Tamamlayıcı sağlık sigortasının yaygınlaşması için sektörde tartışılan önerilerden birisi de ‘Havuz Sistemi.’ Sistemin kurulmasını savunanlar ortalama primlerin 500 TL’nin altına düşeceğini söylerken, sigorta havuzuna karşı olanlar ise sistemin rekabete aykırı olduğunu ileri sürüyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Durağan geçen yaz döneminde, üzerinde çalıştığımız sigorta sektöründe biz haberciler için bazen iyi bir haber bulmak oldukça zor bir durum. Geçmişte de olduğu gibi ‘trafik sigortası’ (özellikle fiyatlarla ilgili tartışmalar) okuyucular tarafından en fazla ilgi gören branş olmasına karşın, son aylarda bireylerin ‘sağlık sigortası’ ilgili haberlere ilgi gösterdiği dikkat çekiyor. Sağlık deyince de özellikle ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’ (TSS), ilk sırada yer alıyor. 2012 yılı sonunda Mapfre Genel Sigorta ve Medical Park Hastaneler Grubu işbirliği ile başlayan TSS’yi sunan şirket sayısı günümüzde 20’ye yaklaşırken, söz konusu sigortayı yaptıran kişi sayısı da 250 bin’e yaklaştı. Sigortalı adedine bakarak TSS’nin, yaklaşık 3.5 yıllık sürede kaydettiği gelişimin gayet olumlu olduğu söylenebilir. Buna karşın, sigortanın tabanını genişletmek, bir başka deyişle sigortayı aynı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) olduğu gibi daha geniş kitlelere yaymak için çalışmalar başladı. Gelişmiş ülke örnekleri de dikkate alındığında Türkiye’de ‘Havuz Sistemi’, vergi teşviki, prime devlet katkısı gibi özendirici teşviklerin ağırlık kazandığı, bunlar arasında özellikle Havuz Sistemi’nin yoğun olarak tartışılmaya başlandığı gözleniyor. Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak görüşlerine başvurduğumuz sektör temsilcileri arasında sigorta havuzu konusunda fikir birliği yok.
Havuz Sistemi tartışmaya açıldı
Sistemin kurulmasını savunanlar, ortalama primlerin 500 TL’nin altına düşeceğini söylerken, sigorta havuzuna karşı olanlar ise sistemin rekabete ve serbest piyasa koşullarına aykırı olduğunu ileri sürüyor.
Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor ki TSS’de sigorta havuzu bazı yayın organlarında yer aldığı gibi “mutlaka kurulacak” anlamına gelmiyor. Bu, sadece Türkiye Sigorta Birliği’nin (Birlik), ilgili komitelerinde TSS’nin geliştirilmesi için tartışmaya açılan önerilerden biri. Konunun, önümüzdeki dönemde Hazine Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Sağlık Bakanlığı gibi kurumların gündeminde de yer alması bekleniyor. Sigortacıların konu hakkında düşüncelerine geçmeden sistemle ilgili olarak bir biraz basında da yer alan bilgileri vermek gerekirse, önerilen sistemde aynı Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) ya da Tarım Sigortaları Havuzu’nda (TARSİM) olduğu gibi devlet destekli sigorta havuzu kurulması düşünülüyor. Devlet, söz konusu havuza katkı yapacak. Sistem, tüm çalışanları kapsayacak. Yatarak tedavi teminatları havuza devredilecek. Sigortalanacak bireylerin ödeyeceği primleri ise devlet belirleyecek. Ancak, havuzun nasıl yönetileceği, havuzu işleten şirketin hangi sigorta şirketi olacağı, sigorta şirketlerinin sisteme katılımının zorunlu mu yoksa ihtiyari mi olacağı vb. kritik konular henüz netleşmiş değil.
Sigortacılar ikiye bölündü
Ayrıca, şunu da vurgulamak gerekiyor ki; Birlik’in önerdiği Havuz Sistemi konusunda sigortacılar hemfikir değil. Hatta sigortacıların bu konuda ikiye bölündüğünü söylemek mümkün.
Sistemi destekleyenler, özel hastane ve sağlık kuruluşları ile ilişkilerde daha avantajlı fiyat anlaşmalarının yapılacağı bunun da sigortalılara olumlu yansıyacağını ve fiyatların düşeceği tezinden hareket ediyor. TSS’de Havuz Sistemi’ne karşı olan sigortacılar ise sistemin rekabete aykırı olduğunu ileri sürüyorlar. Bu görüşü savunanlar, şirketlerin, rekabet mantığı içinde daha serbest davranarak daha geniş kitlelere ulaşabileceğini iddia ediyor. Sigorta havuzuna karşı olanlar, ‘vergi teşviki’, ‘prime devlet desteği’ (ilk primin devlet tarafından ödenmesi ya da her ay ödenen primin belli bir kısmını devletin ödemesi) gibi modellerle TSS’nin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.
Çalıştay yapılacak
Aldığımız bilgilere göre, eylül ayına özel sağlık sigortacılığı ile ilgili bir çalıştay yapılması planlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye Sigorta Birliği’nden temsilcilerin de yer alacağı çalıştayda TSS’de sigorta havuzu başta olmak üzere çeşitli alternatif teşvik yöntemleri enine boyuna tartışılacak. Söz konusu çalıştay sonucunda TSS’de uygulanacak teşvik modeli konusunda resmin biraz daha netleşmesi bekleniyor. TSS, SGK’lı vatandaşların özel hastane ve sağlık kuruluşlarına ödedikleri ‘fark ücretleri’nin sigorta şirketleri tarafından karşılanmasını sağlıyor. Birlik verilerine göre, TSS’de haziran sonu itibariyle teminat adedi 172 bin 514’e ulaşırken, toplam sigortalı adedi ise 238 bin 647’ye yükseldi.
- Tamamlayıcı sağlıkta Havuz Sistemi’ni savunanlar ne düşünüyor?
- Riskler daha efektif yönetilir.
- Sağlık kurumları ile avantajlı fiyat anlaşmaları yapılır.
- Prim tutarları makul düzeyde oluşur.
- Sigortalı sayısı ve sigorta penetrasyon oranı artar.
Riskler daha efektif yönetilir
Tamamlayıcı sağlık sigortasında Havuz Sistemi’nin doğru bir model olduğunu belirten Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, Havuz Sistemi ile karşılaşılacak risklerin, çok daha efektif yönetileceğini, prim tutarları, poliçenin satış ve yenilenmesini destekleyecek seviyelerde olacağını söylüyor. Bu durumun, tamamlayıcı sağlık sigortasının sürdürülebilir olması açısından da büyük önem taşıdığını ifade eden Ülken, şunları söylüyor: “Bununla birlikte, tamamlayıcı sağlık sigortası satın almış kişilerin, şirket değişikliği durumlarında yeniden risk değerlendirmesi yapılmayacak, mevcut haklarının devamlılığı sağlanacak. Havuz Sistemi, sigorta şirketlerinin, özel sağlık kurumları nezdinde satın alma gücünü artıracak, daha uygun fiyatlarla anlaşma yapılmasına olanak sağlayacak. Bu durum sigorta şirketleri arasındaki anlaşmalı fiyat dengesini sağlayacak. Sağlık kurumları ile yapılan avantajlı fiyat anlaşmaları primlerin uygun seviyelerde seyretmesi için önemli.”