2. Uluslararası Sigorta Fuarı’nın ilk gününde düzenlenen “Gelecekte Sürdürülebilir Sigortacılık” panelinde sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir bir sigorta sektörünün varlığına vurgu yapıldı. Dijitalleşmenin ve yeni teknolojilerin sektöre sağladığı katkıların aktarıldığı panelde sigorta sektörün insan unsuru olmadan ileriye taşınamayacağının da altı çizildi.
2. Uluslararası Sigorta Fuarı’nın ilk gününde düzenlenen “Gelecekte Sürdürülebilir Sigortacılık” panelinde sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konuları ile sektör ilişkisi ele alındı.
Moderatörlüğünü SEDDK Başkan Yardımcısı Dilek Sakallıoğlu’nun üstlendiği panele Magdeburger Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, Sompo Sigorta CEO’su Fahri Uğur, HDI Sigorta Genel Müdürü Firüzan İşcan ve Başkent Üniversitesi Sigortacılık ve Risk Yönetimi Bölümü’nden Prof.Dr. Erdem Kırkbeşoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Sigorta sektörünün sürdürülebilirliği için yapılması gerekenlerin tartışıldığı panelde dijitalleşme ve teknoloji kullanımının sektöre sağlayacağı faydalara da yer verildi.
Sigortacılığı sevdirmemiz gerekiyor
Sigorta sektörünün yaşamın devamı için önemine dikkat çeken Magdeburger Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, sigortacıların olmadığı bir dünyada yaşam olamayacağını belirterek “Biz canlıları ve varlıkları koruyan insanlarız. Sürdürmek için güçlü olmak lazım ama hala yeterince güçlü değiliz. Bu anlamda elbette bir çaba ve bu yönde yapılan çalışmalar var ancak sert bir sektör olduğumuzu düşünmüyorum. Penetrasyon oranı da bunu destekliyor zaten. Bunu arttırmamız lazım. Yeteri kadar güçlü olmayan oyuncuların bu sektörde yeri olmamalı. Vizyonu, sermayeyi ve organizasyonu iyi bir şekilde ortaya koymak lazım. Dünya değişiyor, iklimler değişiyor, riskler değişiyor. Bunların gerisinde kalmamak gerekiyor. Yüzde 58 zorunlu deprem sigortası oranı kabul edilebilir değil. Yüzde 42’nin peşine düşmemiz gerek. Sadece burada değil diğer tüm branşlarda sigortalılık oranını arttırmamız gerek. Bunun için de sigortayı daha çok sevdirmemiz, nitelikli çalışan sayısını arttırmamız, sigortayı doğru anlatmamız, doğru bilgi vermemiz gerekiyor. Bugün sigorta denildiğinde hala elektrik sigortası anlayan insanlar var. Bundan kurtulmalıyız. Bunun da yolu hem sektör tarafında hem de toplum tarafında eğitim vermek. Sigortacılığı sevdirecek ve yaygınlaşmasını sağlayacak suflör sigortacılara ihtiyacımız var. Belki sigortayı anlatacak sigorta evleri bile kurulabilir. Ne kendimizi ne de yaptığımız işi yeterince iyi anlatmıyoruz” dedi.
İnsansız teknoloji olmaz
Dijitalleşmeyle ilgili görüşlerini paylaşan Hancıoğlu, pandeminin dijitalleşme sürecine hız kattığını ve teknolojiye uzak insanları bile teknolojiye yakınlaştırdığını söyleyerek “Dijitalleşme iş süreçlerinde, veri yönetimi ve raporlamada gerekli ve verimlilik açısından son derece önemli ancak son noktada insana ihtiyacımız var. Çünkü aksiyonu insanla alıyor, teması insanla yapıyoruz. Bugün geldiğimiz dünyada ne kadar dijitalize olursak olalım uzmanlık gerektiren alanlarda insanı aradan çıkaramazsınız. Aracıyı, acenteyi aradan çıkaramazsanız ve çıkaramayacaksınız da. Karar anında insana ihtiyacımız var” diye konuştu.
Var olan riskleri yönetmek için stratejiler geliştirmeliyiz
Sektörün sürdürülebilirliğinde finansal okuryazarlık ve risk yönetiminin önemine vurgu yapan HDI Sigorta Genel Müdürü Firüzan İşcan, “Toplumda eğitim almış, hayatın içerisinde olan, meslek sahibi ve toplumu bir yerden bir yere götürmeye çalışan kitleler dahi finansal okuryazarlık ve risk konularından uzaktalar. Bir diğer konu dinamik hayatın getirisi olan değişen müşteriler ve değişen ihtiyaçlar. Müşteriler artık hem hasarını takip etmek hem de alım gücüyle orantılı sade bir paket istiyor. Bizlerin var olan riskleri yönetmek için stratejiler ve değişen ihtiyaçlar için ürünler geliştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Acente doğru konumlandığında gücünü koruyacaktır
Dijitalleşmenin giderek arttığının altını çizen İşcan, “Biz de işlerimizde teknolojiyi her geçen gün daha fazla kullanıyoruz. Bunu yaparken de aslında verimliliği arttırmak istiyoruz. Acentelerin satışa zaman ayırabilmesi için operasyonda geçen vaktini azaltması gerekiyor. Teknoloji arttıkça üretilen veri de artıyor. Biz veriyi daha önce neyin basıl olduğunu bulmak için kullanıyorduk. Önümüzdeki dönemde olacakları tahmin etmek, sonuçlarının ne olacağını bilmek zorundayız. Bu anlamda da sektördeki tüm şirketler çalışmalar yapıyor. Bu sayede de doğru riske doğru fiyat vermemiz mümkün olacak. Dünyaya baktığımızda da dijital satış oranları yüzde 6 ve 8’lerde. Çünkü hala karmaşık konularda yardım isteyen insanlar var. Bu noktada sigorta riskini yönetmek için müşterisine yol gösteren, onları doğru ürünlerle buluşturan acenteler öne çıkıyor. Diğer tarafta konu en uygun fiyatlı ürün bulmaksa bunu makine zaten yapabiliyor. Acente müşterisine yakın durdukça müşterisinin ihtiyaçlarını zamanında öngördükçe, satış öncesinde, satış anında ve satış sonrasında şirketi ile birlikte en iyi deneyimi sundukça istediği her ortamda rekabete girebilir. Önemli olan vazgeçilmez olmak ve mükemmel deneyimi sunmak. Acente burada kendini doğru konumlandırdığında dijital kanallar karşısında da gücünü koruyacaktır. ChatGPT, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojileri hasarın olmasını engellemek ya da olası bir hasarı öngörmek için daha fazla kullanacağız. Aynı zamanda hem araçlarda hem de sağlık tarafında daha iyi veri toplamak üzere yeni teknolojilerde yararlanmaya devam edeceğiz. Sigortacılık bir zanaat ve zanaatımızı geliştirmek için bunlardan faydalanacağız” diye konuştu.
Yetenekleri sektöre çekmemiz gerekiyor
Sektörün yetenekleri çekme konusunda sıkıntı yaşadığına da değinen İşcan, “Bunun için bir yol bulmalıyız. Sektörün karşı karşıya olduğu sorunları çözebilmek adına yeterli insan kaynağına sahip değiliz. Sigortacılar olarak proaktif olmamız gerekiyor. Bunun için de el birliğiyle eğitim kurumlarımıza destek olarak, şirketlerimizde daha fazla staja ya da daha fazla gelişmek isteyen arkadaşlara yer vererek ilerleyebiliriz” dedi.
Doğa olayların maliyet artışlarına çözüm getirilmeli
Sigorta sektörünün iklim değişikliği ve bununla birlikte gelişen doğa olaylarının frekans ve maliyet artışlarına çözüm getirmesi gerektiğini söyleyen Sompo Sigorta CEO’su Fahri Uğur, “Bunu da ancak tüm paydaşlar bir araya gelerek yapabiliriz. Hem müşterilerimiz hem de regülatörümüz bu anlamda bize destek verirse bu konuyu çözebiliriz. Bu anlamda da gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Sektör olarak elimizi taşın altına koymalı ve yapılacakları yerine getirmeliyiz. Sompo Sigorta olarak biz uzun vadeli bir bakış açısı geliştiriyoruz. Özellikle iklim değişikliğine katkı sunacağımız her alanda pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Müşterileri bu konularda bilgilendirerek risk yönetimin etkin olarak kullanılmasını sağlayıp kayıpların minimize edilmesi için çaba sarf ediyoruz. Acentelerimizin ve müşterilerimizin eğitimine de çok önem veriyoruz. 5 yıl önce yaptığımız ‘Yeryüzüne Saygı’ programı ile güzel başarılara imza attık. Sigortalılarımıza sigortanın, sigorta penetrasyonunun önemini anlattık” açıklamalarında bulundu.
Acenteler olmadan sektörün sürdürülebilirliği mümkün değil
Uğur, acenteler olmadan sigorta sektörünün sürdürülebilirliği ve geleceğinin olmayacağının altını çizerek “Diğer tarafta teknoloji inanılmaz boyutlara ulaştı ve iş süreçlerinde çok çeşitli faydalar sağlıyor. Bizler de sigorta sektöründe hizmet tarafında teknolojiyi kullanarak daha fazla insana ulaşacağız” dedi.
Dijitalleşme acente fonksiyonunu ortadan kaldırmayacak
Dünyada dijitalleşme tarafındaki gelişmelerden bahseden Prof.Dr. Erdem Kırkbeşoğlu, son dönemde yapılan bilimsel çalışmalarda dijitalleşmenin acente fonksiyonunu ortadan kaldıracağına dair bir hipotez bulunmadığını aktararak “Sektör dijitalleşme alanında dünyanın gerisinde değil. Gelişmiş sigorta ekonomilerinde de zaten her şeyin dijitalleştiği bir yapı yok. Biz de onları takip ediyoruz. Dijitalleşmeyle ve sigorta sektörü ile ilgili iki nokta var. Bunlardan biri operasyonel süreçler. Fiyatlama bunların içerisinde en önemlisi ve aslında burada kişiye özel fiyatlama öne çıkıyor. Robot danışmanlar, çağrı merkezlerinin dijitalleşmesi ve dijital poliçeler de gelecekte pazarlama sürecinin bir parçası olacak gibi duruyor. İkinci boyutu ise yeni ürünler ve yeni iş sistemleri. Siber sigortalarda gelecekte çok önemli bir pazar payı olacağı söyleniyor. Kişiselleştirilmiş fiyatlama gibi gruplara özel sigortalar da gündemde. Paylaşım ekonomisi içinde yer alan Uber, Airbnb gibi platormlar için de yeni ürünler geliştirilmesi söz konusu. Tüm bunlar da acenteler ve aracılar için yeni fırsat alanları olarak görülüyor” diye konuştu.
Sigorta Ekranı: