Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, ‘Denizcilikte Dijitalleşme’ konulu panelde yaptığı konuşmada “Tüm sigorta şartlarının değiştirilmesi ve kuralların tekrar yazılması gerekecek” dedi.
SİGORTAMEDYA
Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesi iş birliği ile ‘Denizcilikte Dijitalleşme’ konulu panel düzenlendi. Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker panelde yaptığı konuşmada, “Olası bir makine hadisesi, personel kusuru teminatına girmez ise sigortacı hasar ödemekte güçlük çekecektir. Bu da tüm sigorta şartlarının değiştirilmesine ve kuralların tekrar yazılmasına neden olacaktır” dedi.
İTÜ Denizcilik Fakültesi Tuzla Kampüsü Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde Teker, konuşmasına IMO perspektifini anlatarak başladı. “Maritime Safety Komitesi ‘Maritime Autonomous Surface Ship’ (MASS) düzenlemesini yeni bir çalışma olarak ajandasına eklemiş bulunmaktadır” diyen Teker şunları söyledi: Bu çalışma grubunun amacı bu tip gemilerde güvenli ve çevreye duyarlı bir operasyon standardı oluşturulmasını sağlamaya çalışmaktır. Komitenin çalışma esnasında altını çizdiği hususlar; IMO’ nun bu konuda lider ve aktif bir rol alması. IMO’ nun kapsam belirleme karmaşıklığı ile baş etmesi gerekmektedir.”
Bu işlemler gerçekleştirilirken yapılması gerekenler listesini de veren Teker, “İnsan faktörünün ve hukuki durumun düşünülmesi gerekmektedir. Örneğin meydana gelebilecek kazalar ve akabindeki olaylar silsilesinin sorumluluk zincirinin ne olacağının düzenlenmesi, MASS tanımının doğru bir şekilde yapılması ve farklı otomasyon seviyelerini belirlemek gerekmektedir” diye konuştu.
Ortak paydada buluşmak
“Denizcilikteki dijitalleşmenin gelişimiyle ilgili kurallar oluşturulması şüphesiz bir ihtiyaçtan doğmaktadır” vurgusu yapan Teker, konuşmasını şöyle sürdürdü: Teknolojideki hızlı gelişimle kuralların uyumlu olması birbiri ile paralel gitmesi gereken hususlardır. Bu gelişimi sağlamak için öncelikle gelişimin tanımının herkesin ortak paydada buluşacağı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Sigortacılar, hukukçular, gemi kiracıları, tersaneler, yük sahipleri ve diğer tüm paydaşların aynı ortak paydada buluşmaları gerekmektedir. Özellikle insan gücü ile yürütülmeyen gemi ekipmanları ve makineler sadece muhtemel kaza ve kırılma riskleri perspektifinden değil rutin bakım tutum perspektifinden de ele alınmalıdır. Gemilerin MASS olması durumunda önümüze gelecek önemli hususlardan bir tanesi çatışmadan kaçınma ile ilgili kurallar hakkında olacaktır.”
“Güncellenme ihtiyacı var”
Teker, “Mevcut COLREG 72 kurallarıyla düzenlenen kurallar bu muazzam teknolojik gelişimi öngörmemekte olup, muhakkak güncellenme ihtiyacı vardır. Gemi adamlarının yeterlilikleri 1978 tarihli STCW konvensiyonu ve bağlı eklentiler ile düzenlenmektedir. Gemi personelsiz veya uzaktan kumandalı olsa dahi bu yeterlilikler aranmaya devam edilmelidir. Hatta başta çevre ve güvenlik standartları olmak üzere ilave yeterlilikler de istenmelidir. Kazalar ve acil durum MASS standardındaki gemilerde de muhakkak oluşacaktır. Makine hasarları, karaya oturma, çatışma, yangın ambara su girmesi, yük ile ilgili türlü hadiseler oluşacaktır. Bu gibi hususlar MASS gemilerde mutlaka düşünülmeli ve önlemleri alınmaya çalışılmalıdır. Gemilerin sefer maliyetleri oluşacak rekabet şartlarını da doğrudan etkileyen unsurlardan olacaktır. Fakat maliyet her zaman tüm bütünü etkilememelidir. Yapılacak düzenlemeler ile denizciliğin standardizasyonu sağlanarak maliyet ekonomisi ve rekabet şartları da gözetilmelidir” diye konuştu.
Sigorta ve Hukuk Perspektifi
Denizcilikteki dijitalleşmeyi ‘Sigorta ve Hukuk Perspektifi’ açısından da anlatan Teker, konuşmasını şöyle tamamladı: “Şu aşamada sigortacılar ve hukukçular Dünya Denizcilik Örgütünün aksiyonlarını yakından takip etmektedir. Durum sanıldığından karmaşık olabilir. Örnek vermek gerekirse sadece Türk Ticaret Kanununda 163 kez ‘Gemi Kaptanı’ ibaresi geçmektedir. Sigorta hasarlarının yarısından çoğunu armatörler ‘personel kusuru’ teminatı altından tahsil etmektedirler. Olası bir makine hadisesi personel kusuru teminatına girmez ise sigortacı hasar ödemekte güçlük çekecektir. Bu da tüm sigorta şartlarının değiştirilmesine ve kuralların tekrar yazılmasına neden olacaktır.”
