25 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img

Zirve’den bakış ve 2014

mnMustafa Nazlıer’in Tüm YazılarıSektör için zor bir yılı geride bırakırken makro genelleme ile sene içinde göze çarpan ve yaşananları not almaya çalıştık. Geçen sene Ocak ayında, yani 2012 yılını kapatırken aşağıdaki paragraf ile son yazımızı sunmuştuk… “Ani prim yükselmesi, refleks gereği oluşan bir durumdur. Koşullar çok iyi olduğu halde kâr ederken yetinmeyen ve daha fazlasını isteyen bir sektör davranışsallığı değil. Tabii ki sigorta sektörü tüm tarafları ile bir normalleşme süreci yaşanana kadar bu şekilde davranmaya devam edecek. Bu süre en erken 2015 yılında son bulabilir. Ve son bulma sürecinde sektörün son aldığı şekil geçmiş dönem ve yılların hiçbirisine de benzemeyecektir. Daha oturmuş, güçlü ve sağlıklı bir yapıda, dengeli bir işleyiş sürecine girileceğini umuyor ve istiyorum. Altını çizerek belirtmek isterim: “Aynı oyuncular ile bu takım, aynı ligde aynı takımlar ile aynı sahada ve aynı kurallar ile yapacağı her maçtan aynı sonuçla ayrılır.” Tüketici dahil hepimiz doğruları arayıp isteyerek bu konuda ısrarcı da olmalıyız. Yanlış yapanlar olsa da…” En erken 2015 yılında stabil bir durum beklentimiz vardı. Halen bu beklentiyi yaşatmak istiyoruz. Tüm güçlüklere rağmen iyi yönde gelişen 2013 yılında dikkat çekenler:  2012 Aralık ayında sektör lideri şirket yöneticisi “Sigorta sektörü koasürans ile tanışacak” demişti. 2013 yılında konuya en uzak kişiler dahi koasürans ile tanıştı. Kesinlikle sektörün öne çıkan çalışma konusu KOASÜRANS oldu. (Tek sorun, 2013 sonuna geldik halen koasüranslı işlerde hasar yönetim kaosu yaşıyoruz.)  50 yıllık 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu nihayet değiştirilirken, 7 yıllık 5684 sayılı Kanun şimdiden 7397 sayılı Kanun’u devirmeye aday olduğunu kanıtladı. O kadar çok yönetmelik ve genelge yayınlandı ki, sektör bunu taşıyamaz. Bir de torba yasaları eklersek 7397 sayılı Kanun’a haksızlık 78-79-MUSTAFA-NAZLIER.QXD:Layout 1 12/25/13 8:17 PM Page 1 edilmiş olur. Maalesef daha karmaşık ve sorunlu bir yapılanma içine girildi.  Muhtemelen özeleştirmeler sonucu açığa çıkan iş gücünün prim ve tazminat açısından SGK’ya yarattığı yükün taşınamaz olduğu görüldüğünden sigorta sektörüne ciro edilen büyük bir sorun olduğunun altını çizmek şart. Uzman Ali Tezel’in bu konuda saptamaları çok iyi. Ayrıca sigorta sektörü istemese de şapkadan çıkan bu yasalar ile çaresiz uğraşmak zorunda. 2014 yılında da bu sorun artarak büyümeye devam edecek.  Sektörde dikkat çeken bir başka husus TRANSFERLER. Şirket, broker, acente ve hatta eksper ofisi çalışanları dahil sektörde olağanüstü bir hareketlilik yaşandı. Bu hareketlilik devam ediyor. Sigorta şirket personellerinin sektör içindeki yer değişikliklerini takip edemez olduk. Sektör içinde dolaşan kişiler ile beraberinde götürdükleri bilgi ve hafıza nedeniyle transferlerin fayda sağlayacağı tartışmasız. Ancak bu sayı ve yoğunluktaki değişimlerin ne zaman son bulacağı belli değil.  Acenteler için kötü bir yıl. Sayıları yaklaşık 17 bini bulan acentelerin sektörün çalışma yöntemlerini değiştirmesi, alışılmışlığın dışına çıkmalarıyla en az yarısının kapanacağı öngörülüyor. Üzücü ve bir o kadar gerçek.  