Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanlığı’na adaylığını açıklayan ilk isim Groupama Sigorta Genel Müdürü Ramazan Ülger, Birlik’in sektörün tüm oyuncuları ile sürekli fikir alışverişinde bulunması gerektiğni söyledi.
Seval KARACA / Sigorta sektörü nefesini tuttu, 11 Nisan’ı bekliyor. Cuma günü yeni Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı seçilecek. Başkanlık için adaylığını ilk açıklayan isim Groupama Sigorta Genel Müdürü Ramazan Ülger olmuştu. Seçim öncesi SigortaHaber e-gazete’nin sorularını yanıtlayan Ramazan Ülger, sektörün sürekli iletişimde olması gerektiğini belirterek, TSB’nin sektörün tüm oyuncuları ile kesintisiz fikir alışverişinde bulunması gerektiğini söyledi.
Ülger, sigorta bilincinin ülkemizde yaygınlaşması adına siyasi otorite, kamu kurumları ve sigorta sektörünün ortak bir çalışma sergilemesinin sektörün gelişmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi için olumlu sonuçlar doğurduğuna da işaret etti.
Sektör tüm olumsuzluklara rağmen büyüyor
Sigorta sektörünü uzun yıllardır zorlayan sorunların başında karsızlık, yaygınlaşamama ve sigorta bilincinin gelişememesi geldiğini belirten Ülger, bu olumsuzluklara rağmen sigorta sektörünün büyümeye devam ettiğini söyledi. Ülger, “Prim büyüklüğüne baktığımızda sektör, her yıl düzenli olarak, enflasyon ve ülke büyüme oranından daha fazla büyüyor. Özellikle 2012-2013 yılına bakarsak karsızlık sorununun özellikle trafik sigortalarından kaynaklanan bir zarar olduğunu görüyoruz. Trafik sigortalarında özellikle bedeni hasarlarda maliyetlerin yükselmesi ve ödenen hasarların tekrardan dava yolu ile ek maliyetler haline gelmesi, bu branşı sürekli sorunlu hale getiriyor. Bu da direkt sonuçlara yansıyor” şeklinde konuştu.
Trafikte prim artışı, hem tüketiciye hem şirketlere haksızlık
2012 yılında trafik branşında yaşanan problemlerin 2013 yılında biraz olsun azaldığını dile getiren Ülger, “Bu yüzden 2012 yılındaki trafik zararları 2013 yılında primlerin yükselmesine sebep oldu. Ama trafikteki soruna bakacak olursak halen çözülemediğini görüyoruz” dedi. Prim artışı ile trafik branşındaki zararın çözülmesinin mümkün olmadığını söyleyen Ülger, bu yaklaşımın hem tüketiciye hem de şirketlere haksızlık olacağının altını çizdi. Bu durumda ayrıca acentelerin de zor durumda kalacağına dikkat çeken Ülger, “Bu sorunun yasal altyapıyla çözülmesi gerekiyor. Trafik sigortalarındaki bedeni hasarların ödenme ve hesap yöntemiyle ilgili bir yasal altyapı düzenlenirse eminim ki trafik sigortaları bu kadar sorun olmaktan veya sektöre sürekli zarar açan bir branş olmaktan çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
Sigortacılığın sürekli gelişen bir iş kolu olduğunu ifade eden Ülger, sektörün önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edeceğini ve ülkemiz geliştiği sürece sigorta pazarının da gelişeceğini söyledi. Ülger, bu durumun milli gelirle, kişilerin eğitimiyle ve bilinçlenmesiyle de alakalı olduğunun altını çizdi. Sigorta sisteminin çok geniş bir alana yayılan bir sektör olduğunu yineleyen Ülger, TSB aracılığıyla şirketler arası iletişimin artırılması ve yaşanan sorunların hızla çözülmesi için etkin çalışmalara devam edilmesi gerektiğini söyledi. Ülger, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigorta şirketlerinin yanı sıra, sektörün bütününü oluşturan; tüm dağıtım kanalları, birlik organları içerisinde yer alan ve sektörün gelişimine hizmet eden yapılar, hasar tespiti ve operasyonu işlemlerini yürüten organlar ile Türkiye Sigorta Birliğinin (TSB) sürekli görüş alışverişinde bulunması gerekiyor.”
Ülger, sigorta sektörünün mevzuatla ilgili sorunlarının çözülmesi için Birlik’in kamu otoritesi ile yakın bir şekilde çalışmasının sistemin sağlıklı çalışması için kaçınılmaz olduğunu da sözlerine ekledi.
Sigortanın ihtiyaç olduğu vurgusu doğru ve tam yapılmalı
Ülkemizde artış gösteren ancak istenilen seviyeye ulaşamayan sigorta bilinci ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ülger, sigortanın ihtiyaç olduğunun vurgusunun doğru ve tam olarak yapılması gerektiğini söyledi. Ülger, “Kişilerin kendileri için en doğru ürünün hangisi olduğu konusunda bilinçlendirilmeleri, sigorta konusunda eğitilmeleri aynı zamanda kişinin ödeme gücüyle örtüşmesi koşulları bir araya getirildiğinde sigorta bilincinin olumlu olarak yükselmesi devam edecektir” dedi.
Sigorta bilincinin ülkemizde yaygınlaşması adına siyasi otorite, kamu kurumları ve sigorta sektörünün ortak bir çalışma sergilemesinin sektörün gelişmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi için olumlu sonuçlar doğurduğunu söyleyen Ülger, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca sigorta sektörü çalışanlarının ürünlerini ve gerekliliklerini anlatırken, uzun soluklu ilişkiler kurmaları ve güven duygusunu yeterince verebilmeleri çok önemlidir. Güvene dayalı bir temelle büyüyecek olan sektörün kararlı ve istikrarlı bir yaklaşım sergilemesi, bunu da tüm iletişim modelleriyle desteklemesi gereklidir.”