Bireysel Emeklilik Sistemi, 5 milyon 900 bin katılımcı ve 47 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştı. Sektörün önemli oyuncularından Anadolu Hayat Emeklilik’in Genel Müdürü Uğur Erkan’a göre, BES 2015’te 900 binin üzerinde katılımcıyla istikrarlı büyümesini sürdürüyor.
Erkan, “Bu yıl yeni fon girişleri iyiydi ama fon getirileri piyasadaki gelişmelere bağlı olduğundan en iyi yıllardan birisi değildi. 2016’da belirsizlikler azaldı, dolayısıyla fon getirilerinin ciddi katkısı olacağını düşünüyoruz. 2016 sonunda net 1 milyon katılımcıyla sistemde 7 milyona ulaşırız diye tahmin ediyoruz” diye konuşuyor. Bu büyümeye rağmen emeklilik şirketleri kârsızlıktan şikayetçi. Erkan, yeni mevzuatla kârlılığın daha da zora gireceği düşüncesinde. Her mevzuat değişikliğinin gelirlerini ciddi oranda düşürdüğünü anlatan yönetici, şu an sistemde 19 şirketin faaliyet gösterdiğini, bunlardan 3’ünün kâr, geri kalanının zarar ettiğine dikkat çekiyor. Yeni mevzuat değişikliğinin de sektörün kârlılığını ciddi sekteye uğratacağını anlatan yönetici, “Sisteme ortalama giriş yaşı 35. Yani biz insanların 21 yıl pazarda kalacağı varsayımı sonucunda belli kesintilerle hesaplar yapıyoruz. Bu sürenin sonunda makul bir getirimiz olsun istiyoruz. Yeni mevzuat kârlılığı yarıya düşürdü” diyor. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan ile bireysel emeklilik sistemindeki tüm yenilikleri ve etkilerini masaya yatırdık:
Son bir yılda sistemde katılımcı sayısı ve fon tutarında büyümeler nasıl?
2013’te devlet katkısı verilmesiyle iyi bir ivme yakalandı ve 1 milyon 25 bin katılımcı sisteme girdi. 2014’te ise katılımcı sayısı az bir gerilemeyle 940 bin büyüdü. Bu yıl da 2014’e benzer bir performans görülüyor, 900 binin üzerinde yeni katılımcı olacak. 2015, hem ekonomik hem siyasal olarak daha zordu. Yani sektör istikrarlı büyümesini sürdürüyor diyebiliriz. Sistemde 5 milyon 900 bin katılımcı ve 47 milyar TL fon büyüklüğüne geldik. Yeni fon yaratılması noktasında da kuvvetli geometrik büyümeler mevcut. 2014’te 10 milyon TL’ye yakın ciddi bir büyüme olmuştu. Bu yıl da yeni girişler iyiydi ama fon getirileri piyasadaki gelişmelere bağlı olduğundan en iyi yıllardan birisi değildi.
2016 nasıl geçecek?
2016’da belirsizlikler azaldı, dolayısıyla fon getirilerinin ciddi katkısı olacağını düşünüyoruz. Faizlerin belki bir miktar geriye gelmesiyle ki tahvil ve bono ağırlıklı portföy toplamın yüzde 65’ini oluşturuyor, burada hızlı bir gelir artması olabilir. Yine hisse senedi piyasası iyileştikçe fon getirileri olumlu etkilenecek. Katılımcı sayısında 2016’da da 1 milyona yakın büyüme bekliyoruz. 2016 sonunda da net 1 milyon katılımcıyla sistemde 7 milyona ulaşırız diye tahmin ediyoruz.
Sistemden çıkışların oranı yüksek ama…
Bu gönüllü bir sistem, cazibesi de buradan geliyor. Sistemin başından beri katılımcıların yüzde 0,9’u, her ay sistemden ayrılıyor. Bu da yıllık yüzde 10-11 gibi çıkış oranı demek. 2008 krizinde bu rakam aylık yüzde 1,3-1,4’e gelmişti. Ama son 3-4 yıldır aynı seviyelerde. Bu oran, gönüllü bir yapı için normal. Dünyada da gönüllü yapılarda bu oranlarda çıkış oluşuyor. Çıkışlar büyük ağırlıkla para ihtiyacı sonucunda oluşuyor. Çıkış yapan kişileri ikna etmemiz zor oluyor.
Sektörde bu noktadan sonra ne yapılırsa ciddi bir büyüme yakalanır sizce?
Sektör, bugün tek tek bireysel satışlarla gidiyor. Kurumsal satışlar sınırlı, EGM istatistiklerine göre işveren katkılı planlar yüzde 7’lerde. Bu, çok düşük… Bu şirketler de uluslararası, çok uluslu ve bünyesinde emeklilik şirketi bulunan gruplar oluyor. İşveren katkılı dünya, bu alana sıkışmış durumda. Halbuki dünyada emeklilik sisteminin yeterli gelirinin olması için üç basamaklı yapılar kuruluyor. SGK, işveren bazlı emeklilik yapısı ve bizdeki gibi gönüllü emeklilik yapısının birlikte çalışması gerekiyor. Bunların üçüyle anlamlı bir rakam elde etmek mümkün. Türkiye’de ise ikinci basamak eksik 30 milyona yakın ücretli var, sistemin bu kitleye yayılması lazım. Bunların hepsi bir anda sisteme dahil olmalı. Şu an yaptığımız gibi insanları tek tek gidip ikna etmek çok masraflı ayrıca herkese de ulaşılamıyor.
Otomatik katılım konusu hala gündemde mi peki?
Otomatik katılım da girişlerin hızlanması için bir metot. Ama asıl işverenler, çalışanlarına bir plan sunmalı, bunu zorlayacak bir mevzuat olmalı. Bu plana yeni işe alınan kişiler de otomatik katılımla dahil edilmeli. İstatistiklere göre İngiltere’de otomatik katılımla sisteme girenlerin yüzde 90’ından fazlası sistemde kalmayı tercih ediyor. Ben otomatik katılımın geleceğini düşünüyorum. Türkiye hızlı yaşlanıyor, fakir yaşlılarımız olmaması için bir an önce çalışan nüfus da sisteme dahil edilmeli. Bu konu hükümetin programında var, önümüzdeki dönemde gündeme gelecek.
Asgari ücretin artması sektörü nasıl etkiler? Buradan bir kazanım olur mu?
Sistemde devlet katkısı, yıllık asgari ücret tutarı kadar olabiliyor. Yani bugün tavandan ödeme yapanlar için yıllık en yüksek devlet katkısı, 3 bin 712 TL olarak alınabiliyor. Asgari ücretin yükselmesiyle bu katkı, yüzde 33 artışla tahminen 4 bin 950 TL’ye gelecek. Büyük bir artış var. Ama buradan yararlanmak için katılımcının ödemelerini tavandan yatırması lazım. Geçen yıl ortalama katkı tutarı 204 TL’ydi. Sistemde katılımcıların sadece yüzde 4’ü en üst rakamlarla ödeme yapıyor. Dolayısıyla bu, sistemin büyümesini tetikleyecek kadar büyük bir değişim değil. Bu noktada emeklilik şirketleri tarafında asgari ücretle ilgili bir konu var: Kesinti yapımızı asgari ücretin oranı cinsinden tanımladılar. Bir sözleşmenin ilk 5 yılında yıllık kesinti, asgari ücretin yüzde 8,5’ine kadar olabiliyor. Dolayısıyla asgari ücret artarsa bizim kesinti rakamımız da artabilir. Tabii bu kesintiyi tavandan alabiliyorsanız geçerli, çünkü burada da sektörde fiyat rekabeti var. Tavanın yükselmesi gelirlerimizin biraz artmasını sağlayabilir.
BES’te kesintilere yönelik yeni bir düzenleme geldi. Bu yeni mevzuat sektördeki şirketlerin kârlılıklarını nasıl etkileyecek?
Genel olarak her mevzuat değişikliği, bizim gelirlerimizi ciddi oranda düşürüyor. Şu an sistemde 19 şirket faaliyet gösteriyor ama bildiğim kadarıyla sadece 3 şirkette kâr var. 16 şirket zarar ediyor. Yeni mevzuat değişikliği de kârlılığı ciddi sekteye uğratacak. Sisteme ortalama giriş yaşı 35. Yani biz insanların 21 yıl pazarda kalacağı varsayımının sonucunda belli kesintilerle hesaplar yapıyoruz. Bu sürenin sonunda makul bir getirimiz olsun istiyoruz. Yeni mevzuat bireysel emeklilikte kârlılığı yarıya düşürdü.
Peki şirketler bu kârsızlıkla nasıl yaşayacak?
Anlaşılır bir şey değil… Sektörde yabancı sermayenin payı yüzde 70’in üzerinde. Bu şirketler Türkiye’ye sistem büyüyecek diye geldi. Bugün bu iş kolunda belli bir fon büyüklüğüne ulaşmadığınız zaman kâr etme imkanınız yok.
Nedir o ideal boyut?
2 -3 milyar TL fon büyüklüğünün üzerine çıkmak lazım.
Bu ortamda şirket sayısı mı azalacak?
Yakın dönemde sistemin bu kadar şirketi taşımasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Sektörün büyüklüğü bu kadar şirketi zor taşır. Sistemde banka aracılığıyla satmanın çok önemli olduğu da görüldü. Eğer güçlü bir banka ağınız yoksa zor. Müşteriye kolay ulaşmanız lazım, sokakta tek tek müşteri peşinde koşuyorsanız bu çok pahalı. Kitle bankası kanalıyla gidilirse daha ucuz ve verimli çalışılıyor. Bu nedenle emeklilik şirketlerinin farklı hareketleri olabilir.
Siz BES sisteminin 5 yıl sonrasını nasıl öngörüyorsunuz? Büyüklük, oyuncu sayısı, ürün çeşitliliği gibi farklı noktalardan nasıl bir sistem göreceğiz?
Sektörde şirket sayısının biraz daha azalacağını düşünüyorum. 15 şirkete kadar gerileyebilir. Bu tempoyla gidersek 2023’te 12 milyon katılımcı ve 400 milyar TL fon büyüklüğü olacak. Ama otomatik katılım, zorunlu işveren katkılı planlar gibi yeniliklerle tabanımız bir anda 30 milyona gelebilir. Böylece 2023’te daha yüksek fon büyüklüğüne gelebiliriz. Kıdem tazminatları sisteme dahil olursa daha hızlı büyürüz.
Yeni hazırlanan taslaklarda 18 yaş altındakiler için bireysel emeklilik hesabı açılabilmesini öngörülüyordu. Burada bir gelişme var mı?
Evet, bu olacak, Hazine olumlu bakıyor. Mevzuat taslakları var ama 2016 ortalarına doğru aktif olacak. Türkiye’de 18 yaşın altında 20 milyonun üstünde nüfus var ve insanlar devlet katkısı da kazanarak bu sistemde para biriktirmek istiyor. Buradan ciddi bir fon büyüklüğü de gelebilir. Anadolu Hayat Emeklilik’te biz 18-25 yaş arası gençlere yönelik bir emeklilik planı hazırladık, hızla 13 bin adet sattık. Baktığınızda sisteme ilk yatırılan para en kıymetlisi, en uzun süre bu miktar değerleniyor.
Bugün ilk 4 oyuncunun BES içindeki payı yüzde 70’in üzerinde. Bu durum gelecekte de devam eder mi? Avrupa’da da tablo aynı mı?
Evet, diğer gelişmiş ülkelerde de pazarın dağılımı bu şekilde. Sektör 7-9 şirketle gidiyor. Ben 4 şirketin ağırlığının devam edeceğini ve Ziraat, Halk gibi kamu bankalarının emeklilik şirketlerinin bu pazara yaklaşacağını öngörüyorum, çünkü bu bankaların da büyük kanalları var.
1 MİLYON KATILIMCIYA ULAŞTIK”
300 BİN KATILIMCI
Anadolu Hayat Emeklilik olarak katılımcı sayısında 1 milyona ulaştık. Bu anlamda Türkiye’de ilk şirketiz. Fon tarafında da 9,4 milyar TL ile ikinci şirketiz. Bu yılın sonunda katılımcı sayımız, 1 milyon 20 bin olur. 2023’te 2 milyon katılımcı hedefimiz bulunuyor. Her yıl 250 -275 bin yeni katılımcıya sözleşme satıyoruz. Gelecek yıl 300 bin yeni müşteriye ulaşmayı hedefliyoruz. Gençlere yönelik planımızı vurgulamaya devam edeceğiz. Sektörde toplam katılımcılarda kadınların oranı yüzde 43, bizim planlarımızdaysa yüzde 52. Kadınlara yönelmeyi sürdüreceğiz.
35 BİN POLİÇE SATTIK
Satış kanalı olarak banka ve acente kanalını kullanıyoruz. Bu yıl mesafeli satış kanalımızı da hayata geçirdik. Çağrı merkezi kanalıyla yapılan satışlarımız, toplam satışlar içinde yüzde 15 gibi çok iyi bir rakama geldi. Kuvvetli bir ekiple 35 bin poliçe sattık. Burada ekibi büyüterek, bu payı artırmayı düşünüyoruz. Ayrıca aralıkta mobil aplikasyonumuzu çıkaracağız. Katılımcılarımız mobilden tüm bilgilerini görebilecek ve tüm işlemlerini yapabilecek.
“RİSKLER VAR”
BÜYÜK BİR TAAHHÜT
Emeklilik şirketi olarak yıllık gelir sigortalarıyla ömür boyu maaş olanağı sunacağız. Türkiye’de bu ürün yoktu, katılımcıya parasının yettiği belli bir vadede maaş verilebiliyordu. Ayrıca yıllık gelir sigortalarının bir özelliği de her yıl en az enflasyon oranında artırılacak. Burada iki risk var. Her yıl enflasyon oranında artan bir maaş ödemek büyük bir taahhüt. Buna uygun bir finansal enstrüman olmalı, emeklilik şirketleri kendi başına bu riski alamaz. Hazine böyle 20-25 yıl vadeli bir ürün çıkarmayı taahhüt etti. İkinci risk ise yaşam süreleri uzuyor, burada dinamik bir yaş tablosu gerekli. Hazinemiz de bu esnekliği emeklilik şirketlerine verdi.
2016 ORTASINDA ÇIKAR
Emeklilik şirketleri şimdi bu ürünü çalışıyor. Bu ürünü çıkaracak şirketlerin sermayesi güçlü olmalı. Bu nedenle de bu şirketlere sermaye yeterlilik kriterleri gelecek. Yıllık gelir sigortaları 2016 ortasına doğru çıkacak. Burada da rekabet bekliyorum. Şirketlerden biri 80 bin TL’ye diğeri 150 bin TL’ye ömür boyu maaş veririm diyecek. Hazinemiz yaşlı fakir kalmasın istiyor. Yıllık gelir sigortalarıyla ayda 200-300 TL de olsa ömür boyu ek bir maaş gelsin deniyor. Eğer emeklilik şirketleri cazip ürünler sunabilirse bu sisteme çekicilik katacak.