Hayat dışında birçok sigorta şirketinin 2024 yılında oyun planlarını ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ (TSS) üzerine kurmasına karşın, TSS de sorunlar ağırlaştı. Sorunların çözümü için tüm tarafların bir araya gelmesi ve her kesimin elini taşın altına koyması şart.
ALP SÜER/SİGORTAMEDYA
Türkiye’de hayat dışı (elementer) sigorta sektöründe öyle bir branş var ki söz konusu branşa “Bugüne kadar üzerinde en fazla spekülasyon yapılan branş” desek eminim abartmış olmayız. Sektörü yakından takip edenlerin aklına eminim, öncelikle ‘trafik’ gelecektir, ancak meraklandırmadan söyleyelim, ne trafik ne de yangın; son dönemde üzerinde en çok tartışılan branş; Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS). Söz konusu branşta sigortalı adedi 4 milyona çok yaklaştı. Sektörde sağlık branşında pazar payı yüksek olan şirketler 2024 yılında oyun planlarını TSS üzerine kurdu. Buna karşın, söz konusu branşta sorunlar da ağırlaştı. Neredeyse, “Görünüşe (büyümeye) aldanma; dışı seni yakar; içi beni yakar” noktasına gelindi. Geçmişte, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD), TSS’deki sorunları göze çarparken, bugün sigorta şirketleri de büyüme planları ile paradoks oluştursa dahi TSS’nin mevcut halinden çok da memnun olmadıklarını yüksek sesle dile getirmeye başladı. Geçen ay Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği’nin (SASDER) 10’uncu Ulusal Kongresi’nde de TSS’nin yeniden kurgulanması ve sürdürülebilir büyümesi gerektiği vurgulandı. Detaylara girmeden, son söyleyeceğimiz sözü en baştan söyleyelim: TSS’de sorunların çözümü için tüm tarafların bir araya gelmesi ve her kesimin eline taşın altına koyması şart!
‘Paket fiyat’ problemi
TSS’deki sorunların da birkaç boyutu var: Öncelikle, sağlık hizmet sunucularından başlarsak, ‘SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) fiyatlarının’ uzun süredir artmamış olması, sağlık hizmet sunucularının karşı karşıya olduğu sorunların başında geliyor. Bir örnek verirsek SGK’lı bir birey, SGK anlaşmalı özel hastaneye gittiğinde SGK söz konusu birey için muayene olduğu hekime bir ödeme yapıyor. Bu rakam 100 TL’nin de altında, çok düşük bir düzeyde bulunuyor. Öncelikle SUT fiyatlarının güncellenerek, bu tutarların artırılması bekleniyor. Özel hastane ve sağlık kuruluşlarının TSS ile ilgili sorunlarından bir tanesi de sigorta şirketleri ile gerçekleştirdikleri ‘paket anlaşmalardaki fiyatlar.’ Sağlık hizmet sunucularının bazıları medikal enflasyon ve artan maliyetlere dikkat çekerek, paket anlaşmalarda sigorta şirketlerinin ödediği rakamların düşüklüğünden yakınıyor. SGK tarafından hekimlere ödenen ücretin düşüklüğü ve paket fiyatların yetersizliği nedeniyle özellikle bazı doçent ve profesörlerin (çalıştıkları kurumların sigorta şirketleri ile TSS anlaşmaları olsa bile) TSS anlaşmasını kabul etmedikleri gözleniyor. Koşulların ağırlaşması ile bazı özel hastanelerin sistemden çıktıkları ve network ağının daraldığı dikkat çekerken, bazılarının da TSS’de sigorta şirketleri ile paket bazlı anlaşmalar yerine ‘hizmet bazlı’ anlaşmalara ağırlık verdikleri kaydediliyor.
O eski halimden eser yok şimdi!
TSS’nin hem sigorta şirketleri hem de sigortalılar açısından en önemli handikaplardan bir tanesi de medikal enflasyonun da etkisiyle ‘primlerdeki artış.’ TSS’de poliçe fiyatları neredeyse Özel Sağlık Sigortası (ÖSS) fiyatlarını yakalayacak. Sözgelimi, 25-30 yaşlarında sağlıklı genç bir birey bile TSS poliçesini yenilerken yıllık 7-8 bin TL prim ödüyor. Bu tutar, 50 yaşın üzerindeki sağlıklı, herhangi bir operasyon geçirmemiş bireylerde yıllık 15 bin TL’ye yaklaşıyor. Primlerdeki son 2 yıldaki hızlı artış, sigorta şirketlerinin ve başlıca dağıtım kanalı acentelerin de TSS satarken (ya da poliçe yenilerken) zorlanmasına yol açıyor. Bu durum, bireyler yanında çalışanları için TSS yaptıran kurumlar için de geçerli. TSS’nin ilk çıktığı günlerde çok uygun primlerle yapıldığını vurgulayan Doğan Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selcen Gür, “Zaman geçtikçe TSS’de primler arttı. Bir yandan da medikal enflasyon artınca, TSS ilk zamanlardaki cazibesini kaybetti. Ürünün ilk çıktığı dönemlerde daha çok ‘ilk kez’ bu ürünü kullanacak kişi ve kurumlara teklif sunuyorduk. Talep oluyordu. Şimdilerde bu oran ciddi bir azalış göstermiş durumda” diyor.
TSS, 2023’te ivme kaybetti
Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilerine göre, TSS’de sigortalı adedi, 2023 yılı ekim ayı itibarıyla 3 milyon 964 bin 729 kişiye yükseldi. Sigortalı adedi, 2022 yılı sonuna göre 360 bin 663 kişi arttı. Buna karşın TSS’de sigortalı adedi 2022 yılının tamamında ise 1 milyon 9 bin 281 kişi artış gösterdi. Diğer bir deyişle TSS’de sigortalı adedi bu yıl da artmasına karşın, artışın 2022 yılının çok gerisinde kaldığı gözleniyor. Yüksek enflasyon nedeni ile bireylerin satın alma güçlerindeki azalmanın ve TSS poliçe primlerinde bu yılki yüzde 100’ün üzerindeki artışların, TSS’nin 2023’te ivme kaybetmesinde etkili olduğunu söylemek mümkün.
Tamamlayıcı sağlıkta sigortalı adedi 4 milyona dayandı
Yıl Sigortalı Adedi Teminat Adedi
2019 1.354.318 1.438.794
2020 1.606.879 2.031.711
2021 2.594.785 2.575.196
2022 3.604.066 3.552.957
2023* 3.964.729 3.022.833
*Ekim ayı itibarıyla.
Sigortacılar ve özel hastaneler Tamamlayıcı Sağlık’ta ne bekliyor?
- Kurumlar için ‘vergi teşviki’ getirilsin.
- ‘SUT fiyatları’ artırılsın.
- Sorunları çözmek için tüm tarafların yer alacağı bir komisyon kurulsun.
- Devlet özel hastanelerin yükünü azaltsın.
- Şehir hastaneleri de sistemde aktif olarak yer alsın.
TSS’de kamunun sağlayacağı teşvikler önemli
Türkiye Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tuba Buldu, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ve özel sağlık sigortacılığının gelişebilmesi için kamunun sağlayacağı teşviklerin önemine dikkat çekiyor. Kamu tarafından sağlanacak finansal teşviklerle özel sağlık sigortacılığının geliştirilmesi ve sigortalı sayılarının artırılmasının, kamu üzerindeki sağlık harcamaları yükünün azaltılması için de önemli olduğunu vurgulayan Buldu, “Genel sağlık sigortasının mali riskinin/yükünün paylaşılması ve kayıt dışı sağlık harcamalarının azaltılması için vergilendirme teşviki önemli” diyor. Buldu, genel ve tamamlayıcı sağlık sigortalarında eksiklikler olmasına karşın, toplumsal bilincin artmasıyla bu konuda önümüzdeki dönemde yukarıya doğru olumlu bir artış ivmesi yakalanacağı düşüncesinde. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Türkiye Sigorta için de çok önemli olduğunu belirten Buldu, “Bu konuda çok farklı alternatif paketler geliştirdik. Mikro ürünler ile ürün yelpazemizi çeşitlendiriyor, sağlık turizmini de destekliyoruz” diyor.
