Avukat Özlem Hökenek, alternatif uyuşmazlık çözüm yolarının geliştiğini belirterek, sigortacılıkta arabuluculuk formülünün nasıl işleyeceğini açıkladı. Hökenek, “Arabulucular ne iş yapacak?, Ücret ve masrafları kim karşılayacak?, hak sahibi ne zaman arabulucuya gider?, Arabuluculuk faaliyeti ne zaman sona erer?” gibi soruların yanıtlarını Hayatımız Sigortalı dergisindeki köşe yazısında paylaştı.
Türk hukuku alternatif uyuşmazlık çözüm yolları zaman geçtikçe gelişmektedir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının gelişmesi ve pozitif hukuk içinde yaygınlaşması, mahkemelerin yükünü hafifletecektir.
Günümüzde dostane yollarla uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan yöntem arabuluculuktur. Arabulucu ise sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan tarafsız üçüncü kişi olarak tanımlanmıştır.
Sigortacılığa gelirsek; yargılama süreçlerinin kısaltılması için alternatif çözüm yollarına ilk olarak Sigorta Tahkim Komisyonu kurularak başlanmıştır. İlk yıllarda verilen kararlar ve süreçler ile ilgili sıkıntılar çıkmış olsa da zamanla Sigorta Tahkim Komisyonu sorunları gidermiş ve yargı yükünü almakta etkin yol oynamıştır. Ancak son dönem dava yoğunluğu sebebi ile yargılama sürelerinin uzamakta olması ve avukatların vekalet ücretlerine ilişkin yapmış olduğu düzenleme sebebi ile özellikle yüksek tazminat davalarında avukatlar tarafından tercih edilmemektedir.
Hazine Müsteşarlığı’nca 2 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazete’de 29789 sayılı tebliğ ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına yapılan değişikliklerle arabuluculuk hükümleri eklenmiştir.
Sorunlar adliyeye gitmeden çözülecek Bu değişiklikle; sigorta şirketlerinin arabuluculuk ve müzakere gibi yollara başvurması onların hasar sahipleriyle yaşadıkları sorunları adliyeye intikal etmeden ortadan kaldırabilecektir.
Öncelikle arabuluculuk marifetiyle yapılacak her türlü uzlaşma, hiçbir taraf için hak kaybına neden olmaz. Bu sebeple yapılacak uzlaşmanın kanun hükümlerine
uygun olması ya da hakkaniyete dayanması gerekmez. Tarafların beklentileri, menfaatleri ve zaafları doğrultusunda sıkı bir pazarlık gibi görülmelidir.
Bu değişikle hayatımıza giren arabuluculuk sistemine ilişkin akla gelen ilk soruları aşağıda yanıtları ile birlikte vermeye çalıştık. Arabulucu tam olarak ne işi yapacak? Arabulucu, bu süreçte karar veren kişi değildir. Hatta taraflara herhangi bir çözüm de önermez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar.
Ne zaman arabulucuya gidebilirim?
Karşı tarafla aranızda uyuşmazlık çıktıktan sonra, mahkeme veya tahkime başvurmadan önce arabulucuya gidebileceğiniz gibi mahkemeye dava açtıktan sonra da arabulucuya gidebilirsiniz.
Tüm davalar arabuluculuk kapsamında mıdır?
Hayır. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler.
Arabulucuya başvurmakla dava açmaktan vazgeçmiş mi olurum?
Hayır. Taraflar arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ve bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbesttir. Kendi isteğiniz ile başlattığınız bu süreci yine kendi isteğinizle sona erdirip mahkemeye başvurabilirsiniz.
Arabuluculuk sürecindeki ücret ve masrafları kim karşılayacak?
Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, arabuluculuk sürecindeki tüm masrafları eşit olarak karşılayacaklardır.