Trafik kazalarının önlenmesinde yıllardır büyük çaba sarf ediliyor. Devletimiz bunun bilincinde. Caydırıcı birçok önlem alıyorsa da ne yazık ki her yıl binlerce vatandaşımız hayatını kaybediyor ve sakat kalıyor.
2016 yılı rakamlarına göre 1 milyon 200 bin trafik kazası olmuş. 7 bin 500 kişi hayatını kaybetmiş, 300 bin kişi de yaralanmış. Savaştan beter. Ne yazık ki bu rakamlarla gelişmiş ülkeler içinde en kötü ülkeler arasındayız. Son yıllarda duble yollar ve denetimlerin artırılması ile bu rakamların azalması bekleniyor değil mi? Hayır… Tersine artıyor ne yazık ki.
Trafik kazalarının olay yeri incelemesi halen çok yapılamadığı için nedenlerini belirlemek zorlaşıyor. Raporlara genellikle aşırı hız ve hatalı sollama diye yansıyor. Hastanedeki ölümlerin raporlara genelde ‘solunum yetmezliği’ şeklinde yansıması gibi. Hal böyle olunca nedenini tam bilemediğimiz için bu kazaları önlemek için aldığımız tedbirlerin de bir faydası olmayabiliyor. Dünyada trafik kazalarının yüzde 70’i fren mekanizması ve lastik derinliğinin azlığından kaynaklandığı istatistiklere bile yansımış. Bizde de lastik dişlerinin ölçümlenmediğini düşünüyorum. Araçların çoğunluğunun ‘kabak’ tabir edilen lastiklerle trafiğe çıktığını söylenebilir. Bir de trafikte ömrünü yitirmiş araçların kazalara yol açtığını tahmin etmek güç değil. Fren mekanizması kötü, lastikleri kabak bir aracın trafik kazası yapmak için, hız limitini aşması veya hatalı sollama yapması gerekmiyor.
“Cep telefonları kazalarına son!”
AXA Sigorta çok önemli bir konuda araştırma yaptırdı. Çıkan sonuçlar özellikle gençlerin araç kullanırken cep telefonu ile konuştuğu ve mesaj yazdığını ortaya koyuyor. En azından her 10 kişiden 3’ü araç kullanırken cep telefonu ile uğraşıyor. Bu da kaza riskini artırıyor. AXA Sigorta’da bu konuya tekrar dikkat çekmiş. Bizler de bu konunun takipçisi olacağız.