Eksperler açısından durum çok daha kötü. İşsizlik, düşük ücretler, meslek örgütünün (aynı kişiler tarafından 7 yıldır yönetilmesine rağmen ) HİÇBİR POZİTİF BİR ŞEY yapamaması mevcut sonu hazırladı. Eksperlerin kendilerinin de son 5 yıldır yaşanan değişime seyirci kalmaları kendileri açısından da düşünmeleri gereken bir durum. Kimden ne bekleniyor anlamak çok güç…  Cumhuriyet tarihinin en büyük hasar tazminatının ödendiğini şirketin sigortalısının gazeteye verdiği teşekkür ilanı ile öğrendik. Tarafların memnuniyetinin basına yansıması bu büyüklükte bir hasar için önemli. Ayrıca sigorta şirketini takdir ederken hasar sürecini yönetenleri ve yerel eksper meslektaşlarımızı kutlamak gerek. “Sektör tüm yönleri ile başarılıdır”ın bir örneği…  Sektör, tarihinde hiç olmadığı kadar RİSK ANALİZİNİ benimsedi. Henüz tam olarak yerleşmese de süratle ve tüm yönleriyle bir içerik oluşturulduğunu gözlüyoruz. Risk analizi şart. Hele ki, Orta Doğu kültürünü terk etmeyen ve gelişmekte olan bir ülke olarak uluslararası standartta olmasa da risk analizi olmadan çalışmayı düşünmek doğru olmaz. Tek sorun, risk analizinin 1 saat içinde genel bilgiler ile yapılacak kadar basit olmadığının da anlaşılması gerekliliği.  Oto kaza branşlarında kâra geçmek çok zor. 2013 yılında da ülkemize ithal araç girişi rekoru kırıldığı gibi kaza rekoru da kırıldı. Maliyet yönetimi inanılmaz önemli. Maliyete etki edecek yöntem ve uygulamalara gidilmesi zorunlu hale geldi. Bu zorunlu durum içinde sigorta sektörü hasar maliyetini yönetmek adına tüm aksiyonları deneyecek. Eksperler çalışma yöntemlerini değiştirmedikçe sigorta şirketleri eksper kullanmadan süreç yönetimi sağlayacak. Oto kaza çok daha yorucu, aksiyonel, deneme çalışmalarının yoğun olduğu zorlu bir yıl geçirdi ve bu zorluk artarak devam edecek..  Sektörde birleşmeler devam ederken tamamen yabancı sermaye etkisine girildi. Birleşme henüz tamamlandığından sektörel etkisini 2014 yılında yaşayıp göreceğiz. Sektör sıralamasını etkileyen birleşme 2013 yılında yaşandı.  Uzakdoğu ve Avrupa pazarları krizlerle boğuşuyor. Katastrofik hasarlar fazla. Avrupa’da yaşanan seller ve fırtına hasarları ile finansal krizler reasürans pazarlarını yine zorlayacak. Direk ve dolaylı zararın etkileri 2013 yılı için henüz ölçülebilir değil. Ancak 2012 yılından daha iyi olmadığı görünüyor. Çok daha oturmuş ve sağlıklı bir çalışma ortamı için halen en yakın olasılık 2015 yılı. 2013 yılını kısa özetleriyle geçersek, yaşanan sürecin aslında bir NORMALLEŞME süreci olduğunu, sektör faaliyetlerinin gerçek anlamda realiteye ve gerçekçiliğe henüz yeni yöneldiğini görürüz.. Küresel yapılanma Türkiye’nin doğrudan tercihleriyle olmasa da hızlı değişimleri zorunlu kılıyor. Bilgi ve teknolojinin etkin olduğu bir dönemdeyiz. Ülke olarak, başta inşaat olmak üzere enerji sektörünün etki alanına giriyoruz. Ülkemizin jeopolitik konumu, lojisitik etkinliğini öne çıkarıyor. Sanayileşme hızı düşük. Bu görünümde tüm sektör çalışanlarına her zaman olduğundan fazla yük düşüyor. Yasal yapılanmaların ve zorunlulukların olumsuz etkilerine rağmen 2013 yılını olağanüstü performans ile geçirdiğimizi düşünüyorum. Umarım çok daha huzurlu, keyifli ve tabii ki kârlı bir yıl yaşarız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER