Hayatımız Sigortalı Dergisi Yazarı ve Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, “Uzman” köşesinde yayınlanan makalesinde 2020 yılının kötü niyetliler için zor geçeceği yorumunu yapıyor. Nazlıer’in “Yapılanıyoruz” başlıklı makalesi şöyle…
Sektörün son 10 yılı, 20 yılı veya 30 yılı arasında pek bir fark yok. Hiç sapma olmadan, değişim ve gelişim yaşanmadan devam ediyor. Dinamik olmak, bir seçenek; stabil kalmakta. Gerçek şu ki, sektörün tüm alışkanlıklarını terketmesi gerek. Yeni bir vizyon oluşturmak tabii kolay olmayacak.2019 yılı bir çok etki faktörünün aktif olduğu bir yıl oldu. Kârlılık sorunu çözülemiyor. Yeni ürün geliştirmek oldukça zor. Yeni sigortalı kazanamıyoruz. Mevcut sigortalıları sektörde tutmaya çalışırken ekonomik daralma satın alma gücünü önemli ölçüde etkilerken, iştahla alınmayan sigorta poliçeleri tasarruf yolunda ilk terk edilen oluyor.
2020 inşaat ve enerji sektörünün negatif yansımalarının etkisi altında başlıyor. Kısa vadede değişim olmayacağını gözleyerek ilk çeyreğin oldukça zor olacağını görmek olanaklı. Rekabet, içerik sigortacılığınıyok sayıyor. Her şeyin fiyat odaklı bir amaca yönelmesi mesleği ve sektörü asıl amacından uzakta tutuyor. Ne olursa olsun fiyat indirilerek sigortalıları sadece rakamlara odaklayan sektör, bunun bedelini ödüyor ve ödeyecekte. Müşteri memnuniyeti satışta başlarken prematüre poliçelerin hasar anında yol açtığı memnuniyetsizlik çok daha ağır bedeller ödetiyor. Umarım, 2020’deiçerik sigortacılığına geçiş olur.
“Her türlü hasarınız itina ile alınır”
Önemli sorunlardan biri 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun kendisi. Hazırlanışı ve bu güne kadarki yolculuğu tam bir felaket. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1.07.2012 yılında kabulünü takiben hemen yasaya uygun bir Sigortacılık Kanunu yapılması gerekirken, bu tür bir çalışma yapılmayarak sektöre en büyük zarar bu yöntemle verildi. Hasar yönetiminde poliçeleri dikkate almıyoruz. Amir kanun olan TTK esaslı yürütülmeyen süreçler hiçbir anlam ifade etmiyor. Hukuk, TTK ile ilerlerken Sigortacılık Yasası’nı değiştirmeden gelişmek olanaksız. İlk gündem maddesi sanırım bu olmalı. Bu durumu en iyi kullananlar hasardan gelir elde edenler, “Her türlü hasarınız itina ile alınır” derken, temel prensibi iyi niyet olan sektörün bu bakımdan çok da iyi niyetli muhatapları yok. Ve sigorta sektörünün kendi mensuplarının(Eski şirket çalışanı, acente, broker, eksper vs.) bu konuda iştahlarını kabartıp sektörü bir çok bakımdan bozduklarını bu sene tüm taraflar kabul etti. Son dönemde bu konuda emniyet güçlerinin gerçekleştirdiği faaliyetlerin sonuçlarını merakla bekliyoruz. 2020 yılı, kötü niyetliler için zor geçecek.
Kaos ve tutarsızlık sektörü sarsıyorken son çeyrek sürprizlerle geçiyor. SDDK ve Türk Re’nin kurulması önemli ve heyecan verici bir gelişme. Buna paralel olarak kamuya bağlı sigorta şirketlerinde kibirleşme son saniye üçlüğü kadar etkili oldu. Hiçbir sapma olmayan sektörde bu tür aksiyonların önemli ve kalıcı etkileri olacak. Oyun kurucusu yapan bir büyüme, Pazar yapıcısı ve belirleyicisi bir rol veriyor. Geçiş dönemi çok farklı konuları da beraberinde getirecektir. Bu yapılanmayı faydalı ve önemli buluyorum.
Yeni sigortacılık yasası şart
SDDK ve Türk Re ile beraber kamu sigorta grubu, sektörü baştan sona etkilerken sektörün mutlaka çok etkin olmasını sağlayacak yeni bir sigortacılık yasası hemen gündeme alınmalı. Aksi halde başlayan yenilenme, zamana yenik düşer ise pozitif durum negatif duruma dönüşebilir. Tüm bu yeniliklerin beraberinde Türkiye Sigorta Birliği(TSB) seçimlerinin de sonlanmış olması, tamamlayıcı nitelikte en iyi gelişmelerden birisi. Heyecan veren yeniliklerle 2020 de ‘dijitalleşme’ öne çıkacak. Endüstri 4.0 etkileriyle yapay zeka her alanda kendini gösteriyor. Insurtech 2020’de piyasaları ne şekilde etkileyecek merak edilecek önemli başlıklardan. Arabuluculuk sistem olarak gelişmeye devam ediyor. Bir faydaya dönüşmesi için sigorta sektörü bir iletişim ve işleyiş yöntemi benimsemek zorunda. Sigorta hukukçusu sayısı az. Sadece sektörden bir şekilde gelir elde etmek için oyuna giren avukatların kulaktan dolma bilgiler ile yeni yapılanma içinde yer edinmeleri olanaklı değil. Arabuluculuk sistemi içinde kalarak hem eğitimleri gelişmeli hem de temelinde uzlaşma olan sigorta sektörünün yapıcı etkisinden kendileri de uzlaşarak fayda sağlayabilirler.
Forensic ve Kök sebep analizini bu yıl çok duyacağız. Başta Avrupa pazarları olmak üzere küresel her işte bilim ve bilim adamı her aşamada yere diniyor. Yurt dışında mutlak olan bir süreç halinde iken ülkemizde sadece uzman kullanma yöntemiyle değil de artık sistematik işleyen bir sürece dönüşmek zorunda. Mevcut hukuk sisteminde BİLİRKİŞİLER hukuku etkin. Çok üzücü sonuçlar görüyoruz. Bu denli niteliksiz bilirkişiler ile bırakın sigortacılık konularını tartışmayı, hasarı dahi tespit edecek yeterliliktedeğilken cüret ederek 3 kuruş için hem hukuk hem sigorta sektörüne ihanet ediliyor. Sigorta Tahkim, sorunları tanımlama ve çözüm üretme konusunda çok çok ileride. İşbirliği yapılacak en önemli kurum durumunda. Belki de yeni tasarımlar ve çözüm önerileri sunabilir.
Siber riskler önemli
Siber riskler ve KOBİ’ler sigorta sektörünün yeni motorları olacak. Özellikle siber risklerin2020’de tüm iş dünyasını zorlayacağını düşünüyorum. Hiç bir ön hazırlığı olmadan diğer branşlar gibi geçiş yapılamaz. Endüstriyel yangınların artarak devam ettiğini 2019’da gördük. Koşullar tamamen somut durumda iken itfaiye teşkilatının baştan sona iyileştirilmesi sağlanmaz ise yangınları beraber seyrederken sadece fabrikaların arsasını kurtarma çalışmalarına tanıklık edeceğiz. Bu imkân ve olanaklar ile itfaiyeciler daha fazlasını asla yapamazlar. Ölümüne girdikleri yangınlar hakkında hiç kimse itfaiyeciler ile aynı duyguları yaşamıyor. Bilinmeyen bir konu için ilgisi olmayanların bir şey yapmasını beklemek ne kadar acı. Bu durum bizim içimizi yakıyor. Bilgi çağındayız ve hiç kimsenin ciddiye almadığı konu Risk Yönetimi. Bu durum riskin gerçekleştiğinin de kanıtıdır. Mutlaka bir şeylerin değişmesi gerek. İtfaiye Akademisi kulağa hoş geliyor.
Değişimin kaçınılmaz olacağı bir yıl olacak. Küresel zorlamaların yarattığı baskıyı olumlu kullanmak gerek. Tümiyi niyet ve dileklerimle heyecanımı korurken, en büyük sorun her zaman olduğu gibi NEPOTİZİM ve SİYASET olacak diyorum!..
Birlik ve beraberlik içinde, sağlıklı ve mutlu bir yıl olmasını dilerim.