19 Kasım 2024, Salı
spot_img

Türk ekonomisinin ikilemi: Tasarruf mu, tüketim mi?

Hükümetin hem tasarruf hem de tüketim için yeni uygulamalar ve düzenlemeler yaptığını açıklayan Hayatımız Sigortalı yazarı Murat Geylani Aktaş, kredi kartı harcama sınırı ve taksit sayısının artmasının ve yılbaşında yürürlüğe girecek olan otomatik katılım uygulamasının birbiriyle çelişecek uygulamalar olduğunu söyledi.

murat geylani aktasTasarruf gelirin tüketimden artan, tüketilmeyen kısmıdır. Tüketim ise büyük ölçüde gelire bağlı olmakla birlikte borçlanma olanaklarıyla geliri de aşabilen harcamalardır. Mikro bazda gelir, tasarruf ve tüketimin toplamına eşittir. Gelir sabit kaldığında, tasarrufun artması tüketimin azalmasına, tüketimin artması ise tasarrufların azalmasına neden olur. Aynı anda, hem tasarrufların artması hem de tüketimin artması için gelirin artması gereklidir. Yıllardan beri de Türkiye’de toplam tasarrufların gayrisafi milli hasılaya (GSMH) oranının düşüklüğünden söz edilir. Tasarrufları artırmak için uygulamaya konan ‘otomatik katılımlı’ Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) yılbaşında yürürlüğe girecek. 2003 yılından beri uygulamada olan BES, gönüllülük esasına dayalı. Ancak yeni uygulamaya geçecek otomatik katılım uygulaması başlangıçta bir anlamda zorunlu olarak başlayacak. 45 yaş altı, TC vatandaşı ve bir ücret karşılığı çalışanların tamamı sisteme dahil edilecek; sisteme katıldıktan iki ay sonra dileyenlere sistemden çıkış hakkı verilecek. Sisteme ödedikleri katkı payları ve bunların getirileri çalışana iade edilecek.

Tüketimin artması isteniyor

Bu yasa henüz yürürlüğe girmeden bu kez hükümet tüketimin artırılması için yeni düzenlemeler yapıyor. Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında alınan karara göre kredi kartı taksit sayısı artırılıyor. Genel olarak 9 olan taksit sayısı 12 aya çıkarılıyor. Kredi kartı borç bakiyeleri yeniden yapılandırılıyor. Yeniden yapılandırmada bir defaya mahsus olmak üzere 72 aya kadar vade yapılabilecekken, tüketici kredilerinde vade 36 aydan 48 aya çıkarılıyor. Kredi kartı limitleri asgari ücretin 4 katı olan 5.200 TL’ye artırılıyor. Konut kredilerinde daha önce yüzde 25 olan öz kaynak oranı yüzde 20’ye çekilerek konutun fiyatının yüzde 80’i oranında kredi kullanma olanağı getiriliyor. Bu kararlar tüketimin ve harcamanın artırılması için alınan kararlar. Bir öncesinde de tasarrufu artırıcı kanunlar söz konusuydu. Ne oldu da hemen hemen aynı zaman aralığında hem tasarruf, hem de tüketim artışı beklentisi yaratan uygulamalar devreye alındı? Bunun en önemli cevabı büyümede istenen gelişmenin yakalanamamış olmasıydı. 2015’in son çeyreğinde yüzde 5,7 olan büyüme oranı 2016 birinci çeyrekte yüzde 4,8’e, ikinci çeyrekte ise 3,1’e geriledi. Büyüme oranındaki bu hızlı düşüş ile yıllık büyüme oranı yüzde 4,8’den yüzde 4,7’e revize edildi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre bir revizyon daha gelebilir.

Hükümet ekonomide görülen bu yavaşlamayı önlemek, ticareti, yatırımları ve gelirleri artırmak istiyor. Bunun için de hızlı büyüme döneminde alınan kredi kartı taksit sınırlaması kararı, gevşetilerek ekonomide canlanma hedefleniyor. Ancak TÜİK’in son açıklamalarına göre işsizlik oranlarında da bir artış söz konusu. Mayıs-haziran-temmuz aylarını kapsayan haziran döneminde yüzde 9,4’ten yüzde 10.2’ye yükselen işsizlik oranları ekonominin gelir tarafında sıkıntılar olduğunu gösteriyor. Gelir artmayınca borçlanma olanaklarının genişletilmesi, belki tüketim yoluyla ekonomiyi kısa vadede canlandırır, ancak uzun vadede artan borç yükü kişileri ve bankacılık sistemini zora sokabilir.

Birbiriyle çelişen uygulamalar

Kredi kartı harcama sınırı ve taksit sayısının artması ve yılbaşında yürürlüğe girecek olan otomatik katılımlı bireysel emeklilik uygulaması, birbiriyle çakışacak, çelişecek uygulamalar. Türkiye ekonomisinin en büyük ikilemi bu. Tüketimi artırıp, tüketim yoluyla büyüme ki, bu cari açığın yükselmesi ile sonuçlanıyor. Veya tasarrufları artırıp, faiz oranlarını aşağı çekme çabası ki, bu da ekonomide daralma sonucunu getiriyor. Alınan yeni kararlar ile tüketim veya tasarruf amaçlarından birisi istenen hedefe varmada zorlanacak. Ancak, toplumun tüketim eğilimi daha fazla olduğu için tüketim ve harcama tarafında istenen canlılığı sağlama konusunda, kısa vadede daha başarılı olunması muhtemel.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER