Ünlü pop-rock sanatçısı Murat Evgin, “Üniversite sonrası sinema eğitimi için gittiğim New York Üniversitesi’nde hocamız, çekim yapacağımız mekânın sigortalanması gerektiğinden bahsederdi. O zamanlar anlamazdım. Ama yıllar geçtikçe sigortanın önemini kavradım. Şimdi sigortaya ayrılan bütçeyi gereksiz görmüyorum” diyor.
EDİP OZAN ÜÇOK / HAYATIMIZ SİGORTALI
Lisedeyken babası Erol Evgin’e besteler veren, 21 yaşında ilk albümünü yayınlayan Murat Evgin, 20 yıldır müzik piyasasının içinde. En son 2016 yılında “Kaderimsin” isimli bir albüm çıkaran Murat Evgin, şu sıralar Amerika’daki Netflix kanalında yayınlanan “Myths & Monsters” isimli ünlü bir dizinin müziklerinde imzası var. Ayrıca, yaptığı dizi müzikleri sayesinde şöhreti Avrupa’ya da ulaşmış durumda. İspanya’da düzenlenen “Conecta Fiction” Uluslararası Televizyon Festivali’ne konuşmacı olarak katılan Evgin, Fransa’nın en önemli dizi festivali “Série Series’e” de konser verdi. Biz de hem müzikal çalışmalarını konuşmak hem de sigortalar hakkında görüşlerini almak üzere Murat Evgin’in kapısını çaldık. Evgin, yıllar geçip olgunlaştıkça sigortaya olan bağlılığının arttığını, sigortaya ayrılan bütçeyi gereksiz görmediğini söylüyor.
Meslek birlikleri sanatçıyı bilinçlendiriyor
Murat Evgin’in ilk kez sigorta terimiyle karşılaşması, üniversite sonrası sinema eğitimi almak için gittiği New York Üniversitesi yıllarına dayanıyor. “Eğitimim sırasında hocamız, herhangi bir yangına veya felâkete karşı çekim yapacağımız mekânın sigortalanması gerektiğinden bahsederdi ama birşey anlamazdım” diyen Evgin, ancak yıllar içinde sigortaların önemini kavradığını, sigortayı insanı garantiye alan, olabilecek tehlikelere karşı insanın içini rahatlatan çok önemli bir detay olarak gördüğünü belirtiyor. Özellikle sağlık sigortalarını çok önemsediğini belirten Evgin, müzik camiasından da yakın arkadaşları arasında rahatsızlanıp sigortaya ihtiyaç duyan çok kişi olduğunu bildiğinden, kendi özel sağlık poliçelerini de yaptırdığını ve zamanında yenilemeyi ihmal etmediğini söylüyor. Evgin, “Sanatçıları, sigortalar konusunda bilinçlendirmek adına meslek birliklerinin varlığı çok önemli” diyor.
BES can simidi oldu
Sanatçıların gençken kazandıklarını ellerinde tutamadıkları için yaşları ilerlediğinde huzurevlerine düştüğünü televizyondan görür, izleriz. Bu yüzden yaşlılığını düşünerek kendi birikimlerini nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Evgin, özellikle kazandıkları parayı elde tutamayan kişiler için 2003’te ortaya çıkan Bireysel Emeklilik Sistemi’nin can simidi olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Ben de birikimlerimi BES’te değerlendiriyorum ama şu da bir gerçek ki; biz sanatçılar para konularını pek de bilmeyen (İstisnalar kaideyi bozmaz) elindeki parayı tutamayan, daha çok yaşamayı ve harcamayı seven insanlar olarak nam salmışız. Bu yüzden sanatçı arkadaşlarıma, birikimlerini daha akıllıca değerlendirmelerini ve sigortalar konusunda da daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum.”
Ulusal olmadan uluslararası olunmaz
Müziğini “Türk gibi rock” olarak tanımladığını ifade eden Evgin, “En başından beri kendi topraklarımızın müziğini yapmak için yola çıktım, ulusal olmadan uluslararası olunamayacağını düşünenlerdenim. Her ülke kendi enstrümanları ve ritimlerini kullanarak dünyada bir başarı sağlar. Biz Türk’ler ise hep başkaları gibi müzik yapmaya özenmişiz maalesef. Oysa kendi müziğimize ve sazlarımıza dönüp, bu unsurlarla dünyayı etkilememiz daha özgün olur. Avrupa ve Amerika’da tanınmamda ve başarılı olmamda kendi enstrümanlarımızı kullanmamın etkisi oldu diye düşünüyorum” diyor.
Doğayı hoyratça kullanıyoruz
Özellikle geçen yıl, iklim değişikliklerinden dolayı yaşanan felaketler hepimizin malumu… İstanbul’daki dolu ve Antalya’daki hortum faciası Murat Evgin’in de dikkatini çekmiş. “Gerçekten doğayı hoyratça kullanıyoruz” diyen Evgin, sözlerine şöyle sürdürdü: “Doğa sanki ‘Artık yeter!’ der gibi bize ikazlar yolluyor fakat biz de hala ‘dere yatağına yaptığımız evi nasıl su basıyor?’ diye şaşırıyoruz. Önce üzerimize düşeni doğru yapacağız sonra da tehlikeleri göz önünde bulundurarak ve sigorta yaptırarak onları güvence altına alacağız.”
Netflix Amerika’da müzikleri yayınlanan ilk Türk bestecisi
Şimdiye kadar birçok dizi müziğine imza atan sanatçı Murat Evgin’in bu serüveni 2004’te “Sahra” dizisi ile başladı. Evgin’in dizi müziği yolculuğu, “Acemi Cadı”, “Arka Sokaklar”, “Filinta”, “Bizim Okul”, “Umut Yolcuları” dizileri ve şu anda Latin Amerika’da da reyting rekorları kıran “Elif” dizisi ile devam ediyor. Bu yıl da İngiltere’de yayına girecek “The Stuarts” isimli dizi-belgeselin müziklerini hazırlamakla meşgul olan ünlü sanatçı, geçen yıl 23 Aralık’ta Netflix Amerika, Kanada ve İngiltere’de yayına giren “Myths&Monsters” dizisinin müziklerini de bestelemişti. Netflix Amerika’da müzikleri yayınlanan ilk Türk besteci olan Murat Evgin, dizi için şiirsel tarzda müzikler besteledi. Ayrıca, İspanya’da düzenlenen Conecta Fiction Uluslararası Televizyon Festivali’ne konuşmacı olarak katılan Evgin, Fransa’nın en önemli dizi festivali Série Series’e de konser verdi.
Bir haftada 3 klip
Son albümü “Kaderimsin” i iki sene önce çıkaran Evgin, albümlerinin hep uzun soluklu olduğunu, daha geçen ay bir haftada üç şarkısına klip çektiğini belirtiyor. “Kaderimsin” de yer alan “Mucizemsin” ve “Seni Sordum” bestelerine klip çeken Evgin, “Elif” dizisiyle ünlenen “Allahım Sana Sığındım” şarkısına da klip çekmiş ve şu anda bu 3 şarkı da müzik kanallarında dönüyor. Hem dizi hem de film müziği çalışmalarından dolayı şarkıcılık kariyerinin biraz gecikmeler yaşadığını ifade eden Evgin, klip çalışmaları için şunları söyledi: “ Allah’ım Sana Sığındım klibi için ülkemizin gizli bir cenneti olan Ardahan’daki Çıldır Gölü’ne gittik. Rüya gibi bir yer, sanki Alaska’daydık. Nihan Akın ile Çıldır’da bir klip çektik. Orada başta Belediye başkanımız Yakup Bey olmak üzere herkes bize çok yardımcı oldu, samimi bir sevgi ile karşılandık. ‘Mucizemsin’ klibinde ise Brezilya’lı manken Tamires ile İstanbul’da Fuat Paşa Oteli’nde bir klip çekimimiz oldu.”