CAN KANTAR / POSTA GAZETESİ
Evet yanlış okumadınız 10’uncu kattaki dairenizin camı, yaşanan hortumda şezlongun çarpması neticesinde kırılabilir. Sigorta mantığı zaten beklenmeyen bir olay sonrası yaşanan mağduriyetleri önlemek üzerine kurulu. İklim değişiklikleri ise günümüzde beklenmeyen riskleri bile beklenebilir kıldı.
Doğu Karadeniz’de seller yaşandığında, Kastamonu Bozkurt’ta yaşayan vatandaşlarımız; “Burada böyle bir afet yaşanmaz” diye düşünmüş olmalı. Ve ne yazık ki buralarda sigortalılık oranı düşük. Hiç kimse bu felaketleri kendisinin yaşayacağını tahmin etmez. Yakıştırmaz… Ama günümüzde görüyoruz ki artık her yerde her türlü risk yaşanabiliyor.
“Ne yapmak lazım?” Derseniz… Siz önleminizi alın, canınızı kurtarın, sigorta yaptırarak işin maddi boyutlarını sigortacılara bırakın. Hep bunu tekrar edeceğim. Çünkü günümüzde ‘bana bir şey olmaz’ beklentisinin gerçek olmadığını gördük.
Sigorta’dan tasarruf olmaz
Özellikle şunu belirtmeliyim ki sigortadan tasarruf olmaz. Siz 10’uncu katta oturuyorsunuz, benim evim evimde sel olmaz ya da ‘cam kırılması riskini iptal edeyim poliçe primi ucuzlasın’ derseniz camınızı hortumda bir şezlong çarpması sonucunda kırılabilir. Mesela DASK poliçesi yaptırırken evin metrekaresi düşük gösterilerek 15-20 TL eksik prim ödeyerek kar ettiğini düşünen vatandaşlarımız var. Son depremlerde ne yazık ki bu poliçelere çok rastlandı. Ve bu kişiler ne yazık ki 30-40 bin TL eksik tazminat aldı.
Özetle riskler artıyor, risklerden maddi olarak etkilenmemek için en büyük korunma yöntemi sigorta yaptırmak. Bütçeler doğrultusunda ve önlemlerinizi alarak elbet. Bu arada sağlık riskleri de hala çok gündemde. Pandemi veya benzerlerinin gelecekte karşımıza çıkacağı bir gerçek. Bu nedenle en azından tamamlayıcı sağlık sigortanızı mutlaka yaptırın derim.
Sağlıklı günler dilerim.