Özel hastanelerin sistemde devamlılığı sağlanmalı
Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Taylan Matkap, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) alanındaki belirsizliklerle ilgili en temel iki konunun, ‘medikal enflasyon’ ve ‘anlaşmalı sağlık kuruluşlarındaki daralma’ olduğunu söylüyor. Global ölçekte yaşanan enflasyonun, sağlık ve sigorta sektörünü de etkilediğini ifade eden Matkap, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Bu durum aynı zamanda özel sağlık kuruluşları ve sigorta şirketleri arasındaki paket anlaşmalarına da yansıyor. Özel hastanelerin sistemde devamlılığı da network ağının daralmaması ve sistemin işleyişi açısından hayati öneme sahip. Sektörümüz açısından ürün ve teminat çeşitliliğinin artırılması, anlaşmalı sağlık kurumları ağının genişletilmesi ve aynı zamanda sigortalıların bütçesine ve ihtiyacına göre ürünler sunulması giderek daha önemli hale geliyor. TSS’deki sorunların çözümü için sektördeki tüm oyunculara önemli görevler düşüyor. Sürdürülebilir ve dengeli fiyat politikaları, vergi teşviki, devletin özel hastanelerin yükünü azaltmaya yönelik atacağı adımlar gibi uygulamalara ek olarak özel hastanelerin sistemde devamlılığını sağlayacak çözümler sayesinde TSS’deki sorunların üstesinden gelinmesi mümkün olacak.”
TSS’de sorunun çözümünde devlete de görev düşüyor
Doğan Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selcen Gür, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ndaki (TSS) sorunların çözümünde devlete de görev düştüğü görüşünde. Kurumsal olarak TSS poliçesi yaptıran firmaların, bazı vergi avantajlarından ve/veya bir takım yasal indirimlerden faydalanması gerektiğini belirten Gür, “Böylece firmaların prim yükü hafiflerken daha çok poliçe üretimi sağlanır ve sistem işlemeye devam eder” diyor. TSS poliçesi ilk çıktığında anlaşmalı kurumlardaki hekimlerin neredeyse tamamının sigorta ile anlaşmasının olduğunu hatırlatan Gür, “Bu durumda sigortalıların sadece anlaşmalı kurum sorgulaması yapması yeterli oluyordu. Ekonomik koşullar ağırlaşınca, TSS anlaşmalı kurumlardaki hekimler TSS anlaşmasını kabul etmemeye başladı. Bu da sigortalıların hem anlaşmalı kurum hem de anlaşmalı hekim arayışına girmesine yol açtı. Hekim anlaşmalarının azalmaya devam etmesi, sektörde TSS’ ye duyulan ilgiyi azaltacak ve cazibe noktasından uzaklaştıracak. Bu konuda da sigorta şirketleri ve özel hastanelerin bir araya gelerek her iki iş ortağının ortak paydada buluşacağı bir karara varmaları gerekiyor” diye konuşuyor.
Sağlık Bakanlığı sorunların çözümü için komisyon oluşturmalı
Opinmed Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ender Günay, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda sorunların çözülmesi için Sağlık Bakanlığı’nın bir komisyon oluşturması gerektiği düşüncesinde. Bakanlığın, SGK SUT karar vericilerinin, SEDDK, sigorta şirketleri ve sağlık hizmet sunucuları temsilcilerinin yer aldığı bir komisyon oluşturması ve birlikte uyumlu hareket edilmesinin birçok sorunu çözeceğini dile getiren Günay, “Bu komisyon yıllık bütçe kısıt, uygulama hata ve eksiklerini hem kendi tarafı hem de diğer tarafları da anlayarak sağlıklı çözümler üretebilir” diyor. SUT fiyatlarının da artması gerektiğini vurgulayan Günay, “Tamamlayıcı sigortaların sağlıklı yaşaması ve büyümesi için esas belirleyici olan, kamu tarafında SUT fiyat ilke ve uygulamaları günümüz koşullarına uygun gerçeklikte ve öngörülebilir kurallar çerçevesinde düzenlenmeli. SUT fiyat ve uygulamalarının, zorunlu ekleme ve düzeltmeler hariç, yılda 1 en fazla 2 kez değişmesi, sigorta şirketleri ve sağlık hizmet sunucuları açısından çok önemli” diye konuşuyor.