Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD) tarafından her yıl Ekim ayında düzenlenen İstanbul Uluslararası Sigortacılık Konferansı bu yıl 12. kez düzenlendi. Her zamankinden farklı olarak pandemi koşullarına uygun olarak dijital ortamda webinar olarak başlayan konferansın ilk iki oturumu yoğun katılımla gerçekleşti.
1000 kişilik kapasitenin aşıldığı konferansın 8 Ekim’de yapılan ilk bölümünde açılış konuşmaları ve sonrasında 2 ayrı oturumda “Sigortacılıkta Büyüme Fırsatları” ve “Yeni Düzende Çalışma Hayatı” başlıkları ele alındı.
Genel Moderasyonunu Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkan Yardımcısı Menekşe Uçaroğlu’nun yaptığı 12. Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı’nın ilk açılış konuşmasını yapan STD Başkanı Fahri Altıngöz, Dünya ve Türkiye Sigorta sektör rakamlarını karşılaştırarak Türkiye’de sigortacılığın büyüme potansiyelinden bahsetti. Sektörde milat niteliğinde bir gelişme olarak SEDDK’nın resmen faaliyete geçtiğini hatırlatan Altıngöz, “SEDDK’nın rekabet ortamını destekleyici ve kurumsallaşma sürecine olumlu katkı sağlayacağına inancımız tam” dedi.
Altıngöz, pandemi sürecinin iş yapış biçimleri, müşteri ihtiyaç ve beklentilerini değiştirerek teknoloji, insan kaynağı, siber güvenlik konularını ön plana çıkarttığını ve bu alanların kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Altıngöz, dijitalleşme yatırımlarını önceden yapan, süreci çevik yönetebilen, insan kaynağına yatırım yapanların ön plana çıkacağının da altını çizdi.
Daha sonra ekrana gelen Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı kapsamlı bir sunum yaparak Türk sigorta sektörünün mevcut durumu, gelecek beklentileri ve stratejileri konusunda bilgiler verdi. Obalı, Türk sigorta sektörünün aktif toplamının 2020’nin ikinci çeyrek sonunda 272 milyar lira; 8. ay sonu prim üretimin ise 53.3 milyar lira olduğunu; BES ve OKS de ise 12.5 milyon katılımcı ve 157,8 milyar lira fon büyüklüğünün olduğunu belirtti. 2011-2019 yılları arası birleşik ortalama büyümenin (CAGR) yüzde 19 olduğunu söyleyen Obalı; 2019’u 26.7 ile kapattıklarını, 2020 yıl sonunda ise yüzde 24 büyüme beklediklerini söyledi.
En hızlı dijitalleşecek sektör
Obalı, katılım sigortacılığında da önemli bir potansiyelin varlığından bahsederek; “Önümüzdeki 3 yıl içerisinde yüzde 10’lara ulaşmasını bekliyoruz. 2020 yılı mevcut durum itibariyle bir önceki yıla göre hasar/prim oranlarında hem hayat hem de hayat dışında daha pozitif bir seyir oldu. Şirketlerin 2020 6. ay itibarıyla 5.7 milyar TL bilanço kârı elde etti. DASK’ta ödenen tazminatın 423 milyon lira (2000-2020) TARSİM de ödenen tazminatın 6.4 milyar lira (2006-2019). Türk sigorta sektörünün 230 milyar lira fon, 8.2 milyar lira sermaye büyüklüğü ile finansal kesim içerisinde ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Önümüzdeki beş yılda en hızlı dijitalleşecek sektörlerin başında sigortacılık gelecek. 2000 yılında müşteri tarafında başlayan dijitale dönüş, 2025 yılında tamamlanacak yeni dönemde müşterinin tercihleri ve hızlı teminat alma isteği; kullandığın kadar öde, ihtiyacın kadar al ve modüler ürünler gibi trendler artacak” dedi.
‘Ucuz olacaksa’ sensör taktırırım diyenlerin arttığını belirten Obalı, “Dünyada müşterilerin yüzde 70’i internetten araştırma yaparak; dörtte biri sigortayı dijitalden alıyor. Türkiye’de ise henüz dijitalden sigorta satış oranı yüzde 3. Acenteye ise her zaman ihtiyaç duyulacak. Özellikle kompleks ürünlerde her zaman bu ihtiyaç sürecek” diye konuştu.
Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Başkanı Atilla Benli ise yaptığı konuşmada istikrarlı ve sürdürülebilir büyümenin önemli olduğunu; bununla birlikte büyümenin niteliğinin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Benli, “Ülkemizde sigorta sektöründe gidilecek çok yolumuz var. Sigortacılığın GSYH oranı dünyada yüzde 6 iken Türkiye’de yüzde 2 düzeyinde, ekonominin sağlıklı büyümesi için sigorta sektörü önemli bir katkı sağlayacak. Uzun dönemli fonlamada sigorta sektörü olarak en ön sıralarda bulunacak” dedi.
Olumlu gelişmeler
“Bankacılık dışı finans sektörünü ve sigortacılığı büyütmek için Kamunun desteğini de arkamızda hissediyoruz” diyen Benli; “Mevduat- kredi modeli kırılganlıklar içeriyor ve dünyadaki uygulamalarda sigortacılığın büyütülerek kırılganlığın geride bırakıldığını görüyoruz. Yeni Ekonomi Programında de yer alan tasarrufların arttırılması ve bireysel tasarrufların sektörümüze gelmesi de öncelikli konularımız arasında yer alıyor” diye konuştu. Benli, “Tarım ve doğal afet sigortalarının kapsamının genişletilmesinin hayat dışı sigortacılığın odakları arasında yer alacak. Katılım sigortacılığı alanında da önemli ödevlerimiz var. SEDDK’ya yapılan liyakat bazlı atamaların ve Türk Re’nin kurulması ile artan kapasite ve esnek reasürans çözümlerinin oluşturduğu rekabet ortamı oldukça olumlu gelişmeler. Kamu sigorta şirketlerinin birleşmesiyle ülkemizdeki sigorta sektörünün küresel rekabette atılım yapması, ekonomideki payın arttırılması ve sektörün dinamik bir yapıya katkı sağlaması açısından önemli olacak” açıklamasını yaptı.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Türker Gürsoy da konuşmasında; kurumun temel önceliğinin tüketicilerin korunması, sigorta ve emeklilik sektöründeki oyunculardan en iyi şekilde hizmet alması olduğunu vurguladı. Dijitalleşmenin sadece sektörün değil SEDDK’nın da faaliyetlerini ve kurumsal yapısını dönüştürüp geliştirdiğini söyleyen Gürsoy, “Şirketler SBM ve EGM entegrasyonları çok önem taşıyor. SEDDK’nın denetim ve gözetim faaliyetlerinin odak noktasında teknoloji olacak” dedi.
Denetim faaliyetlerinin öncelikli şekilde uzaktan planlandığını belirten Gürsoy, “Önemli projeler başlatıldı ve devam ediyor. SEDDK olarak sermaye yeterliliği kavramının ötesinde daha geniş bir açıyla kurumsal yeterlilik kavramını önemsiyoruz. Risk odaklı bir yaklaşım ile süreç yönetimi, gözetim ve denetim yapmayı hedefliyor olacağız. Bu noktada teknoloji önemli kaynaklarımızın başında geliyor. İş süreçleri ile bilgi teknolojilerinin uyumuna olan ihtiyaç her zamankinden daha önemli hale geldi. Kurumsal risk yönetimi, sermaye yeterliliği konusunda uluslararası standartları yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
IFRS’17 ye kademeli bir geçiş sağlayacaklarını, sektör kaynaklarının zayi olmaması için de çaba sarfedeceklerini belirten Gürsoy; “Acentelerimizin, brokerlerimizin dijitale uyum sağlamasına da en önemli şekilde destek vereceğiz, mesafeli satış konusunu çalışıyoruz. SEDDK olarak sigortalıları ve piyasa disiplinini korumak yönünde çalışarak sektörün destekçisi olmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken tüm paydaşların ve TSB’nin bizim için çok kıymetli oluğunun altını çizmek isteriz” dedi.
Ciddi bir potansiyel var
Sigortacılığın büyüme potansiyelini gerçekleştirmek için oto dışı alanı büyütmeye mecbur olduklarını vurgulayan Gürsoy şunları söyledi: “Bu konularda mevzuat altyapısını hazırlamak için önemli projelerimiz olacak. Finansal sigortalar, tarım sigortaları ve sağlık sigortaları alanında büyüme potansiyelinin olduğunu görüyoruz. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 137 milyon dekar tarım arazisinin 26 milyon dekarı sigortalı. Yani penetrasyon yüzde 18. Burada ciddi bir potansiyel var.”
