2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Trafik sigortası ve toplumsal barış

DR. ERHAN AYBERK / HAYATIMIZ SİGORTALI

Bu ay sizlere tüm zorunlu sigortaların bağdokusu olması gereken bir kavramdan bahsedeceğim: Toplumsal Barış. Bu kavram, öncelikle toplumun iki yönüne işaret eder.

1. Varlıklılar/Güçlüler: Toplum içinde hakkını arama konusunda avantajlı olanları kastediyoruz. Kendi konumları itibarıyla (güç, para, eğitim düzeyi gibi) mağduriyetlerini giderebilecek olanlardır.

2. Korunması Gerekenler: Bu kesim ise mağduriyeti durumunda, telafi edebilmesi için mutlaka kollanması gereken, aksi takdirde kendi imkanlarıyla ayakta kalmakta güçlükler yaşaması muhtemel olanlardır.

Bir toplumun iç huzurunun korunabilmesi için, bu iki toplumsal kesimin birbirleriyle ilişkilerinde, devlet araya girerek bazı düzenlemeler yapmak zorundadır. Aksi halde bir kesim mağduriyetini gidermekte sıkıntı yaşayacak ve ‘toplumsal huzursuzluk’ ‘kargaşa’ ve devamında ‘toplumsal kaos’ şeklinde gelişen bir sürecin sonunda ‘toplumsal yıkım’ noktasına gelinmesi söz konusu olacaktır.

trafik sigortasi

İşte zorunlu sigortalar, bir anlamda bu tehlikeli gidişin önüne set çekmeye çalışır.

Anlaşılır olmak için zorunlu trafik sigortası üzerinden örnek verelim; Bir an için trafik sigortasının zorunlu olmadığını düşünelim. Geliri orta seviyedeki araç sahipleri, trafikte araçla seyrederken toplumun “korunması gerekenler’ kesimine zararlar vermiş olsun… Kendi gelirleri verdikleri zararı kısa ya da uzun vadede karşılamaya yetemeyecek olan bu orta gelir mensupları, örneğin zarar verdikleri bir trafik kazası kurbanının tedavi masraflarını karşılamayacaktır. Bu maddi yetersizlik, kaza mağduru kesimin zararlarını giderilemez noktaya taşıyacaktır.

Optimal denge sağlanmalı

Doğal olarak zorunlu olan bu korumanın dayanması gereken en önemli kriter, yazımızın başında değindiğimiz iki kesim arasındaki optimal dengeyi sağlaması olmalıdır.

Niçin? Çünkü eğer trafik sigortası bu zorunluluk olmasaydı da mağdur olmayacak kesime lüzumundan fazla bir koruma getiriyorsa, bu aynı zamanda mağdur olabilecek kesimin menfaati aleyhine bir sonuç doğurur. Şunu demek istiyoruz: Örneğin, eğer siz zorunlu sigorta teminatlarını gereğinden fazla yükseltirseniz, prime yansır ve doğal olarak da trafik sigortasız araç sayısını artırır. Bu durumdan yine kim mağdur olur? Avantajlı katman sigorta olmasa da zararını giderebilecek durumdayken, korunması gerekenler mutlak mağduriyet yaşayacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz duruma en iyi örnek, ‘destekten yoksun kalma’ teminatıyla verilebilir. Bu teminata ilişkin tazminat hesaplamaları ölen kişinin geliriyle alakalıdır. Kişinin yaşarken kazandığı gelir ne kadar yüksekse, tazminat o kadar fazla çıkar.

Kısaca, teminat yükseldikçe zaten zengin konumda olanlar daha fazla yararlanıyor, gelirleri düşük olanlar ise “sigortasız gezen araçlar” nedeniyle daha mağdur oluyor.

Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz; şu anki trafik teminatları daha çok toplumun varlıklı kesimlerini kolluyor.

Yüksek teminat nedeniyle yüksek seyreden fiyatlar, korunması gereken kesimleri mağdur edecek. Bunu görebilmek için müneccim olmaya gerek yok. Sigortasız araç sayısındaki artış en net göstergesi. Korunmaya muhtaç kesimin kıyılarına yıkıcı dalgalar gelmeye başladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER