22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

“Sorunlu şirketler yüzünden kimseyi mağdur etmeyeceğiz”

Trafik sigortasında tavan fiyat uygulaması sonrasında üç, dört sigorta şirketinin Sigorta Denetleme Kurulu ve Rekabet Kurumu tarafından denetlendiğini söyleyen Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Şerif Çakırsoy, bu sorunlar yüzünden ne dağıtım kanallarının ne de tüketicilerin mağdur olmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.

SİGORTAMEDYA ÖZEL

Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu’nun (TÜSAF) 6. Olağan Genel Kurulu, bugün (26 Mayıs) Ankara DSİ Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Kuruldan önce, sigorta sektörünün zirvesindeki isimleri buluşturan, “Sigorta Acentelerinin Geleceği ve Sektör Sorunları” başlıklı toplantı ise tüm dikkatleri çekti. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. N. Şerif Çakırsoy, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) yeni Başkanı ve Eureko Sigorta Genel Müdürü Can Akın Çağlar, TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu ve TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi’yi ilk kez buluşturan toplantıda sektör gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulunuldu.

Murat Büyükçelebi’nin moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda konuşmasına trafik sigortasında tavan fiyat uygulaması ile ilgili açıklık getirerek başlayan Dr. Şerif Çakırsoy, uygulama kapsamında ellerindeki verilerle mümkün olduğunca alt kırılımları da kullanarak bir sayısal model oluşturduklarını ve bu konudaki sayısal tabanlı, somut, görüş, eleştiri ve önerilere açık olduklarını ifade etti.

Repütasyon kaybı sürerse serbest tarifeye geçiş zor

tusaf genel kurul

Şu anda trafik sigortasında gelişmeler sonrası üç, dört sigorta şirketinin Sigorta Denetleme Kurulu ve Rekabet Kurumu’nun denetiminde olduğunu belirten Çakırsoy, denetimler sonrası gerekeni yapacaklarını kaydetti. Çakırsoy, sorunlu şirketler yüzünden ne sektörün kılcal damarı olarak nitelendirdiği acentelerin ne de tüketicilerin mağdur olmasına müsaade etmeyecekleri konusunda kararlı olduklarını söyledi. Çakırsoy, repütasyon kaybının sürmesi halinde, yıl sonunda beklenildiği gibi serbest tarifeye geçilemeyeceği konusunda da uyardı. Çakırsoy, “Bazı şirketler tepkilerini sayısal veriler sunmak yerine acenteler üzerinden dile getirmeye çalışıyor. Ben de o zaman yine değerli acentelerimiz üzerinden bu mesajı ilgili kişilere iletmiş olayım” dedi.

Böyle giderse havuz modeli gelir

Son dönemde sigorta şirketlerinin ayakta yolcu taşıyan minibüs, taşımayan minibüs, özel-tüzel ayrımı gibi taleplerde bulunduğunu söyleyen Çakırsoy, bu kırılımların erişebildikleri verilerde mevcut olmadığını belirterek, “Bunu talep eden şirketler veya Birlik bunları konsolide ederek önümüze koyarsa istişare ederiz. Ama afaki bir şey yapamayız” ifadelerini kullandı.

Kişisel olarak kamunun doğrudan müdahale edeceği bir sektörü tercih etmediğinin altını çizen Çakırsoy, “Sektörü etkileyen bazı unsurlar böyle davranırlarsa bu iş serbest tarifeye değil, bir şekilde kanunun müdahil olacağı ve bu müdahalenin kalıcı olacağı havuz modeline gider. Gönül ister ki her sektör, kendi fiyatlamasını kendi yapsın. Ama bunu yaparken de kaba tabirle, vahşi kapitalizme müsaade edilmez” şeklinde konuştu.

Genel şartlar çalışması hazır

Kanundaki bazı düzenlemelerin trafik sigortası genel şartlarına bırakıldığını hatırlatan Çakırsoy, destekten yoksunluk, değer kaybı, geçici iş göremezlik ve eş değer parça konularında düzenlemelerin hemen hemen hazır olduğunu söyledi. Konuyla ilgili seçim sürecini beklediklerini açıklayan Çakırsoy, “Genel şartlar çalışmasını hemen değerlendirecek durumdayız” dedi.

Çakırsoy, yeni dönemin en önemli konusunun ise kamu ile ilişkileri yönetmek olduğunu açıkladı. “Satılan poliçe kağıt parçası değil, değerli bir şey” diyen Çakırsoy, fiyatı makul düzeyde tutmak kaydıyla tüketiciye ne alındığının, ne verildiğinin, hangi risklerin transfer edildiğinin sunulması gerektiğini söyledi.

Acentelere her türlü desteği vermeye hazırız

Dr. Şerif Çakırsoy, toplantıda Müsteşarlık olarak acentelere ellerini kuvvetlendirecek faaliyet alanı gelişimi, dijitalleşme, çapraz satış gibi her türlü desteği vermeye hazır olduklarına vurgu yaptı. Sigortacılık Kanunu ile acentelerin meslek teşekkülü ile ilgili bazı yetkilerin kendilerine devredildiğini belirten Çakırsoy, mesleğin bazı kurallarına çok karışmak taraftarı olmadıklarını da dile getirdi.

Bugüne kadar acentelik sözleşmeleriyle ilgili bazı hükümler getirdiklerini ve trafik sigortalarında yüzde 10 asgari komisyon belirlediklerini ifade eden Çakırsoy, “Asgari komisyonla ilgili olarak, ‘Yüzde 17’yi, yüzde 12’yi yüzde 10’a düşürdünüz’ diyenler oluyor. Ancak sayısal modelde çıktılarımız böyle. Bu konudaki itirazlarınız sayısal olmak kaydıyla değerlendirilebilir” dedi.

“Dağıtım kanalları birbirleriyle uğraşmak yerine herkes kendi alanında derinleşmeli” diyen Çakırsoy, her dağıtım kanalının ayrı bir alanı olduğuna vurgu yaparak acentelerin bankaları rakip olarak görmesine gerek olmadığının altını çizdi. Çakırsoy, şöyle konuştu: “Bizden bankalarla iş birliklerinin geliştirilmesi alanında destek isterseniz bunu verelim. Katılım sigortacılığı ya da başka alanlarda şu hamleleri yapmaya talibiz derseniz Müsteşarlıktan, sektörden Birlikten şunları istiyoruz derseniz her türlü desteği vermeye hazırız.”

Çağlar: Acenteler, Birlik bünyesinde temsil edilmeli

TSB Başkanı Can Akın Çağlar, sektörün en önemli parçasının acenteler olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Çağlar, şunları ifade etti: “Bizleri sokakta temsil eden en önemli iş ortaklarımız olmanız sebebiyle sektörümüzün temsilcileri olan acentelerimizin sorunları birlikte konuşulmalı. Bundan sonra Birlik bünyesinde sizlerin temsil edilmesi ve sektörün sorunlarının tartışıldığı ortama sizlerin de katılmanız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

tusaf 26 05 2017 b

Başkanlığı döneminde Birlik bünyesinde acentelerin sorunlarının konuşulduğu bir ortam hazırlamak için gayret sarf edeceğini dile getiren Çağlar, acentelere “Sizler varsanız, biz de varız” diye seslendi.

Kamunun yaşadığı sıkıntıları hissetmek gerektiğini söyleyen Çağlar, “Kamuya sorunları sizler ayrı, bizler ayrı iletiyoruz. Kamuyu bu konuda çok yorduğumuzu düşünüyorum. Ben kamunun hangi sorunların altında ezildiğini, kamuyla nasıl konuşulması gerektiğini bilen biriyim. Sorunlarımızı birliktelikle kamuya aktaralım. Bu yüzden bu toplantıları çok önemsiyorum. Eğer uygun görürseniz bu tarz toplantıları çok daha sık yapalım. Ortak çalışma toplantıları yapmak isteriz. Sizin sorununuz, bizim sorunumuz diye bir sorun yok. Eğer biz kazanıyorsak siz kazanıyorsunuz, siz kazanıyorsanız biz kazanıyoruz” diye konuştu.

