ihtisas yani uzmanlık işi. 24 saat içerisinde bir şirket kurarak sigorta sektörüne girilmesinin önüne geçilmesi ve uzmanlığımızı geliştirip dönüştürerek günümüz dünyasına uyarlayarak yeni nesil bir anlayışla yolumuza devam etmemiz gerektiğine inanıyoruz.”

Sigorta İstihsalcileri İhtisas Derneği’nin tek bir ile bağlı olmadığına ve Türkiye’nin tamamını kapsadığına dikkat çeken Kılavuz, “Derneğin ana kuruluş amacı meslek odamızı ve bağımsız birliğimizi kurmak. Tüzüğümüzün de birinci maddesidir bu. Burada sadece acenteler değil, sigorta acentelerinde çalışan geleceğin acentesi arkadaşlarımız ile sektörden ayrılmış ama duayen olarak kabul ettiğimiz, danışman olarak faydalanabileceğimiz tecrübeli meslektaşlarımızı da buraya katmak istediğimiz için böyle bir dernek kurduk” diye konuştu. 

Acenteler STK’lara inançlarını yitirmiş durumdalar

Acente tarafındaki sorunlara da değinen Kılavuz, SAİK’teki 320 delegenin aynı zamanda TÜSAF’ta ve başka alanlarda da görev yaptığını söyledi ve ekledi:  “Sistematik olarak burada hatalıyız. Yani SAİK’te görev alan bir arkadaşın TÜSAF‘ta üst düzeylerde görev alması çok doğru değil. Çünkü aynı düşüncelerini TÜSAF’ın içinde savunmasının bir anlamı yok. Bir de genç arkadaşların bu alanda biraz daha yüreklendirilmesi gerekiyor. Öncelikle Anadolu’daki bütün acente arkadaşlarımızın bu konuda açılım itibariyle de bilgilendirilmeye ihtiyaçları var. STK’lara inançlarını yitirmişler. Acente arkadaşlarımızın dönüp bakınca kimseyi göremiyoruz demelerinin sebebi onların ve o yapılar içerisinde bulunanların bıkkınlıkları. Ama çoğunluğun sesi artık sesli çoğunluğa dönüşmeli yoksa biz ne yaparsak yapalım bir adım ileriye gidemeyiz.”

Ciddi sorunlar yerine trafikle ilgili sorunlara hapsoluyoruz

Kılavuz, gelecekle ilgili büyük endişelerin ayyuka çıktığı bir süreç yaşadıklarının altını çizerek, “Bunun kurtuluşu yarı kamu özelliğine haiz bir oda ve meslek kuruluşu. Gündeme alınacak çok ciddi sorunlarımız olmasına rağmen biz trafik zeyili, trafik komisyonları gibi küçük sorunların içerisine hapsediliyoruz. Şu anda Türkiye’de ciddi bir ekonomik problem yaşıyoruz. Fabrikalarını sigortalayan insanlar yurt dışına ihracat yapacak malı bulamıyor. Fakat sigorta sektörüne döndüğümüzde SAİK, teminatların artması nedeniyle bir prim artışı ve buna bağlı komisyon artışı olacağını söylüyor. Bunu dinlediğiniz zaman mesleğimizi bilmediklerini düşünmem gerekiyor” dedi.

Komisyonlar yeterli değil

Acenteler olarak sigorta şirketlerinde var olan ürünleri sattıklarını söyleyen Kılavuz, “Genel giderlerimizde yüzde 140’lık bir artış var. Bizim bu yüzde 140 artışı sigorta bedellerindeki artışlardan dolayı prim artışından komisyona dönüştürerek yüzde 140’ı tamamlamamız mümkün olabilir mi? Kurumsal yapılarda yüzde 30 bandında vergiye tabiyiz. Dolaylı vergilerle yüzde 55’lik bir vergi dilimine giriyoruz. Genel gider, asgari ücretteki artışlar, akaryakıt, elektrik, kağıt, mürekkep gibi kalemlere baktığımızda yüzde 20’lik prim artışındaki gelirle yüzde 140’ı yakalamamız mümkün değil. Bu komisyonların mutlak suretle göz önünde bulundurulması gerekiyor” diye konuştu.

Dijitalleşme sigorta şirketleriyle beraber yürütülmeli

Programda dijitalleşme ile ilgili görüşlerini de aktaran Kılavuz, şöyle devam etti: “Dijitalleşmeyi hizmetlerimizi daha hızlı, daha seri, daha teknik olarak ihtiyacı olanlara ulaştırmak olarak algılıyorum ben ama sigorta şirketleri her şeyi bizim üzerimize o kadar yıktılar ki biz onların SGK’sız, bordrosuz, taşeronları gibi alt kategorilerde çalışır durumdayız. Genel giderlerimiz bu nedenle çok daha arttı. Çok ciddi bir kıskacın içine giriyoruz her geçen gün. Dijitalleşme acentelerin önünü açan bir kavram olarak algılanıyor ama sigorta şirketleri biz acente şirketiyiz diyorlarsa bu dijitalleşmeyi beraberce yürütmemiz lazım.”

Zorunlu branşlardaki reklamlar yasaklanmalı

Kılavuz, her gün 17 bin acente çarpı 3 ekranla günde 51 bin ekranın açık olduğuna ve sürekli data girdiklerine dikkat çekere, “Bu analog yapıyı dijital yapıya çeviren insanlar biziz. Sonra bu sistem bize ters dönüyor, bu datalara hâkim olan yapı internet üzerinden satış kanalına dönüyor. Zorunlu branşlarla ilgili reklamların yasaklanması lazım. İş sonra merdiven altına dönüyor ve acenteler birbirlerini suçlamaya başlıyor” dedi.  

USFK sektör adına önemli bir gelişme

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de ilk kez düzenlenen Uluslararası Sigorta Fuarı ve Kongresi ile ilgili değerlendirme yapan Kılavuz, Antalya Sigorta Acenteleri Derneği öncülüğünde gerçekleştirilen fuarın sigorta sektörü adına çok önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekerek ileriki dönemde daha fazla acentenin organizasyona dâhil edilmesi gerektiğini söyledi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER