Epson, ikinci kez hazırladığı İklim Gerçekliği Barometresi’nin sonuçlarını açıkladı. Rapora göre Türkiye’de 55 yaş üzeri katılımcıların yüzde 57,9’u için en acil sorun iklim değişikliği. Ekonomiyi iklimden daha çok önemseyen 16-24 yaş arası için bu oran yüzde 19,6.
Global teknoloji lideri Epson‘un ikinci kez hazırladığı İklim Gerçekliği Barometresi’nin bulgularına göre, dünya genelinde insanlar iklim değişikliğini önlemek için kişisel çabalarını artırdı. Yapılan araştırmalar, dünya ekonomisinin iklim sorunlarını çözme konusunda oyalayıcı bir unsur olduğunu kanıtlasa da iklim değişikliğinin çoğunluk tarafından endişe kaynağı olmaya devam ettiğini gösterdi. Rapora göre Türkiye’de 55 yaş üzerine göre iklim değişikliğinin en acil sorun olduğu ortaya çıktı. Bu oran 16-24 yaş arasında yüzde 19,6 oldu.
26 binden fazla kişiye soruldu
Bir yıl boyunca benzeri görülmemiş iklim etkilerine rağmen, anket aynı zamanda insanların iklim felaketlerinin yaşamları boyunca önlenebileceği konusunda giderek daha iyimser olduklarını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, veriler, ekonomi ve yaş gibi faktörler tarafından yönlendirilen güven seviyelerinde önemli farklılıklar olduğunu da gösteriyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 28 pazarda 26.205 kişiyle yapılan ankete göre dünya genelinde artan iklim etkilerine rağmen iklim iyimserliği yüzde 48’in üzerine çıktı.
İklim dünyanın gündeminde
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, acil finansal konular insanların ana endişe kaynağı oldu. Dünyada ‘Ekonomiyi düzeltmek’ (%22) ve ‘yükselen fiyatlar’ (%21) ankete katılanların öncelikleri listesinin başında yer alırken, iklim değişikliği çok yakın bir oranla üçüncü sırada (%20) yer aldı. Küresel ekonomik gerilemeye, çatışmalara ve yükselen enerji faturalarına rağmen, iklim krizi dünyanın her yerindeki birçok insanın gündeminde olmaya devam ediyor.
Türkiye iklim konusunda daha hassas
Türkiye’ye ait sonuçlar incelendiğinde 55 yaş üzerindeki katılımcıların çoğunluğu (%57,9) iklim değişikliğini en acil sorun olarak görüyor. Bu oran 16-24 yaşındakilere (%19,6) göre önemli ölçüde daha yüksek. Global bulgulara bakıldığında ise yüzde 22,2 ile 55 yaş ve üstü, iklim değişikliğini en acil küresel sorun olarak gösteren tek grup. Yani Türkiye’deki 55 yaş üzeri dünyanın kalan kısmına göre iklim konusunda daha hassas.
‘Bir felaketi önleyebiliriz’ diyorlar
Anket katılımcılarının üçte birinden fazlası (%40,5) yaşamları boyunca bir iklim felaketini önleyeceğimiz konusunda iyimser. %34,5’i ise yaşamları boyunca bir iklim felaketini önleyeceğimiz konusunda karamsar.
İklim ekonomiden sonra geliyor
Türkiye’deki Epson İklim Gerçekliği Barometresi kapsamında ankete katılan kişilerin çoğunluğu (%29,9) ekonomiyi düzeltmenin dünya çapında hükümetlerin, şirketlerin ve insanların odaklanması gereken en acil konu olduğuna ve bunu iklim değişikliğinin yakından takip etmesi gerektiğine inanıyor (22,3 %).
‘Genç nesillere karşı sorumluyuz’
Epson’un Küresel Başkanı Yasunori Ogawa, “Epson’ın kurumsal amacı, yaşamları ve gezegeni iyileştirmeye odaklanmıştır ve bunu başarmak için önemli kaynaklar ayıracağız. Dünya COP27 için bir araya gelirken, İklim Gerçekliği Barometremiz farkındalık yaratmayı ve dönüşümsel değişimi güçlendirmeyi amaçlıyor. Barometrenin öngörülerinin hükümetlerin, endüstrilerin ve bireylerin iklim felaketini önleme çabalarını hızlandırmalarına yardımcı olacağını umuyoruz. Gidecek uzun bir yol olduğunu bilsek de birlikte çalışırsak ve şimdi harekete geçersek daha iyi bir gelecek inşa edebileceğimize inanıyoruz” dedi.
Epson Avrupa Sürdürülebilirlik Direktörü Henning Ohlsson ise şunları söyledi: “Gezegeni on yıllarca süren hasardan sonra daha iyi bir durum olarak terk etmemizi sağlamak için genç nesillere karşı bir sorumluluğumuz var. Bu sorunun tek bir çözümü yok, hepimiz bir rol oynamalıyız. Hükümetler, şirketler ve toplulukların bu felaketi önlemek için bir araya gelmesi gerekiyor. Küresel bir teknoloji lideri olarak görevimiz, çabalarımızı ürünlerimizin çevresel etkisini azaltmaya yardımcı olacak çözümler geliştirmeye yeniden odaklamaktır. İş birliği yaparak ve çözümler bularak, toplu olarak hepimiz eyleme ilham verebilir ve değişimi sağlayabiliriz.”