Trafik ve kaskoya sıkışılmamalı, çapraz satış yapılmalı

Türkiye’deki 10 bin 533 acentenin 1 milyon liranın altında, 7 bin 672 acentenin de 500 bin liranın altında prim ürettiğini açıklayan Çağlar, bu prim üretimiyle evini geçindirebilen acentelerin gerçekten takdire şayan işler yaptığını belitti. Çağlar, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de kişi başı prim üretimi 142 dolarken bu Avrupa’da 1.634’tür. Gelin hep beraber sektörü büyütelim. Bugün 500 bin lira ya da 1 milyon lira prim üreterek ne sizler kalıcı olabilirsiniz ne çocuklarınızın geleceğini burada görebilirsiniz ne de bizler bu karlılıkla daha fazla yatırım yapabilecek noktaya gelebiliriz. Türkiye’deki toplam prim üretimi GSMH’nın ancak yüzde 1.5’i olabilir. Avrupa ölçeğine baktığımızda yüzde 6’larda olduğunu görüyoruz. Sektörümüzü Avrupa ölçeğine getirmek sadece sizlerin yükü olmamalı. Bu sorumluluğu sektör olarak üstlenmeliyiz.” Acentelerin trafik ve kasko sigortaları arasına sıkıştığını ifade eden Çağlar, acentelerin çapraz satışa yönelmesi gerektiğini kaydederek, sektör hakkında tüketiciyi bilgilendirmede en önemli görevin acentelere düştüğünü vurguladı.

Dijitalleşmeden çekinmeyin

Acentelere dijitale sıcak bakmaları gerektiğini söyleyen Çağlar, “Artık hayatımıza dijitalleşme girdi. Bundan asla çekinmememiz gerekiyor. Köşedeki lokanta bile artık dijitalden sipariş alıyor. Bizler ve sizler de bu dijitalleşme sürecine mutlaka uyum sağlamalıyız” dedi.

Eroğlu: Acenteler bizi, biz acenteleri anlamalıyız

TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, acentelere “Sektör olarak biz sizi anlamalıyız, siz de bizi anlamalısınız” dedi. Eroğlu konuşmasının başında sigorta sektöründe faaliyet gösteren şirket sayısı, prim üretimi hakkında bilgi verdi.

Sigortacılığın her zaman penetrasyon oranının üzerinde büyüyen bir sektör olduğunu ifade eden Eroğlu,  “Yani reel olarak büyüyoruz. 2017’ye trafikteki prim düşüşüne rağmen iyi başladık.  Yüzde 16’lık bir büyümeyle 13 milyar liralık prim üretimine ulaştık. Endüstri büyüdüğü için bilanço toplamımız da büyüyor. Şu anda aktif büyüklüğümüz 127 milyar liraya geldi” dedi.

Türkiye’ye yabancı sermayenin doğrudan 49 milyar dolar yatırım yaptığını açıklayan Eroğlu, yabancı sermayenin ülkemize gelmesinin önemli olduğunun altını çizerek, bu yatırımın 8 milyar dolarının sigorta sektörüne yapıldığını belirtti.

“Bu sektör acentelerin desteği ile büyüyor”

Hayat dışı branşının dinamosunun acenteler olduğunu belirten Eroğlu, şöyle konuştu: “16 bin acente hayat dışı üretimin yüzde 60-70’ini karşılıyor. Endüstrimize sağladığınız katkılardan dolayı tüm acentelerimize teşekkür ediyorum. Bu sektör sizlerin desteği ile büyüyor ve sizlerin desteği ile büyümeye devam edecek.”

Trafik sigortasının tüm dünyada zarar eden bir branş olduğunu söyleyen Eroğlu, “2015’e kadar toplam 10 yılda ülkemizde 7 milyar TL bir zarar oluştu. Bu zararı sigorta şirketleri karşıladı. Trafik poliçesi 18 milyon haneye giriyor. Dolayısıyla buradaki olumsuz bir durum sektör için kötü itibar oluşturuyor, imajını bozuyor. Trafik poliçesini ucuza verme niyetindeydik, ama fiyatları artırmak durumunda kaldık. Çünkü temel ve yapısal sorunlarımız vardı. Kanunda bazı değişikliklere ihtiyacımız oldu. Bunları Hazine Müsteşarlığının desteği ile kanunda değişiklik yapılmasını talep ederek çözdük. Fakat bedeni hasarların toplam hasar içerisindeki payının yükselmesinden dolayı şirketler zarar etmeye başlamıştı.  Bu nedenle ucuz prim uygulamasını artık sürdüremez hale geldik” açıklamasında bulundu.

“Serbest tarifeyi destekliyoruz”

350 liralık trafik priminden sonra birden 850 lira prim ödemeye başlayan bir müşterinin bu zammı anlamasını beklemediklerini ifade eden Eroğlu, eğer bu prim artışı birden yapılmasaydı belki vatandaşın tepkisini de bu kadar çekmeyeceklerini belirtti.

Sektörün imajını düzeltmek için ellerinden geleni yaptıklarını ama tüketiciye bunu anlatamadıklarını açıklayan Eroğlu, “Sektör olarak bir şeyi eksik yapıyoruz. Trafik ve kasko poliçesinin ayrımını tüketiciye anlatamıyoruz. Sigortasızken insanın başına ne gelebileceğini anlatalım. Bunları anlatamıyoruz. Bunun için tüketiciyle daha etkin iletişimler kurmalıyız. Tüketici trafik sigortası için 800-900 lirayı çok görüyor, ama aldığı poliçe belki onun hayatını kurtaracak. Sürücülere sigortanın neleri kapsadığını anlatmamız gerekiyor” dedi.

Trafik sigortasında serbest tarifeyi desteklediklerini belirten Eroğlu, kişi temelli poliçe ve telematik sistemi üzerinde çalışıldığını da sözlerine ekledi.

 

3 YORUMLAR

  1. 12/04/2017 TARİHİNDEN İTİBAREN FİYATLARIN DÖŞMESİYE BERABER ŞİRKETLERİN POLİÇE KESMEMESİNİN NE NEDENİ OLABİRKİ ACENTE OLARAK MAĞDURUZ BİRAN ÖNCE ŞİRKETLERİN ALT YAPILARINI DÜZELTİLMESİNİ RİCA EDERİM

  2. Artık, Trafik sigortasında gelinen bu noktadan eskiye dönüş olamaz. Yeni bir sisteme geçiş olmalı. İki alternatiften biri DASK tarzı bir havuz (ki tercih etmem), diğeri ise trafik sigortasının araçlarla bağının kopartılarak sürücülere yapılmasıdır. Sigortanın adı sorumluluk sigortası. Yani, kusura dayalı bir sigortada kazaların %89 ‘unda sürücünün kusuru varken, araçları suçlamaya devam etmek gerçekçilikten uzaktır.

    Trafikte 21 milyon araca karşılık 28 milyon sürücü olduğu dikkate alındığında, toplam hasarı daha fazla sayıda poliçeye paylaştırmak ve böylece daha iyi bir dağılım ve ortalama primde %25’lik bir rahatlama sağlamak mümkündür.

    Ayrıca poliçe primleri kişilerin kendi bütçelerini doğrudan etkileyeceği için, şirket aracı, kiralık araç vb kullanımlarında dikkatli kullanım artacak ve trafik kazalarında orta ve uzun vadede belirgin bir azalma sağlanabilecektir. Bu azalmanın yaratacağı ekonomik kazanç, kamu otoritesinin sistem geçişinde karşılaşacağı maliyetin finansmanında kullanılabilir.

    (Trafik kazalarında Kusur dağılımında 2. sırada %8 ile yayalar, 3. sırada yol şartları yer alıyor. Araç kusuru ise %0,5’lik oranla son sırada http://www.trafik.gov.tr/SiteAssets/istatistik/2016.pdf )
    2013 yılında Sigortacılık haftasında Ankara’da 1. Sigorta ve Aktüerya kongresinde konu ile ilgili gerçekleştirdiğim, detayları içeren sunum için temas kurabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER