Uluslararası Sigorta Fuar ve Kongresi’nin ikinci gününde “Sigorta Eksperleri Avrupa ve Türkiye Uygulamaları ve Sahte Hasar” konulu oturum düzenlendi.
Uluslararası Sigorta Fuar ve Kongresi’nin ikinci gününde düzenlenen “Sigorta Eksperleri Avrupa ve Türkiye Uygulamaları ve Sahte Hasar” konulu oturumda, ‘hasar ve sigorta suiistimalleri’ konusu sektörün önde gelen yöneticileri tarafından masaya yatırıldı. Oturumda Türkiye’de eksperlik mesleğinin geldiği nokta ile birlikte Türkiye’de sigorta suiistimallerinin tam olarak ölçümlenemediği üzerinde duruldu.
SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem: Eksperlik mesleği olarak Avrupa’dan fersah fersah ilerideyiz
Oturumda konuşan SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem, dernek olarak Avrupa’daki eksperlik mesleğinin işleyişinden bahsederek, “Önce Fransa Eksperler Derneği’ni ziyaret ettik. Bu ilişkimiz bizi Uluslararası Eksperler Derneği’ne de üye olmaya kadar götürdü. Fransa’da tam bağımsız bir eksper uygulaması var. Almanya’da ise bu durum ticaret odaları üzerinden yürütülüyor. Eksperlik mesleği ülkemizde 1927 yılında kanunla tanınmış bir meslek. Avrupa’da böyle bir şey yok. Avrupa’da halen bu alan mühendislik anlamında tanımlanıyor. Özellikle dijital anlamda Avrupa’da bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Örneğin kişi Almanya’da poliçesini düzenleyip İtalya’da kaza yapıp Fransa’da tamiri yaptırıyor. Bizim burada titizlikle üzerinde durduğumuz bu süreçleri dijital anlamda birleştiremedikleri için tam yürütemiyorlar. Türkiye olarak eksperlik alanında mevzuat anlamında da fersah fersah ilerideyiz” diye konuştu.
Tüm bu gelişmişliğe rağmen sektörde hala bazı sorunların olduğuna da dikkat çeken Erdem, “Tabi ki her getirilen yeni uygulama veya alınan yeni bir karar yeni bir sorunun doğmasına neden oluyor. Örneğin yaşamış olduğumuz pandemi süreci ciddi anlamda bizleri de geriletti. Ekspertiz uygulamaları çerçevesinde Avrupa’da tedarik sorunu yok. Çünkü Avrupa’da parça çok ucuz. Yapılan her işlem kayıt altında. Onarımın ve diğer usullerin kuralları belirlenmiş. Yani Avrupa’da peşinen kabul edilmiş bazı değerler var. Bizde ise yazılı değerleri bile bazen ekspere de sigorta şirketine de uygulatamıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Erdem, son dönemde oldukça gündemde olan fotoğraftan hasar belirleme konusuna da yaptığı konuşmada değindi. Tüm bu uygulamaların eksperlerin yardımcı unsurları olduğuna vurgu yapan Erdem, şunları söyledi: “Nihai kararı verecek olan her zaman eksperdir. Dijital uygulamalar tabi ki gerekli. Ama günün sonunda yazılımlarda da temel nokta olarak insanı değerler konusu tartışılıyor. Bazı noktalarda dijitalleşmeyi tamam sonuna kadar kullanalım. Ama insanın operasyonunu kolaylaştıracak yardımcı bir unsur olarak kullanmamız gerekiyor.”
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Direktörü Salih Taşyon: Suiistimalleri belirlemede Emniyet ile birlikte çalışıyoruz
Oturumda konuşan Salih Taşyon, SBM olarak amaçlarının sigorta sahteciliğinin bir suç olduğunu anlatmak ve bu konuda bir farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi. Üç yıldır dünyada sigorta sahteciliği konusunda konferanslar düzenlendiğini ve SBM olarak bu konferanslara katıldığına dikkat çeken Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Direktörü Salih Taşyon, “Türkiye’de SBM gibi bir yapımız var. Veriler burada toplanıyor. Özellikle trafik ve kasko tarafında şüpheli dosyaları tespit edebiliyoruz. Yangın ve sağlık tarafını ortak veri modeli projesi ile raporlar yakında gelmeye başlayacak. Çünkü iki yıldır yangın tarafından şimdide kadar tespit edilmeyen suiistimaller tespit ettik. Geçmişteki trafik poliçelerinde hangi sıkıntılar yaşanıyorsa şimdi sağlık ve yangında bunlar yaşanıyor. Bunların hepsinin verilerini işleyerek modellerini geliştirerek tahminleri sigorta şirketleri ile paylaşıyoruz” diye konuştu.
Yeni modeller geliştiriyoruz
Pandemi ile birlikte özellikle sahte poliçe üretilmesinin ve verilerin çalınması konusunun en önemli suiistimaller arasına girdiğine vurgu yapan Taşyon, “Bunun için yeni modeller geliştiriyoruz. Emniyet ile çalışıyoruz. Uzun zamandır sigorta sahteciliğinin bir suç olduğunu anlatmak için emniyette böyle bir birimimiz var. Artık Emniyet yetkilileri de anladı ki sigorta sahteciliği farklı bir uzmanlık gerektiriyor. Emniyette ve Jandarma içinde birimlerimiz var. Son dönemde siber suçlarla ilgili de çalışıyoruz” dedi.
Taşyon, sigorta sahteciliğini nitelikli bir dolandırıcılık olarak da tanımlayarak, konuşmasında şunlara değindi: “Artık Emniyet’in altında sigorta suiistimallerine bakan ayrı bir birim var. Bu birimdeki çalışanları bizler eğitiyoruz. Örneğin iki yıldır cinayet bürosu ile de çalışıyoruz. Çünkü hayat sigortası yaptırıp eşini öldüren geçmişteki vakalar için bile Emniyet bizi arıyor. Sağlık konusunda da Sağlık Bakanlığı ile görüşüyoruz. Amacımız farkındalık yaratmak ve sigorta sahteciliğinin bir suç olduğu algısını oluşturmak istiyoruz.”
Türkiye Araştırma Uzmanları Derneği Başkanı Aydın Elidar: Türkiye’de suiistimal oranlarını bilmiyoruz
Konuşmasına; ‘Araştırma çok da sempatik bir iş değil’ diyerek başlayan Türkiye Araştırma Uzmanları Derneği Başkanı Aydın Elidar, “Sigorta güvene dayalı bir işlem. Bu işlem suiistimal edilir. Yani suiistimal sigortanın özünde var. Ama Türkiye’de asıl problem suiistimali ölçümleyemiyoruz. Sektörde her şey ölçülebiliyor. Türkiye de suiistimal oranı ne dediğimiz zaman kimse bu orana cevap veremiyor. Bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyi yönetemiyoruz. Ölçmediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz. Avrupa’da yüzde 10 deniyor. Bizde ne kadardır. Bilemiyoruz. Peki bugüne kadar nasıl getirdik? Sigortalılara bu durum şarj edildi. Şimdi bunu yapmak için poliçeler de çok ucuz değil. Nasıl yöneteceğiz bu işi? Mecburen tedbir alacağız. Suiistimalle mücadele sanki hasarcıların görevi olarak algılanıyor. Ama bence bu suiistimalle mücadele acentelerin ve sigorta şirketlerin satış ve hasar tarafının da görevi. Ölçmemiz lazım. Ölçtükten sonra yönetebiliriz. Bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Suiistimali herkes yapar. Hasar döneminde hasara eli değen herkes suiistimal yapabilir.”
Bugüne kadar özellikle oto kaza hasarlarında gördüğümüz hasarları artık sağlık gibi alanlarda görmeye başladığımıza dikkat çeken Elidar, “Bugün sağlıkta dehşet şeyler oluyor. Bu nedenle bakış açımızı değiştirmek lazım. Yapay zekâ ile sahaya 100 tane dosya veriyoruz. Bunların 70’i aslında normal hasar. Sigortalıyı rencide ediyoruz. Önemli olan o havuza doğru dosyayı atmak. Bu havuza yanlış dosya atarsanız yönetemezsiniz. Hasar çok ciddi bir iş. Mutlak suretiyle acente dernekleri ve federasyonla işbirliği yapmak lazım” değerlendirmesini yaptı.