“Sektörümüzün önemli hedeflerinden biri finansal istikrara katkı sağlamak” diyen Gürsoy; katılım sigortacılığına dikkat çekerek; “YEP’te de yerini bulan katılım sigortacılığının uluslararası standartlara uyum sağlaması ve geliştirilmesi ön planda yer alıyor. BES altyapısı aracılığıyla emeklilik tasarruflarının tabana yayılması, gençlerin sisteme dahil edilmesi, yurt dışında yaşan vatandaşlarımızın sisteme dahil edilmesi gibi önemli çalışmalar gündemimizde olmaya devam ediyor. SEDDK olarak sektörü dinlemeye özen göstereceğiz. İletişim ve işbirliği temel yaklaşım olacak” diye konuştu.
Konferansın 8 Ekim’deki ilk gününde 12.15-14.15 saatleri arasında gerçekleştirilen “Sigortacılıkta Büyüme Fırsatları” konulu birinci oturumuna AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken moderatörlük yaptı.
Bu oturumda Mehmet Abacı – Anadolu Sigorta; Burak Ali Göçer – Garanti Emeklilik ve Hayat , Utku Özdemir – Milli Reasürans, Ahmet Yaşar – Quick Sigorta ve Corpus Sigorta; Cenk Kurt – Türkiye Emeklilik ve Hayat, Alper Karayazgan – Türkiye Sigorta panelist olarak söz aldılar.
Trafik konuşulmayan bir sempozyum
İkinci oturumunun moderatörü AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, uzun bir süredir ilk defa trafik sigortası konuşulmayan bir sempozyumda bir çok yeni ve farklı ürünü, teknolojiyi, büyümeyi konuşmanın verdiği mutluluğu yaşadığını belirterek; herkesin büyüme ve sektörün gelişmesi konusunda hemfikir olduğunun görüldüğünü söyledi. Uzun zamandır ilk kez hayat tarafında yüzde 66-67 gibi büyük bir büyüme olduğunu, emeklilikte de 150 milyar lirayı geçen bir gidiş olduğunu belirten Ölken; hayat dışında da yüzde 16 büyüme olduğunu belirtti. Ölken, diğer taraftan hayat dışında girenler çıkanlar diye baktıktan sonra yaşayan müşteri bakımından neredeyse büyüme olmadığını dip not olarak düştü.
Branşlar itibariyle penetrasyon ve sigortasızlık oranlarından bahseden Ölken, “Hepimizin ev ödevi olarak farkındalık, tabana yaymak, tamamlayıcı sağlık lokomotif. Ucunu bırakmayacağız, unutturmayacağız” dedi. “Sigortacılar olarak hepimizin önünde hızlı bir süreç var” diyen Ölken, bir soruya verdiği cevapta; “Zorunlu sigortalar sigorta büyümesinde şarttır. Hepimizin sevmediği şey zorunlu tarifelerdir” mesajını verdi.
OKS ile kazanıldı
Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer; “COVID-19 döneminde hayat ve emeklilik tarafında iyi bir süreç geçirdik. 18 yaş altına BES’in katılması büyük bir potansiyel barındırıyor. OKS başlı başına kocaman bir pazarı ifade ediyor. Doğru satış kanalında doğru ürünlerle müşterilere dokunmak gerekiyor. Yüzde 70 çıkış olsa da BES’te kazanamadığımız müşteri OKS ile kazanıldı. Hayat tarafında olumlu gelişmeler var” dedi.
190 payı olan ülke bile var
Türkiye Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Cenk Kurt; “Kişi başı sigorta üretiminin dünyada 800 dolar, bizde ise 130 dolar. OECD’nin özel emeklilik raporunda yurtdışında emeklilik fonları ortalama yüzde 49 paya sahip, hatta yüzde 190 payı olan ülke bile var” diyerek, şunları söyledi:
“Sektörümüzün ciddi bir potansiyele sahip olduğunu ve gelişim fırsatı olduğunu görüyoruz. Ortalama gelir dikkate alındığında çok ciddi bir gelişim alanı bulunuyor. BES tarafında reel getiriler ve devlet katkısı ile büyük bir yol kat ettik. 18 yaş altının da sisteme katılması büyüme için ciddi bir potansiyel barındırıyor, hayatın içinden ürünleri, ihtiyacı olduğu anda müşteriyle buluşturmalıyız.”
Artışın yeterli olmadığı da ortada
Milli Reasürans Genel Müdürü Fikret Utku Özdemir, “Türkiye’nin olması gereken yerde olmadığında hepimiz hem fikiriz, sektör adeta ekonomik aktivitenin barometresini elinde tutuyor” diyerek; “GSMH büyüdükçe primler de artıyor ama artışın yeterli olmadığı da ortada. Yine de karamsar olmamamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Özdemir, “Baktığımız zaman, bankacılık sektörü de avro bölgesiyle kıyaslandığında benzer sonuçlar görüyoruz. Bizde bankacılık aktifi bizde yüzde 105’i geçmiyor ama avro bölgesinde çok daha fazla. Yani bu fark tüm finansal piyasalarda söz konusu, sadece sigortacılıkta değil. Finansal piyasalar geliştikçe sigorta da gelişecek, enseyi karartmayalım” dedi.
Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, “Dünya Bankası’nın 2020 yılında dünya ekonomisinde yüzde 5.5; dünya ticaretinde de yüzde 18 daralma bekliyor. Bu, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük; 1929 buhranından bu yana en geniş daralmanın yaşanacağı anlamına geliyor. Tüm bunlara rağmen biz bugün büyümekten bahsediyoruz. Bir kere bu son derece olumlu. Ülkemiz bu yıl yüzde 0.3’lük bir büyüme tahmini yaparken; ne mutlu ki sektörümüzde yüzde 24’lük bir büyüme bekliyoruz. Ciddi manada reel büyüme yaşıyoruz” dedi.
İlk 20’ye girmemiz gerekiyor
Yaşar, “Kredi Kartlı ödemeler verisinden de göreceğimiz gibi Mart ve Nisan aylarında aşağı doğru bir daralma varken; Haziran’dan itibaren ekonomide ve ticarette küresel anlamda daralmalar beklenirken sigortada bugün büyümeyi konuşmamız başlı başına önemli bir konu. Türk sigorta sektörünün önümüzdeki dönemde büyüyeceğini düşünüyorum. Sektör SEDDK, Türk Re, Kamu birleşmeleri, konsolidasyonlar ile aslında yapısal olarak gelişimini tamamladı. Bundan sonrası penetrasyon ve büyüme… Artık önümüzdeki dönemde penetrasyon ve büyümeyi konuşmamız gerekiyor. Büyüyoruz ama dolar olarak bakarsak, kura bağlı 10-12 milyar dolar arasında dolaşıp duruyoruz. Sigorta sektörü ekonomik büyüklüğümüzden düşük seviyede. Ülkemiz dünya sıralamasında 17-19’larda iken sektör olarak 39. sırada olmak bize yakışmıyor. Ekonomimiz ile aynı seviyede olmamız ilk 20’ye girmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Bazen bir musibet bir nasihatten iyidir” diyen Yaşar; pandeminin ve 2020’de yaşanan çok çeşitli hasarların farkındalığı artırdığını; işler kötüye giderken değerlerimizi korumanın daha zor olduğunu bu sebeple onları korumanın önemli olduğunu sigortanın öne geçmesi için gerekli farkındalığın oluşmaya başladığını düşündüğünü belirtti.
Finansal sigortalar
Hayat dışındaki özel ürünler ile ilgili de konuşan Ahmet Yaşar, “Sigortacılık varlığında çok fark edilmiyor ama yokluğunda hayat duruyor. Artık ülke stratejisi olarak da, sigortacılığın ülke kalkınmasında doğrudan etkili olması bekleniyor” açıklamasını yaptı. Yaşar, “Finansal sigortalar olarak gidebileceğimiz yer açısından baktığımızda kefalet sigortalarını prim olarak büyütebiliriz. Gayri nakdi kredi olan teminat mektupları yani kefalet senetlerini sektör olarak üstlendiğimizde nakdi kredilerin de önünü açıyoruz. Bu da yeni yatırımların yani yeni istihdamın, yeni vergi gelirlerinin önünü açmak demek. Bina tamamlama sigortasının da hem konut alıcıları hem konut yatırımcıları hem de müteahhitler açısından çok önemli bir ürün olduğunu belirten Yaşar, bu alanda da arz problemi yaşanıyor” dedi.
“Çok temkinli ve çok dikkatli çalışması gereken bir alan. Pandemi döneminde dijitalleşmenin artmasıyla siber riskler konusunda da gidilecek çok yol olduğu görülüyor” vurgusu yapan Yaşar; “Kefalet sigortaları, Bina Tamamlama, Fatura Koruma, Depozito Sigortası gibi finansal sigorta türevleri önemli büyüme fırsatları taşıyor. Sigortacılığın ülkenin kalkınmasına ciddi katkılarının olması gerekiyor” diye konuştu.
Dünya ekonomisi durma noktasına geldi
Türkiye Sigorta Genel Müdürü Alper Karayazgan, “Kötü bir yıldan geçtiğimiz doğru ama ben sigorta anlamında iyimserim” dedi. “COVID-19 sebebiyle tüm dünya ekonomisinin bir anda durma noktasına geldiğini ama sigorta sektörünün bu durgunluğa çok dahil olmadığını belirten Karayazgan, “Özellikle tamamlayıcı sağlık bir anda ön plana çıktı.” dedi “Online platformlar ile birlikte sigorta sektörünün sürece ne kadar hazırlıklı olduğunu gördük. ”Sigortacılık artık gençlerin de konuşmaya başladığı bir konu haline geldi” diyerek; gelecekten umutlu olduğunu belirtti. “Doğal afetlerin meydana getirdiği hasarlar insanlarda sigorta bilinirliğini artırıyor” yorumunda bulunan Karayazgan; “Sigorta bilincinin yaygınlaşması gerekiyor ki ihtiyacı gösterelim. Korkutarak değil bu risklerin varlığını göstermemiz ve sigortayı tabana yaymamız gerekiyor” Dedi. “Salgınla birlikte tamamlayıcı sağlık sigortasının sigortayı konuşulur kıldığını belirten Karayazgan, “Tamamlayıcı sağlığa olan ilgi arttı, sigortayı halka anlatmayı kolaylaştırdı” açıklamasında bulundu.
Benzer bir değişim yaşanmadı
Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı yaptığı sunumda, teknolojik değişimden en çok etkilenen sektörün sigortacılık olduğunu söyleyerek şunları söyledi: “COVID-19 döneminde sigorta şirketleri önceden yaptıkları dijital yatırımlar sayesinde ciddi sorunlar yaşamadı ve yıkıcı değişime hep birlikte uyum sağladık. 350 yıllık sigortacılık tarihinde benzeri bir değişim yaşanmadı. Kurumların içindeki değişim hızı teknolojiye ayak uydurmalı. Dünyada Lemonade ve Trov küçük startup’lar çok hızlı davranabiliyor ve çok etkinler. Ülkemizdekilerin çok fazla olmadığını görüyoruz, mevcutlar ise genelde kıyaslama siteleri. ‘Insurtechler aldıkları yatırımlar ile geleceğin sigorta şirketleri haline gelebilirler.”
“Büyük teknoloji devlerinin de sigortaya ciddi yatırımları var. Google çok sayıda insurtech’e yatırım yapıyor. Otonom araçlar kapıda. Tesla gibi şirketler araçlarla birlikte sigorta satışı da yapıyor. 75 milyar cihazın bağlı olduğu nesnelerin interneti, sektörü en çok etkileyen faktörler arasında olacak. Akıllı ev sistemleriyle evimizdeki tüm cihazlar bize bilgi verecek. Nesnelerin interneti sigortacılığı da proaktif bir yapıya çevirecek. Hasar olmadan riski önleyen konuma erişmeliyiz. Intel, Google, Amazon gibi firmalarla iş ortaklıklarıyla iş süreçlerimizi geliştirmeliyiz. Teknolojinin kullanımı tek başına yeterli değil. Bunu kurumsal dönüşümle desteklemezsek başarı kısıtlı olacak ve beklenen fayda sağlanamayacaktır. Yapay zekâ kullanımı şirketleri ayrıştıracaktır.”
Konferansın 8 Ekim’de ki ilk gününde öğleden sonra 14.15 -16.15 arasında İngilizce olarak yapılan “Yeni Düzende Çalışma Hayatı” oturumuna moderatörlüğü Willis Re’den Maurice Williams yaptı. Andrew Woodward – Lloyd’s; Tobias Sonndorfer – Munich Re, Nikhil da Victoria Lobo – Swiss Re; Selva Eren – Türk Re; Tom Johansmeyer – Verisk Solutions panelist olarak katıldı.
Data Mühendisliği ve Yapay Zeka
Türkiye ve dünyadan çok değerli katılımcıların kayıt yaptırdığı 12’inci Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı’na 1000 den fazla başvuru gerçekleşti. Kısmen sosyal medya kanallarında da yer alan konferans; Data Mühendisliği ve Yapay Zeka konularını içeren üçüncü oturumu ile 14 Ekim Çarşamba günü saat 16.30-18.00 arasında devam edecek. Moderatörlüğünü Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen’in yapacağı oturumun panelistleri Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Demirel ve Argensis Kurucu CEO’su Asif John olacak ve İngilizce gerçekleşecek.
Dördüncü bölümü de bir sonraki hafta gerçekleştirilecek, yurtiçi ve yurtdışından yoğun bir katılımın olduğu konferans bu alanda yapılan en önemli etkinlikler arasında yer alırken katılım ücretsiz olup kayıt için www.iiicturkey.com adresinden bağlanılabilir ya da webinar@iucre.com adresine e-posta yollanabilir.