Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, hiçbir sigorta ürününde ucuz poliçenin ihtiyacı karşılamayacağını ifade ederken, tüketicileri ucuz diye alınan poliçe içeriğinin sigortalıyı zarara uğratabileceği yönünde uyardı.
Tüketici refleksi, bir ürün alırken her zaman uygun olandan yana çalışıyor. Sigorta satın alırken de bu kural işliyor ve en önemli kriterimiz fiyatı oluyor. Trafik sigortasında yaşanan tartışmalar ‘ucuz poliçe mi, kaliteli hizmet mi’ sorularını yeniden gündeme taşırken alınan sigortanın faydasını fiyatının değil, içeriğinin belirlediğine dikkat çekmek gerekiyor. Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen de hiçbir sigorta ürününde en ucuzun ihtiyacı karşılamadığını belirtiyor. Gülen, “Sigortalılar, poliçelerinin detaylarına hakim olmalı. Ucuz diye yaptırdığınız bir poliçenin içeriğinden dolayı zarar edebilirsiniz” diyor.
“Sigortacının kim olduğu, primi tahsil ederken değil hasarı öderken ortaya çıkar” diyen Gülen, tüketicilere önerilerini şöyle sıralıyor: “Ben sigortalı olsam ilk bakacağım kriterler; sigorta şirketinin finansalları ne kadar güvenilir, sermayesi ne kadar güçlü ve yönetimi/yöneticileri ne kadar ehil olurdu. Buna baktıktan ve ikna olduktan sonra ürün ve içeriğine bakarım ki bunlar artık detaydır.”
Sigortalının, poliçesinde mevcut haklarının devam edip etmediğini, teminat kapsamlarının karşılıklarını titizlikle kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Gülen, “Tüm sigorta ürünleri için poliçe bitiş süresinden önce yenilemenin yapılması önemlidir. Özellikle kasko ürünlerinde hasarsızlık indiriminden yararlanabilmek, konut ürününde de teminat kaybı riskini engelleyebilmek için poliçe bitiş sürelerinin takip edilmesi ve vaktinde yenilemelerin yapılması gereklidir” şeklinde konuşuyor.
Primlerde yüzde 12 indirim yaşandı
Trafik sigortasında yaşanan fiyat artışlarına da değinen Gülen, fiyat artışı köklerinin 2014 yılı Nisan ayına dayandığını belirterek, sektörün bu ürünün maliyetini finansallarına yansıtmadığını, pazar payı peşinde koşan bazı sigortacı ve şirketlerin yanlış politikalarının sektörü büyük bir zararla karşı karşıya bıraktığını kaydediyor. Bu süreçte sektörde prim artışının 3 kata ulaştığını belirten Gülen, “Özellikle bedeni hasarlardan dolayı maliyetler yükseliyordu. Bedeni tazminatlarının hesaplanmasında standart olmaması nedeniyle sigorta şirketleri mahkemeden mahkemeye, kişiden kişiye değişen tutarlarda tazminat ödemek zorunda kalıyorlardı ve bu belirsizlik, doğru fiyatlandırma yapmamızı engelliyordu” diyor. Yapılan kanun değişikliği ile haziran ayında düşüş trendinin başladığını kaydeden Gülen, temmuz ayında düşüş trendinin hızlandığını ağustos ayının ilk 15 gününde ise ciddi bir düşüş yaşandığını belirterek, “Ağustos’un ikinci yarısında fiyatlar bir gün içinde, yaklaşık 685 TL’den, 610 TL’ye geriledi. Son üç ayda, trafik sigorta prim fiyatları yüzde 12 civarında bir düşüş yaşadı” şeklinde konuşuyor.
Ameliyat gereken hastayı aspirinle tedavi etmek…
Uğur Gülen, yapılan kanun değişikliğinin fiyatlara indirim olarak yansıdığını söyleyerek, sektörün ve kamunun elbirliği ile Türkiye’nin karayollarının nasıl daha güvenli bir hale getirilmesi konusunda çalışması gerektiğini ifade ediyor. Gülen, “Herkesin diğerlerinin fiyatını gördüğü uygulamalar ameliyat gereken hastayı aspirinle tedavi etmekten öteye bir etki vermez ve acenteler başta olmak üzere sektörü sektör yapan kurumların tepkilerine neden olarak aslında gereksiz bir tansiyona neden olur” diyor.
Şirketlerin trafik sigortasında maliyetleri hesaplamada belirsizlikler nedeniyle zorlandığını ifade eden Gülen şöyle konuştu: “Prim bedellerinin tek bir listeden yayınlanması ya da teklif ekranı gibi yöntemlerin kullanılmasının trafik primleri üzerine aşağı ya da yukarı yönde bir etkisi olmayacaktır. Bu ve benzeri uygulamaların önemi, müşteriye en uygun fiyatı veren sigorta şirketini bulma kolaylığı getirmesidir.”